25 Haziran 2020 Perşembe

KORONAVİRÜSE KARŞI DUYARLI MIYIZ, YOKSA SİSTEM BEKÇİLİĞİ Mİ YAPIYORUZ?

Normalde ben beden ayda veya 2 ayda bir nezle grip gibi virütik rahatsızlıklara yakalanan, hatta hiç kurtulamayan, boğazı sürekli şiş olan biri olduğum halde, KoronaVirüsü döneminde hiç rahatsızlık yaşamadım. Bağışıklık sistemim demek ki virüslere karşı güçlüymüş diye düşündüm. Veya yeni yılın ilk günlerinde yakalandığım Korona idi ve Korona'ya karşı bağışıklığım oluştuğu için, sonraki dönemlerde bu virüsten etkilenmedim. İşin tuhafı hiçbir tanıdığıma ne Korona teşhisi koyuldu, ne de Korona'dan öldü. Belki yakalanan olmuştur da test yaptırmadığı için Korona olduğunu bilmeden atlatmış olabilir birçoğumuz gibi.

Bugün markette birisi kasiyerle kavga ediyordu bir müşterinin maskesini burnundan hafif indirdiği için ve o müşteriye maske konusunda uyarıda bulunmadı diye. Kasiyer dondu kaldı, hiçbir şey söyleyemedi. Neyi savunacaktı, kimi savunacaktı, çünkü bir işçiydi orada ve eli kolu bağlıydı. Her iki müşteri adına da müşteriye karşı müşteriyi savunmak zordu onun için.

Bizim derdimiz, sorunumuz Korono mu idi gerçekten? Biz trafik kurallarına bile uymuyorken, sokaklara tükürürken, sokaktaki hayvanlara duyarsız kalırken, birbirimizin hakkını yerken, hırsızlığa sesimizi çıkarmazken, bir köle gibi sisteme riayet ederken, tek bir sayfa bile okumayıp cahilliğimizle bir robota dönüşmüşken; sosyal mesafe veya maskeni tak uyarısı yapma hakkımız var mıydı? Gerçekten biz KoronaVirüsü konusunda hassas mıydık, sistemin söylemlerini dile getiren birer kukla mıydık? Biz ne kadar kendimizdik? Sisteme bekçilik yaparken, kendi özgrülüğümüzü teslim ettiğimizin farkında olabilecek kadar bile bir bilincimiz yoktu belki de!

George Owel'un 1984 adlı romanını keşke hepimiz okuyup sindirebilsek; yani bir romanı okuyabilme ve anlayabilme, onu hayata geçirebilmek ne kadar önemli bir şeymiş meğer. Yanlış anlaşılmasın; ben burada kurallara riayet etmeyin demiyorum, aksine tam anlamıyla ve bizi kurtaracak ve kotuyacak seviyede kurallara riayet edin diyorum Ama neyin riayet edilip, neyin riayete dilmememesi gerektiği tartışılır bir durum ne yazık ki. Benim için riayet konusunda bir belirsizilik yok tabi, genel anlamda diyorum. Çünkü ben kendime ve kendi doğrularıma riayete edebilecek bir özgüvene sahibim; GÖNÜLLÜ ÖTEKİ!

***

Eşcinseller, eşcinsel karşıtlığı yüzünden saldırıya uğrayıp öldürülürken, sistemin bana sosyal mesafe uyarısı yapma hakkı olamaz!

Keşke KoronaVürüs'e karşı gösterdiğimiz hassasiyeti, insan veya hayvan haklarına karşı da gösterebilseydik!

Bir eşcinsel saldırıya uğrarken, keşke insanlarımız "sosyal haklar, eşitlik, özgürlük" diye de uyarıda bulunabilse!

Keşke insanlar kesilecek cezaya karşı değil de, sağlıklarını düşündükleri için maske taksalardı!

Diyanet eşcinselleri lanetledi, Cumhurbaşkanlığı da onayladı ve eşcinsellere saldırılar % 100 arttı; haberiniz var mı?

İnsan olmadığımız, insan haklarına riayet etmediğimiz sürece; virüslere karşı sosyal mesafe veya maske çok trajikomik duruyor!

***

Biyolojik cinsiyet yani penisli veya vajinalı olmak doğulan bir şeydir ama cinsiyet kimliği diye bir şey yoktur; toplumsal cinsiyet-yani toplumsal erkeklik ve kadınlık vardır ve o da öğrenilen, hatta dayatılan bir şeydir. O yüzden trans kadınların veya trans erkeklerin her şeyi cinsiyet kimliklerine laf olarak algılamamaları, bundan alınmamaları, varoluşlarına bir tehdit olarak algılamamaları gerekir. Transseksüel olarak varolmaya çalışsalar, daha çok kabul edilebilirler! Bir fark var mı; var; gocunmak yerine bunu ayrıcalıklı hale getirmeye çalışın. Hem heteroseksizme kabul edilip de ne olacaksınız ki zaten; Mühim mesele mi heteroseksizme dahil olmak? Evet cinsiyet meselesi, cinsiyetçi bir şeydir! Heteroseksüel olmak yerine, trans kadın veya trans erkek olarak varolmak çok daha samimi ve inandırıcı! Türkiyedeki eşcinsel derneklere bakıyorum da, resmen trans derneklerine dönüşmüş ve her şeyi transfobi olarak algılayıp trans terörü estiriyorlar! Bazılarının kadınlığı regl olmak veya çocuk doğuşturmakla bağdaştırmasını falan transfobi ilan ediyorlar. Yalan mı; kadınların regl olma, çocuk doğurma, erkeklerin de doğurtma özelliği yok mu?

Gerçekçi veya gerçekçi olmayan konularda tartışılmaması gereken kişiler, gerçeklere değil de gerçek dışı şeylere inananlardır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder