30 Haziran 2010 Çarşamba

Hayatım-Hayata Bakış Açım-Birazcık Kişisel

Kim istemez ki refah düzeyi standart bir yaşam sürmek.Ama insanın kendisi olabilmesinden daha lüks yaşama biçimi olamaz.
Ben hayatı yapıma uygun olarak kendi-kendime keşfederek öğrendim.Zaten etrafımda yapıma uygun şekilde yönlendirici örnekler olmadığı için de toplumsal standarttakileri hiç kaale almadım.Ne arabesk yerine TRT 3'teki yabancı müzik programlarını,klasik,caz türlerini dinlememde,ne cinsel yönelimimi keşfetmemde,kimsenin ne etkisi oldu,ne de engeli.Belki de o yüzden yaşadıklarımdan ve yaptıklarımdan hiç tereddüt duymadım doğru mu yanlış mı diye.Kendiliğinden oluşan bu baskısız ortam cinsel yönelimimle hiç çatışmamamın,hiç tereddüt yaşamamamın,hep kendimle barışık olmamın en büyük yardımcısıydı.Heteroseksizm işte insanın kendi olmasını engellemek ama erkek egemen yapının devamlılığı için heteroseksist örnekleri normalleştirerek dayatıyor ya;baba figürü,aile,gelenek,ahlak kavramıları gibi.Bireyin özgür olduğu,dayatmaların olmadığı yetişme biçimlerini sağlıksız olarak tanımlayıp eşcinselliğin de sebebi olarak koşullandırıyor çoğunluğu.


Ben cinsel yönelimimin dergi ve gazete sayfalarından tanımını öğreninceye kadar duygusal olarak "neden kendi cinsime ilgi duyuyorum" diye sorgulamadım.Çünkü bulunduğum ortamda bana "eşcinsellik yanlıştır,doğrusu heteroseksüelliktir" diye öğreti ihtiyacında bulunan toplumsal bir dayatma yoktu.Orada eşcinsellik tanımlanıp,eşcinseller ötekileştirilmemişti belki eşcinsel deneyimler yaşanmadığı için.Cinsel yönelimimin eşcinsellik olduğunu öğrendikten sonra da hiç sıkıntı yaşamadım.Ortaokul çağımda bile çevremdekilere eşcinsel olduğumu değil de,hiçbir zaman evlenmeyeceğim şeklinde haykırıyordum cinsel yönelimimi onlar bunu çocukluğuma verseler de.Eşcinselliğin kabul edilmediği toplumlarda,birey özgüvenini ve ekonomik özgürlüğünü kazanana kadar eşcinselliğinin isyanını içinde tutması belki de eşcinselin can güvenliği için en uygunudur ne kadar eşcinsellerin bir an evvel açılımlarını yapıp eşcinselliğin kabul edilebilirliğinin hızlandırılması adına da olsa.Çünkü onları koruyacak ne yasal ne de fiziksel olarak hiçbir birim olmayabilir heteroseksizmin tek ve de koşulsuz yaşam biçimi olarak dayatıldığı kültürlerde.


Eşcinsellere-eşcinselliğe desteğin olmadığı bir zaman diliminde yaşanıyorsa,eşcinsel mücadelenin de kesintiye uğramaması için istenilen haklar birden alınamayacaksa,bireysel anlamda da olsa eşcinsellik adına da olsa belki fedakarlıklar yapmak gerekebilir her anlamda güvenlik koşulları oluşuncaya kadar.Belki bir mecburiyet olan eğitim hayatından bile vazgeçilebilmeli standart altı bir yaşam tercih edilip erken yaşta çalışma hayatına atılarak kişinin özgüvenini kazanabilmesi,eşcinselliğiyle barışıp heteroseksüel-heteroseksist bir yaşam yaşamak zorunda kalmaması için.Hayatta kazanılanlar kaybedileceklerden daha öncelikliyse,hele ki bu canlının temel ihtiyaçlarından biri olan ister hetero,ister eşcinsel olsun sevgi paylaşımıysa gözünü kırpmadan vaz geçilebilmeli toplumsal değerlerden ki o değerler zaten büyük ihtimal heteroseksizmi besliyordur.Kim istemez ki refah düzeyi standart bir yaşam sürmek.Ama insanın kendisi olabilmesinden daha lüks yaşama biçimi olamaz.İnsanın kendisi olmadan yaşaması sanki bir başkası için mücadele edip onu yaşatması,kendisi görünmez-yokmuş gibi bir değersizlik olurdu benim için.Yok sayılmak her türlü ayrımcılıktan bile daha ağırdır oysa.Kaldırabilenlere de pes diyorum.Çünkü gerçekten apayrı bir meziyet veya acizlik gerektirir bu.


Eğer biz zamana uyamıyorsak yani eşcinselsek-heteroseksüel olamıyorsak,heteroseksüel ikiyüzlülüğünü kaldıramayacak kadar saygı duyuyorsak kendimize,zamanı kendimize uyduracağız "hiçbir şeyin yaşı yoktur" diyerek,hiçbir şeye geç kalmış korkusu yaşamayarak.Heteroseksizmin kurallarına uyarak,her şeyi zamanında yaşayıp erken yaşta hayattan emekli olup torun büyüterek heteroseksizmi beslemek yerine,sevgimizi paylaşmayı ihmal etmeyerek(çünkü O'nun ihmal edilmesi hiç bir şeyin tam olmaması demektir)kişisel hedeflerimizi temel hak ve özgürlüklerimizin mücadelesi üzerine yayabiliriz.Hem böylece hayatımızı dolu-dolu yaşamış oluruz,hem de heteroseksist olmak yerine kendimiz olmuş oluruz.Sanki,erken yaşta okuyup kariyer yaparak adam mı! olacağız heteroseksizm içselleşmesiyle.


Keşke bütün eşcinsellerin aileleri çocuklarının eşcinselliğini kabul edip,herkes yerli-yerinde ve zamanında hayatı kendi gönüllerince yaşayabilselerdi ama yaşayamıyor diye de heteroseksizmin rüzgarıyla sürüklenmemek gerekiyor.Öncelikle hep kendimiz olmalıyız;benliğimiz-kimliğimiz-eşcinselliğimiz hep öncelikli olmalı.İnsan kendisi olmazsa ne kendisine,ne başkasına ne de yaşama faydası olmaz;heteroseksizmin bir parçası olabilir en fazla zararlı bir şekilde kullanılan.

1 yorum:

  1. "Kim istemez ki standart bir refah düzeyinde yaşam sürmek.Ama insanın kendisi olabilmesinden daha lüks yaşama biçimi olamaz."

    Güzel düşünce, paylaştığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil