8 Ağustos 2021 facebook notlarım
Son 20 yıllık siyasi süreçte en kabul edemedeğim ve affedemeyeceğim şey orman yangınlarıdır. Çünkü; 1. Orman yangınları doğal bir yangın depğildi, 2. Devlet müdahale etmedi. 3. Tabiki de en önemli sebep, ormanın sadece boş bir kavram olmadığı; hayvanlarıyla, bitki örtüsüyle yaşamın ta kendisi olduğu, insan türüne de hayat verdiği için. 4. Tabi en ama en önemlisi, şu anki yönetimde doğa bilincinin olmaması, doğanın yaşamsal bir önemde olduğunu kavrayamaması, dolayısıyla acımasızlığı ve vicdansızlığı. 5. Bunlardan da en önemlisi de sistemin bu vurdumduymazlığına, boşvermişliğine, umursamazlığına, hatta artniyetliliğine insanların yeterli tepkiyi göstermemesi. Tepki gösterenler canı yananlar. Canları yanmasaydı, gene hiçbir tepki olmazdı. Sistem bütün kalaleri ele geçirse bile, halk istemedikten sonra sistem hiçbir şey yapamaz! Şimdi ben en üst merciye çıkıp çatır çatır hesap sorabilirim ama arkamda hiç kimsnein olmayacağını çok iyi biliyorum ve tek başına hiç kimsenin kaale alınmayacağının bilincindeyim. Beni bilen bilir; haksızlıklara karşı ölümüne mücadele ettiğimi ama ben kimin için mücadele edeceğim; sistemin parçası olanlar ve sisteme destek olanlar için mi? Muhalefete bakıyorum da; siz muhalefet misiniz gerçekten? Hayatın bir çok alanında mücadele ettim; ne yazık ki sistemin mağdurları ve kurbanları bile sistemin bir parçası ve sistemin bir parçası olduklarının farkında olamayacaklar kadar bilinçsizler...
Evet, bu hafta da yangınlara rağmen tenis oynadık. Çünkü hayat devam ediyor. Sistemin kaosuna sürüklenmeye hiç niyetim yok. Çünkü yangın sadece bu anlık bir şey değil; oylarımızı doğru kullanmadığımız sürece daha beter yanmaya devam edeceğiz!
Olimpiyatlarda kadın voleybolu da nihayetlendi ve Amerika, Brazilya'yı çok rahat geçerek final maçını 3-3 kazandı. hakettiler. Çünkü güçlü takımlar. Geride kalsalar bile depar atıp öne geçme poatansiyelleri yüksek. Zaten Çİn ve İtalya fiyaskosundan sonra Amerika rakipsiz kalmıştı.
Daha önce de dediğim gibi, Eda'nın da dediği gibi Türkiye açısından kaçan balık büyüktü. Kore'ye yenilerek Final 4'a kalamamamız, belki de biiz madalyadan etti. Tie-break'te elendiğimiz Kore, bizim başa baş mücadele ettiğimiz Sırbistan'a karşı 3-0 ezilerek yenilmiş. Bu noktada diyebiliriz ki, evet Kore maçında hata ettik ve 4 yılda bir gelen Olimpiyat madalyası fırsatını kaçırdık. Daha iyi oynanabilir miydi Kore'ye karşı; evet. En azından tie-break sonlarında manşet problemi yaşamayabilir, basit hata yapmayabilirdik. Bütün önemli maçlarda aynı hatayı yapıyoruz... Ne bileyim öyle anlarda bütün iyi manşetçileri dahaya sokup, nereden hücum yapılacağı bilinse de, rakip önlem alsa da, o güçlü noktalardan hücum yapmak en iyisi olabilir. Çünkü manşet alamayınca hücumda yapamıyoruz ki zaten. Guidetti'nin maç sonlarında bunu dikkate alması gerekirdi. Avrupa Şampiyonası'ndaki hüz'nü bir kez daha yaşadık.
Bir şey daha söyleyeceğim çok önemli olan. Final Four'a kalan takımlaırn hep imdat anında camı kıracak güçlü birer hücumcuları var. Tamam takım oyunu çok önemli ama garanti hücum oyuncusu olmayınca olmuyor işte. Amerika veya Sırbistan'ın başarısı buradan. Hem takım oyunu oynuyorlar, her mevkide sağlam oyuncuları var ama sağlam hücumcuları da var. Bizde ise Neslihan'dan başka şöyle çatır çatır top öldüren ve de bu anlamda sürekliliği olan garanti bir samaçörümüz olmadı. Şu anda orta oyunculara, Eda ve Zehra'ya bağlıyız. Meryem de bir yere kadar, Ebrar da. Ama Guidetti, Meryem'in üzerinde durduğu kadar Ebrar'ın üzedrinde dursaydı, işin seyri başka olablirdi... Veya hande 4 numaradan alınıp pasör çaprazo olsaydı... Hande'yi de harcadılar...
Müslümanlıkta saçın gözükmesi günah ama estetik yaptırıp ful makyajla çekici görünmeye çalışmak mübah mı?
demiş birisi paylaşımında. Alıntıdır ama katılıyorum...
Aslında mesele araplaşma falan değil, YOBAZLAŞMA!
Tarikatlarda, cemaatlerde, adına ne dendiğini de bimiyorum, yaptıkları beden hareketlerini cahilce buluyorum ve saygı duymuyorum!
Ah azizim, o hayvanlar şimdi kadınları öldürüyor da, elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşmaya ve seri cinayet işlemeye devam ediyor. Çünkü şimdilerde ülkeyi kadın erkek eşitliğine inanmayanlar yönetiyor, kadın erkek eşitliğini savuna yasayı ipta ediyorlar... İyi ki de bugünleri görmedin Azizim!
Aha, buldum sözümü. Gerçekten şu anda iktidar değişse bile ne değişecek ki? Biri gidecek, benzeri gelecek. Sağcısı da aynı solcusu da, muhafazakarı da aynı laiki de. Çünkü aynı kültürden çıkıyorlar. Temiz ayaklara ise kimse itibar etmiyor zaten! Gerçekten bu ülkedeki farklı kutupların bile % 90'lık ortak bir bakış açısı var. % 10'luk farklı bakış açısı da demokrasiyi getirmiyor ne yazık ki.
Cahilliklerini bilmenin utancı içindeydiler ve bilgisizliklerini nasıl açıklayacaklarını da bilemiyorlardı.
(S. T. - W. Golding)
Dinlerin çoğu, kutsallık kılıfıyla tabulaştırılmış faşizmlerdir. Öncüleri; hayali tanrıları, ruhbanları ve sözde elçileridir.
Türkiye'deki insanları tanımla deseler, ilk aklıma gelen kelime KAZIKÇI olurdu! Bir malı yarı yarıya, hatta 4'te birine falan düşüyorlar. Sonra da bunun adına serbest ticaret diyorlar. İnsan aldığı bir malı, 2 metre ötede yarı fiyatına bulunca enayi gibi hissediyor ve güven sarsıntısı yaşıyor. Mesela pazara giryorsun girişte domates 7 lira diyorlar, az ileride 3 liraya buluyorsun, pazarın sonunda ise 1.5 lira falanr, akşam pazarında ise torbası 1 lira. Dün el süpürgesi sordum. O da nasıl cılız. 35 lira dedi. Kendisi 25'a alıp, 10 lira kar ediyormuş... Gibi, gibi..
Beden ve cinselliğin ayıp sayılması bana o kadar aptalca geliyor ki? Doğaya hayvanlar kadar da mı saygımız kalmadı acaba?
Çıplak erkek bedenine tapıyorum, erkek erkeğe sevişmek haz zirvem; Onurla ve gururla, utanmadan, günahsızca! OK?!
Yaaa inanamıyorum... Gündüzleri benimle yan yana gelmekten çekinen erkekler, geceleri yatağıma geliyorlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder