Seren Serengil yazın ölecekmiş. Çünkü midesine zayıflamak için taktırdığı kelepçe veya mide küçültme ameliyatı yüzünden 46 kiloya düşmüş. Üzüldüm mü? Ne münasebet. Bu kadının hiçbir dediğine inanmıyorum çünkü. Hayatı sansasyon. Sürekli birilerine saldırıyor, Gülben Ergen'e saldırmaktan ise hiç vazgeçmiyor. Alooo; Gülben Ergen'in yeni albümü çıkmış. Oysa Gülben Ergen hiç oralı bile olmuyor; işine bakıyor sadece. Hayatta hiçbir şey olamayan da, ona buna saldırarak geçiriyor hayatını. Bu sene neler yaptı ya Seren Serengil. Hapse bile girdi. Tuğçe Tayfur'a saldırdı en son. Selin Ciğerci'ye saldırdı. Sözel olarak tabii. Şimdi de bir şey bulamayınca, yaza çıkmayacağını söylüyor! Hatta bir ara gündeme gelmek için Gülben Ergen ile barışmıştı bile... Bu tür insanlar topluma kötü örnek oluyorlar. Hani ahlakçı kesilip sistem yandaşlığı yapıyorlar ya, bunların hayatta varoluş şekilleri gerçekten sakıncalı. İnsan gündemde kalmak için sürekli cazırdar mı ya; belli yaşa gelince durulması gerekmez mi insanın? 50 yaşında bir kadın, küçük de değil. Sürekli "O kadın kötü kadın, evli erkekleri ayartıyor.." vesaire ahlak bekçiliği yapıyor. Niye? Haa, niye? Kime ne, sana ne? Bir de Deniz Akkaya var bu şekilde... Magazin figürü olarak sevmedikleirmi tekrar sıralayayım... En başta Armağan Çağlayan. Sonra Nur Yerlitaş; o veda etti. Sonra kemal Doğulu; bu kadar mı kompleksli ve hazımsız olur bir insan? Seren sSerengil en başta zaten ve dediğim gibi Deniz Akkaya... Bööö! pardon unutmuşum; bir de homofobik Ebru Gündeş!
İki haftalık doktor koşuşturmam; MR'lar, röntgen, Devlet hastaneleri ve Üniversite hastanesi, Nöroloji, Ortapedi derken bugün bitti. Sol elimdeki uyuşukluk, karıncalanma, keçe gibi olma ve güçsüzlüğün sebebinin dirsekteki iltihaplanmanın, sinirlere yaptığı basınç sonucu olduğu ortaya çıktı. Bugün doktor, iğneyle iltihabı dağıtmayı önerdi ama ben kabul etmedim. İlaç ve buz masajıyla iyileştirmeye çalışacağım. Fiziksel müdahaleyi son radde olarak düşünüyorum. Diz eklemlerimdeki ağrı için de devletin karşılamadığı bir ilaç önerdi, o da kutusu 150 lira olduğu için almadım. İçinde 30 tane varmış. Kolajen mi neymiş, C vitamini falan içeriyormuş... İlaç sektörünün bir tuzağı olarak düşündüm ve vazgeçtim... Eğer hastalığa dair bir şey ise, devlet niye karşılamıyor ki?
Evrene söyleyeceğim tek bir sözüm var; beni duyarlılığımla çok sınadı. Taş olsaydı, kaldıramazdı! Hayvanların acı çekmesini kaldıramıyorum. Keşke hayat bütün hayvanların acısını bana yüklese... Onların acısına şahit olmak, acı çekmemden daha çok acıtıyor canımı... Hayata çok kızıyorum bu yüzden...
Prens oğlumla vedalaşma sürecine girdik sanırım. Yazdan beri ne gerekiyorsa yaptık. nasıl da düşkündü bana... Çok üzgünüm...
Kediler ölürken, insanların hayat gaileleri bana o kadar saçma geliyor ki... Bugün gene bir aracın çarptığı kedi ölüsü gördüm.
Araç kullanan insanlara bakıyorum, yolda ilerlerken cep telefonuyla ilgileniyorlar, mesaj falan yazıyorlar... Kafalarına bir tane balyoz indiresim geliyor bu mal insanların! Kazalar boş yere olmuyor, bu öküzler yüzünden oluyor işte!
Ben Koronvirüs aşısını yaptıracağım...
Siz siz olun, insanları kendi hayat görüşünüzle eleştirmeyin. Bu sığlıktır, anlayışsızlıktır, bencilliktir, duyarsızlıktır...
Kalkıyorlar eşcinsele ahlaksız, tek eşli yaşamayan kadına o.rospu... diyorlar. Peki siz cahil olduğunuzun farkında mısınız?
Yavrum prensim az önce gitti... Hiç konduramıyorum. Daha iki yaşında bile değildi. 10 mayıs 2019'da doğmuştu. Yazdan beri hastaydı zaten. Tedavi sonuç vermedi. Nasıl vedalaşırız diyordum. Daha sabah yemeğini yedi. Kolay veda etti yavrum, çok acı çekmedi. Güle güzel kuzum. Özel yavrum benim... Ev sanki bomboş kaldı... Hasta dönemlerinde çok fotoğrafını çekmedim zaten. Onu hep sağlıklı hatırlamak istedim. Aşağıdaki fotoğraflar da 11-12-15-23-24 Mayıs 2020'den. Kucağımdan hiç inmezdi.
Kedilerimin albümlerini tarıyorum da... Bunların Lilly'nin yavrularıydı. Pedro, Çitoşki, Burak ve Ceyzi. Şu anda Pedro ve Çitoşki hayattalar...
Prensim yok artık!
Bu yıl kedilerim açısından kayıplar yılıydı. Büyük kızım, bütün kedilerimin annesi ve anneannesi olan Lilly kızım trafik kazasına kurban gitti, son doğurduğu yedi yavrusundan da sadece kızı Lila kaldı hayatta.
Şimdi Yılbaşı gecesi insnaların kutlama yapıp yapmadıklarına dair evlere baskın mı olacakmış? Anlıyorum!
Şimdi Yılbaşı gecesi insanların kutlama yapıp yapmadıklarına dair evlere baskın mı yapılacakmış? Anlıyorum!
Ateisttim, Yılbaşı gecesi Hristiyan olup, Noel kutlayacağım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder