11 Kasım 2011 Cuma

Amelelikten Enayiliğe

Gerçek düşünce özgürlüğü sadece içinden geldiği gibi düşüncelerini ifade edebilme, konuşabilme hakkı değildir. Bana göre gerçek düşünce özgürlüğü insanlara düşünme fırsatı, zamanı ve imkanı verilmesidir. Düşüncelerini ifade etmen elinden alınabilir ama bu düşünmene engel değildir, hatta bu baskıyı itici güç olarak kullanarak yaratıcı hale bile gelebilirsin ama bazen, belki de süregiden şekilde olduğu gibi düşünce mecburiyetten öncelikli olmaktan çıkar, çıkarılır, çıkarılmak zorunda kalınır. Heterokapitalizm cinsel veya kendisine ters düşen her kimlik olarak yer altına ittiği gibi, bir süreliğine yerleşik düzene uyarak kendin olmaktan fedakarlık etsen de, bedensel-iş gücü olarak posanı çıkarıp işe yaramaz hale gelince dolaylı da olsa seni insan olabilme-düşünebilme yetisinden mahrum ediyor, düşünebilmeyi insan hayatının en büyük lüksü haline, ulaşılmaz hale getiriyor, unutturuyor bile. Sistemi bedensel olarak besleyebilme şansın varken amele oluyorsun, sonra da çöplüğe atılmış arızalı enayi bir makine. Biliyorsunuz makinelerin düşünceleri olmaz, bozulunca da tedavülden kaldırılırlar. Kim ne dersen desin, kim ne düşünürse düşünsün, dünyanın-insanlığın en onursuz hali enayiliktir. Fahişelik bile düşünce özgürlüğünün elinden alınıp enayi bir makineye dönüşmekten kıyaslanamayacak kadar onurlu bir faaliyetdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder