23 Nisan 2011 Cumartesi

Transseksüel Gibi Eşcinseller

Heteroseksist bir toplumda transseksüel bir erkek olmak çok zor ama eşcinsel bir erkek olarak transseksüel gibi yaşamaksa çok ağır.

Eşcinsellik bilindiği üzere kişinin kendini herhangi bir alt sınıfa sokmadan kendi cinsinden hoşlanması, kendi cinsine ilgi duyması, duygularının ve cinsel yöneliminin kendi cinsine olması kısaca.

Peki erkek egemen bir toplumda tam anlamıyla kendisiyle barışık bir eşcinsel, kendi istekleri doğrultusunda duygusal veya cinsel bir beraberlik yaşayabilir mi? Yaşayamaz, tam anlamıyla yaşayamaz, eksik yaşar, tek taraflı yaşar, bu da istediği gibi olmaz, kendisini kendisi olmaktan çıkarır, sadece başkalarının bir aracı yapar.

Çünkü; Heterosesksit toplumlarda erkek vardır, erkeğin istediği gibi kadın vardır, bir de kendini "erkek gibi gösteren bastırılmışlar" vardır. Erkeksilerle idare eden LGBT'ler ise yoklardır, sadece erkeksilerin-heteroseksizmin kölelerinin istedikleri zaman ve kadar varlardır.

Yazıyı biraz kişiselleştirmek gerekirse, ben erkek bir eşcinsel olarak, açık bir eşcinsel olmanın verdiği özgüven yüzünden, kendimi duygusal ve cinsel olarak tam istediğim şekilde gerçekleştiremedim ve bu yüzden dört-dörtlük değil, olması gerektiği gibi bir beraberlik bile yaşayamadım.

Bilinçli bir eşcinsellik kendini tam anlamıyla gerçekleştirmek zorunluluğunu doğuruyor. Heteroseksizmin kalıpsal beraberlikleri tatmin etmediği için erkekliğin kurallarına ters geliyorsun. O kuralları yıkmaya yeltendiğin zaman da hem kabul edilmiyorsun, hem de öfkesine, nefretine ve şiddetine, hatta cinayetine maruz kalıyorsun. Tahrik unsuru bahanesi de bu yüzden çıkıyor ya zaten.

Daha açık konuşmak gerekirse kendini ne kadın hissediyorsun, ne de erkek. Sadece kendi cinsinle hiçbir kategoriye ait olmadan birliktelik yaşamak istiyorsun. Ama karşında bilgisizlikten, bilinçsizlikten, yanlış öğretilmişlikten, şartlanmışlıktan dolayı beraber olacak kendin gibi birini bulamıyorsun ki.

Yani nötr bir eşcinsel yok ki. Cesareti olamayan eşcinsellerin bazıları kendilerini kadın sınıfına dahil etmişler, bazıları da erkek sınıfına. Yani kadınsı eşcinseller ve erkeksi eşcinseller var sadece. İçinden geldiği gibi davranan, kendisi olabilen eşcinseller yok. Yani kadınsı eşcinseller kendilerini kandırarak erkeksileri erkek olarak var ediyorlar, erkeksiler de kadınsıların kadın olduklarının altına sığınarak eeşcinselliklerini kamufle ediyorlar. Böylece toplumsal cinsiyeti resmileştirerek eşcinselliğe, eşcinseller de zarar vermiş oluyorlar.

Onlar kendilerini anlık olarak iki yüzlü bir şekilde gerçekleştirmenin eşcinselliğe zarar verdiğini, bu iki yüzlülüklerinin iki yüzlülüğü beslediğini, bir süre sonra maskelerinin düşürülebileceğini düşünmek bile istemiyorlar. Kendilerinden, toplumdan kaçtıkları sürece "sorun yok" diye düşünerek, sorunu daha da büyütüyorlar, hatta eşcinselliğin sorun olarak görülmesine bile engel oluyorlar. Bir şeyler yaşanıyor gizli bir şekilde ama yok sayılarak. O yok sayılan gizlilikler çıkarlara ters düşüldüğü zaman kendini eşcinsel olarak tanımlayamayanların başına patlıyor ama hedefte ilk olarak kendisi olabilen açık eşcinseller oluyor eşcinsel olarak erkek gibi göründükleri için, erkekliğe görünürde onlar zarar verdiği için. O yüzden açık eşcinselliği, gerçek eşcinselliği, heteroseksizmden kendini soyutlayabilmiş, koruyabilmiş eşcinselliği yanlış buluyorlar, yok sayıyorlar ya.

O kadar içselleştirmişler ki heteroseksizmi, eşcinseller bile fonksiyonel anlamda eşcinsellerin işlevselliğinden utanır hale gelmişler. Ya erkeksindir, ya kadın. Doğal bir eşcinsellik onların şablonlarına uymuyor literatürlerinde zaten eşcinsellik olmadığı için. Kendini köreltmek zorunda, ameliyat olmak zorunda kalıp da kadınlık taslayan eşcinsellere ve eşcinselliğini bastırmış, hatta homofobisini azdırmış o kadar kendinden bihaber eşcinsel var ki.

Örneklerle bu savlarımı desteklemek isterim. Maneviyatı güçlü bir erkek eşcinsel sadece transseksüellerle beraber oluyor ama edilgen olarak. Kendini erkek olarak tanımlıyor. Erkeklerle bir-iki beraberliğinin olduğunu ama tercihinin bu olmadığını fark ettiğini, transseksüellerle de fantezi amaçlı beraber olduğunu söylüyor. Ona göre bir erkek kadınla evlenmeli, çoluk-çocuk sahibi olmalı. Aşksal duygular da ancak karşı cinse karşı duyulabilir. İçinde bulunduğu toplumun eşcinselliği kabul etmemesinin onu transseksüellerle beraber olmaya itmiş olabileceği üzerinde fazla durmuyor.

Anlamadıysanız daha açık konuşayım. Karşınızda tam anlamıyla bir erkek var görsel ve davranışsal olarak. Eşcinsel ilişkiye karşı olduğu için, transseksüellerle k ilişkiye giriyor ama sadece sadece pasif olarak. Aktifliğini sadece üç-beş ayda bir görüştüğü karşı cins sevgilisiyle gerçekleştirdiğini söylüyor. İşlevsel olarak bir problemi yok ama düşünsel olarak istediği bu mu acaba? Transseksüellerle beraberliği burada kendinden bir kaçış değil mi topluma karşı erkekliği-ni korumak için?

Seks işçiliği yapan bir transseksüel de, beraber olduğu kişilere karşı işlevsel anlamda erkeklik yapıyor. Kendisine yıllar önce sorduğumda gerçekten transseksüel olmak isteyip-istemediğini, "Belki eşcinselliğin anormal karşılanmadığı bir toplumda yaşasaydım, erkek-erkeğe daha rahat kontak kurabilseydim, transseksüel olmayabilirdim. Çünkü, erkeklere erkek olarak yaklaşmak bu toplumda tehlikeli. Yanlış anlaşılabiliyorsun. Erkekliğine-namusuna saldırı olarak algılayabiliyor eşcinsel olsa da kendisini erkek olarak tanımlayanlar. Ama transseksüel olmak sanki karşılarında kadın varmış gibi onlara cesaret veriyor. Cinsel olarak neler yaşandığı ise, anlatılanlar ne kadar gerçek olsa da bir efsane olmaktan öteye gidemiyor. Çünkü görsel olarak bir kadınla beraber olanın erkekliğinden şüphe edilmez bu toplumda. 'Ben onun kadın sandım' demeleri bile onları kurtarabilir. O yüzden transseksüel olmak zorunda kalabiliyorsun. Olduğun gibi görünürsen zaten kendini hiç gerçekleştiremiyorsun, göründüğün gibi olursan da yarım-yamalak var oluyorsun ama toplumun kara lekesi olarak, hedefi olarak, bir de bastırılmışların kendilerini gizli bir şekilde gerçekleştirme alanı olarak." demişti.

Bir eşcinselle, gizli bir şekilde her konumda beraber olan erkeksi bir eşcinselden, "Sokakta görürsen beni tanıma, yoksa sonu fena olur." tehdidiyle karşılaşmayan kaç eşcinsel vardır. Artık ben dışarıda erkek olup da, mahremiyette gizlisi-saklısı kalmayan, kendini konumdan-konuma sokanlara bir tanımlama da yapamıyorum. Kişinin kendini tanımlamaması, toplumsal konum ve koşullar nedeniyle tanımlamak istememesi ne kadar zor bir şey hem kişinin kendisine, hem karşısındakine, hem de eşcinselliğe. Çünkü eşcinsellik doğru düzgün var olamıyor bu yüzden. Herkes kafasına göre var olmaya çalışınca, eşcinsellik de bir türlü kılıfını bulamıyor, olan da tanımına uyan eşcinsellere oluyor.

Yıllarca kendini transseksüel gibi konumlandıran tanıdığım bir eşcinselse, 35 yaşından sonra eşcinselliğini keşfedince ilk defa cinsel anlamda mutlu olmaya başladı yeni yetme bir eşcinsel gibi ama sadece kendini keşfetti ve o da yarım yaşamaya mahkum eşcinselliğini. Çünkü karşısında kendini gene eşcinsel olarak tanımlayan seçenekler yok ki. Ya kadınsılar var, ya da kendisinin ne olduğunu bilmeyen bastırılmışlar. Yani sadece malzeme olarak yaşanan bir eşcinsellik var ortada.

Heteroseksist bir dünyada, eşcinsellerin ama kendisini tanımlayan eşcinsellerin transseksüel konumunda olmak zorunda kalmaları hiç de kolay değil. Erkeklik kasıntısı yüzünden öpüşmeyen-sevişmeyen, adını sadece ihtiyaç, fantezi, aktiflik olarak tanımlayan ve karşısındakini bastırılmışlığına alet eden erkeksiler cenneti bu dünya. Onların konumlandırdığı şekilde var olmaksa bir görev sayılacağı için ağır, çok ağır. Gerçek bir eşcinsel olarak yaşamaksa mümkün değil gibi bir şey.

Eşcinselliğe zararı heteroseksizmin baskısıyla da olsa, heteroseksizmi içselleştirmiş eşcinseller, LGBT bireyle veriyor aslında. Heteroseksizm varoluşu için kendini koruyacaktır tabiatı gereği. Peki yaprak bile kıpırdatmayan, heteroseksist yaşam koşullarına kendilerini kaptıran eşcinsellere ne demeli. Belki de eşcinselliğin kabul edilmesi amacıyla  düşünülmesi, dikkat çekilmesi, desteklenmesi öncelikli alan kendisiyle barışmış "açık eşcinsellik" olmalı. Çünkü heteroseksizmin kabul etmediği, ilk etapta yok etmek istediği eşcinsellik, açık eşcinsellik erkekliğe en zarar veren olabileceği, hazmetmesi mümkün olmayan olduğu için.

Heteroseksizmi zorlamayan farklılıkların kabul edilmesi eksik çözümler, gerçek-tam anlamıyla değişimlerin gerçekleşmemesi için bir yatıştırma usulü bence. Ancak bir erkeğin bir erkeği sevmesinin kabul edilmesiyle LGBT'lerin de haklarının elde edilebileceğine inanıyorum. Diğer LGTT'lerin var oluşuna bir şekilde toleranslı olabileceği için heteroseksizm tam anlamıyla özgürlük geç gelecektir veya hiç gelmeyecektir.

Çünkü "bir kadın bir kadını sevebilir, fantezidir veya erkekliğe ne kadar zarar verebilir ki" düşüncesi var. Transsesküeller de ne kadar normal karşılanmasa erkeklik için korkulası tehlike arz etmiyor kendi kalıbının fotokopisi sayıldığı için ama erkek bir toplumda bir erkeğin bir erkeği sevmesi, hem de eşit konumlarda  namus meselesidir, ölüm kalım meselesidir.

En kabul edilmeyen kabul edilmedikçe, hiçbir şey kabul edilmeyecektir veya geçici kabullerdir, oyalamadır  yeri ve zamanı geldiğinde tamamen yasaklanabilecek olan.

Eşcinsel: Duygusal ve cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyan kadın veya erkek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder