29 Eylül 2020 Salı

28 Eylül 2020 facebook notlarım

İktidar ve yandaşsan, halk ve hak diye bir şey olamaz!

Dürüst insan cesur olur ve haksızlığa tepki gösterir; çünkü canından başka kaybedeceği hiçbir şey yoktur.

Bana diyorlar ki, Halil bu kadar açık ve net konuşursan, bir gün canını yakabilirler; eğer canım dürüstlüğüm ve hak savunuculuğumdan yanacaksa, şeref duyarım. Çünkü ben kimseye ne iftira atıyorum, ne de hakaret ediyorum. Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında en doğal hakkımı kullanarak dile geliyorum. Bunda anormal olan bir şey yok ki... Niye bu kadar rahatım biliyor musunuz; çünkü hayatım boıyunca hiçbir zaman birilerine göbeğim bağlı olmadı, hiç kimseden öğünüm gelmedi. Şu anda sistem çökse herhalde hiç zarar görmeyecek nadir kişilerden biri olurum. Çünkü sistemden ve dünyadan bağımsızım ve tek başıma yaşamaya devam edebilirim. Toprak varsa, yağmur varsa, güneş varsa; nefes alınabildiği için insan bir şekilde varolabilir... Giderim köyüme, buğdayımı, sebzemi ve meyvemi yetiştirir, gene yaşarım. Buna da karışacak hali yok ya kimsenin...

Eskiden basketçlerin veya futbolcuların şortları ne güzeldi; Şimdi özellikle basketçiler sanki şort değil çuval giyiyorlar. GÖZ ZEVKİMİZİN VE ESTETİZMİN İÇİNE SIÇTILAR! O yüzden basket izlemiyorum. Yüzücülerin ne güzel minicik mayoları vardı, şimdi ayak bilekleirne kadar tayt giyiyorlar. Spordan soğuttular insanı!

Sefirin Kızı dizisi bitecekmiş. Aslında belki de 2. sezona başlamamalıydı. Hayır ben seviyorum Engin Akyürek ve Hivda Zizan Alp'i izlemeyi ama iki erkeğin kavgaları ve sürekli kaçma kovalama olayları birbirini tekrar etmeye başladı. Zaten dizi bunun üzerine kurulmuş ama e yani bir noktaya kadar...

İlk defa böyle kara kaş kara göz, esmer yağız bizden bir jönümüz oldu ve kare as böylece tamamlandı; Cüneyt Arkın, Kadir İnanır, Tarık Akan ve Engin Akyürek. Bazıları bana diyor ki, nasıl Engin Akyürek'i onların yanına koyabiliyorsun; e neyi eksik? Sinema sektörü çok ahım şahım da, Engin Akyürek mi film çekmiyor? Üstelik günümüz dizilerinin her bir bölümü bile eski Yeşilçam filmlerine bin basar! Bir kere oyuncular kendi sesleriyle daha samimi oynuyorlar; naylon değiller! Tabi halkımız seviyor nayırlın olamazlı Brezilya, Meksika ve Hint tarzlarını. Günümüzde oyuncular sadece yüz güzeli değil bir-boylu poslular, ikincisi kendi sesleriyle canlı oynuyorla iki, üçüncüsü hepsi de maşallah profesyonelce şarkı bile söyleyebiliyorlar. Daha gerçekler, daha samimiler; dolayısıyla daha inandırıcılar... Kadın oyuncuları düşündüğümde, mesela Fahriye Evcen, Gökçe Bahadır, Nesihan Atagül, Beren Saat, vesaire... hepsi de eski oyuncularımızdan çok daha gerçekçi oynuyorlar... Gerçekten eskiden çok abartılı bir oyunculuk varmış...

Bana göre gelmiş geçmiş en iyi TV dizisi Yaprak Dökümü'dür. Oyuncu kadrosu  A'dan Z'ye bu kadar mükemmel olan ve bu diziden sonra bütün kadın oyuncuları A star olan başka bir dizi olmamıştır... Neslihan Atagül, Fahriye Evcen, Gökçe Bahadır, Deniz Çakır, Bennu Yıldırmlar... Hatta bu diziden sonra Güven Hokna ve Halil Ergüven'in fiyatları bile o kadar yükselmiştir ki... Tolga Karel'i önceden kim tanıyordu..? Daha bir çok oyuncu bu diziden sonra daha başka dizilerde başrol oynamıştır; Caner Cindoruk, Necip Memili gibi.. Bunlar sadece bildiklerim.

Engin Akyürek evet biraz kilo aldı, göbek yaptı ama biz onun ruhunu kalbini seviyoruz daha çok; ona her şey yakışıyor!

Hanımın Çiftliği'ni çok özlüyorum. Ne Güllü'ydü bee!

Yaprak Dökümü'nden sonra en çok sevdiğim dizi Fatmagül oldu!

Fazilet de en sevdiğim dizilerden oldu. Çünkü Nazan Kesal vardı. Dikkat ederseniz star oyuncu yerine karakter oyuncusu zengin olan diziler daha klasik hale geliyor...

Ben film gibi dizileri çok seviyorum. Yani çekimleri sinematografik olanları... Bugünün Saraylısı da onlardan biriydi. Zaten Avşar Film'in özelliği bu olsa gerek...

Kayıp Şehir, Türk TV'lerine fazla gelen bir diziydi ama gene de epeyce bölüm çekildi.

MUTLU AİLE TABLOSU!

Cinsel anlamda ahlak diye bir şey yok ki, ahlakçılık yapasınız. Asıl ahlaksızlık, cinsellik konusundaki ahlakÇILIKtır! Kime ne ki; dostundan çocuk yapar, kocası karışmaz, vesaire. Dallas'ı özlemiştik! İşin özneleri üzerindeki sosyolojik travmalarından bahsedebiliriz ancak burada. Onlar da memnunlar sanırsam ki, aile tablosu bile oluşturmuşlar...

TV'lerin derdi raiting, Esra Erol'ünki para, e ellerine 3-5 kuruş sıkıştırarak bu çarka uygun kurbanları da bulmuşlar, izeyicilere de ahlakçılık yapmak düşüyor işte!

DEMEM O Kİ, ÜLKEDE TRİLYONLARCA LİRALIK HAKSIZLIĞA DAİR AHLAKSIZLIK VARKEN, BUNLAR DEVLETİN TOPLUMA SUNDURDUĞU VEYA SESİNİ ÇIKARMADIĞI AFYON!

Mesela bir tarım ülkesinde domates-biber-patlıcanın kilosunun 20 liraya çıkması, 100 yılın ahlaksızlığıydı bana göre!

CİNNET GÜNLERİ!

Topluca cinnet geçiriyoruz sanki. Virüsten sanırım. Caddedeki genç adam yaşlı kadına öyle şiddetli bağırıyordu ki, etrafındakiler tutmasa kadını parçalayacaktı. Sanırım bir şey söylemiş yaşlı kadın. Çünkü çocuğun caddede müzik enstrümanları satan bir dükkanı var ve sakin bir kişi tanıdığım kadarıyla. Gene polisler maske takmayan bir kızı zorla araçlarına bindirmeye çalışıyorladı. Kızlar mı polislere efelik taslıyor, yoksa polisler onlara mı güç yeterliliği yapıyor; bence birincisi gibi. Çünkü polisler maskesiz bir genci de durdurdu. Genç kimliğini çıkardı, cezasını yazdırdı gitti... Bugünlerde birbirimize laf olsun diye müdahalede bulunmayalım bence; çünkü hepimiz patlamaya hazır bir bomba gibiyiz!

Yeni facebook ne dangul dungul bi' şey. Yenilik olsun diye kaliteden ödün verilir mi? Amaç ne yani? Bazı özellikler kalkmış ayrıca

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder