5 Mayıs 2020 Salı

5 Mayıs facebook notlarım... Lut Kavmi veya Tanrı'nın eşcinsellere cezası falan yok

#GelecekBizizGidecekSizsiniz diye başlık açmışlar Twitter'da. Siz kim oluyorsunuz yaaa; o kadar komiksiniz ki; gelecek biz #gay 'lerin, #androgay lerin! Cinsiyetsizliğin hakim olduğu #eşcinsel bir dünya GELECEK ve GELECEK, yani gelecek! Tabi buna sizin ne aklınız erer, ne ömrünüz yeter!

Eşcinsellere gıcık olmakta haklısınız; kadınlar erişemiyor, erkekler çekemiyor! Eşcinselliği idealize mi ediyorum; ederim kime ne? Rahatsız olan başka ülkeye iltica eder, GELECEK BİZİZ!

LGBTİ'nin T'si olan bazıları, istisnalar hariç, homofobiye karşı biz kadınız, evet eşcinsellik günah diyor! Yani homofobi

Biz erkek eşcinsellerin içinde bir kadın duygusu var ki, hemcinsimize aşık oluyoruz! Cinslik yapmayın yani erkeğiz, kadınız diye!

İtiraf; Hani etrafımda gördüğünüz ve erkek sandığınız yakışıklılar vardı ya, onlar eşcinseldi ve ben onlarla yatıyordum!

Yarı fiyatına bayat ekmek aldığım fırının çalışanı, Korona bahanesiyle beyefendi çabuk diyor bana ama arabasını fırının önüne park etmiş eşofmanıyla gelene ağır abiye, ürün seçeneklerini sunuyor, başka bir isteğiniz var mı diye soruyor. Oysa uzun vadede o fırına ben daha fazla kazandırıyorum. Burada paraya itibar var. Bir anlamda kendini de itibarsızlaştırıyor ama neyin ve kimin itibarlı olup olmadığını içinde yaşadığımız düzen belirliyor.

İnsanların kendi hayat ve görüşlerini başkalarına dayatmaları FAŞİZMdir. Eşcinselliğe günah, hastalık, sapıklık denmesi faşizmdir!

Hayatta hiç kimseye neden şöylesin, böylesin dememişimdir. Ama sizin başka hayatlara karışmanızın tek açıklaması cahilliktir!

Felsefe laf salatası değildir; BİLGİ(sophia)nin PEŞİNDEN KOŞMAK(philia)tır. Felsefesiz ilerleme olmaz!

Felsefe: Var olanların; varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin BİLİMSEL olarak araştırılmasıdır.

Geri zekalının birisi mesaj yazmış bana, "eşcinseller ülkeyi terk etsin" diye. Ay çok korktum! Tipin müsaitse, bir şey düşünürüz!

Homofobikler gizli eşcinsel deniyor ya; homofobi yapmayın bana, aklıma sizinle de seks yapmak geliyor bak!

Homofobik bir sistemin ders kitabı, Socrattes ve Platon'u Felsefenin kurucu ÇİFTİ olarak tanımlamış! Darısı tüm eşcinsellere!
***
AKLIMA GELMİŞKEN...

Daha okuma yazma bilmiyorken-okula başlamamış bir çocukken bile, köyde yaşadığım için şehire minibüsle gazete-dergi siparişi veriyordum, çamurdan tabletler yapıyordum bildiğim kadarıyla üzerine yazılar yazdığım; bazıları şaşırıyor, bir çoğu bunun farkında bile değildi. Gezegenim Merkür, burcum ikizlerdi. Çünkü deli gibi öğrenmek istiyordum, meraklıydım bir kedi gibi! Hayallerimi kitaplar süslediği için, kitabı olmayan kitaplık bile yapmıştım marangoz gibi. İlkokula başlayınca şimdiki gibi hazır sayı çubukları veya abaküsler yoktu ki o dönem. Öğretmen herkes kendi hazırlasın demişti. Ben düz çubuk hazırlamak yerine, küçük çay kaşığı boyutunda kaşıklar yapmıştım sayı çubuğu olarak. Sonra öğretmen herkes ağaçtan bir oyuncak yapsın demişti. Ben Televizyon yapmak istemiştim. Daha birinci veya ikinci sınıfız sanırım. Yapamadım televizyonu. Babamdan istemiştim bunu. Evet, hatırladım şimdi, İlkokul 1 veya 2. sınıf olduğunu. Çünkü zaten 3. sınıftayken ölmüştü babam. Ama ben yapamıyorsun diye itiraz etmiştim. O da zaten hasta olduğu için hayatının son dönemlerini yaşıyordu ve sinirlenip yere çarpmıştı tahtadan yapacağımız TV maketini. Ben de köyde çocukların bindiği 4 tekerlekli minyatür bir araba yapmıştım. Babam hastaydı ve öleceği bekleniyordu. Evde her ağlama sesleri geldiğinde öldü sanıyordum. Bir keresinde çok ağlama sesleri gelince tamam öldü dedim. O anda ben üst katta gazetelerden kestiğim sanatçı fotoğraflarıyla uğraşıyordum. Aklımda kalan resim Charlie'nin Melekleri'nden Jill, Farrah Fawcett'ti. Abimin de bir pikabı vardı aklıma gelmişken, onu da anlatayım. Çünkü o dönemler bile hep sanatçıları düşünüyordum, onları dinlemek istiyordum. Bir gün onu çalmaya mı çalışıyordum ne, düşürdüm yere ve çok korktum başına bir şey geldi diye. O gün akşama kadar eve gelmedim korkumdan. Ve hiçbir zaman pikabım ve plaklarım olmadı. Çünkü 10-15 yaşlarındayken plak dönemi bitmiş, kaset dönemi başlamıştı(Ben de zaten TRT 3'ten keşfettiğim yabancı müzik hayranı olmuştum)... Ama abimlerin yanına şehire bir kere gittiğim bir yaz döneminde, onun pikabına plak koymanın keyfini tattım. Daha ilkokula başlamadığım dönem olarak hatırlıyorum. Selda'nın "Mapushanelere Güneş Doğmuyor" plağı... Selda'nın tiz sesi beni büyülüyordu. Gülden Karaböcek vardı hatırladığım kadarıyla, Nilüfer - Kim Arar! Sonra cebimdeki tüm parayla, yengemin kardeşinin de katkısıyla beyaz oyuncak bir gitar almıştım. Vitrinde o beyaz oyuncak gitarı görünce o anki duygularımı şu anda hatırlamıyorum ama herhalde çok heyecanlı duygularmıştır. Bir de 7 Gün dergisi almıştım. İlk sinemaya gidişim de o zaman olmuştu, açık hava sinemasıydı. Sonraki dönemlerde gazete, dergilerle uğraşmamdan dolayı evde arkamdan dedikodu yapılmasına çok sinir oluyordum. Neden bunlarla uğraşıyormuşum, kahveye falan gitseymişim...
***
Sanmayın ki HDP ve CHP eşcinsellerin yanında? AKP karşıtlık üzerinden kullanıyor eşcinselleri, diğerleri sözde eşcinsel dostluğu üzerinden. ŞİKAYETÇİ MİYİM; HAŞA! TANITIMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ ÇÜNKÜ. Bütün bu tartışmalar, eşcinselliğin tescilidir. Şu anda sapık olarak varız, Türkiye demokratik olunca da, normal bir insan olarak varoluruz!

Yobaz dogmatikler eşcinselliğe sapkınlık diyor ama herkesin tercihine karışmayız diyen solcular da eşcinsellik günah diyor! Bence kafalar aynı. Hatta yobazlar daha samimi. Dğerleri oy kaygısıyla politik davranıyorlar. Mesela HDP... Gerçekten dini açıdan AKP'lilerden daha mı esnektirler farklılıklara karşı, yoksa bir öteki olarak iktidara karşı daha güçlü olmak için mi eşcisnellerin yanında durmaktadırlar? Aynı şekilde CHP de. Gerçekten CHP'lilerin konuya bakış açısı nasıldır? Çok samimilerse, seçimlerde 1. sıradan eşcinsel aday göstersinler, Meclis'te eşcinsellerin çatır çatır temsiliyeti için. Kanımca herkes kendi çıkarlarına uygun şekilde biz eşcinselleri kullanıyorlar. AKP nefret üzerinden kutuplaşmak amacıyla, diğerleri de demokratik görünmek için sanırım. Benim gördüğüm ve anladığım bu; farklı düşünen var mı bu konuda? Bu partiler eşcinsellik konusunda hepsi aynı düşünmese, araştırmalarda % 90 küsurluk oranla en istenmeyen kesim eşcinseller çıkmaz. Bu taban, o partileirn tabanı değil mi? Tabanlarından bağımsız hareket edebilr mi bu partiler? Bunlar gizliden gizliye tabanlarına diyorlardır ki, dereyi geçene kadar, merak etmeyin! Sonrasında yarı yolda bırakırız diyorlardır. Çünkü tabanlarını karşılarına alamazlar. Aynı şekilde diğer partiler de. Ben Türkiye'de gerçek anlamda eşcinselleri savunaiblecek bir partinin çıkacağına inanmıyorum. Eşcinseller kendileri bile çıkarmazlar. Çünkü bu ülkenin genel yapısı ne ise, eşcinselinin kafa yapısı da aynı!
***
Eşcinselliğin devlet ve kurumları ve vatandaşları trafından sapıklık ilan edildiği şu günlerde, cemaatteki din görevlilerin çocuğa cinsel saldısına dair haberler okuyoruz, Diyanet'in güncellenen ansiklopedisinde üvey babanın 9 yaşındaki çocuğa karşı şehvet duyguları hissedip onunla evlenebileceğini yazdığı haberini okuyoruz... Pardon sapık kimdi, sapıklık nedir..? Bunların bir sorgulanması gerekmiyor mu?
***
Lut Kavmi veya Tanrı'nın eşcinsellere cezası falan yok; kendinizi kandırmayın. Şimdilerde nasıl deprem ve virüs salgını gibi doğa olayları eşcinselliğe bağlanıyorsa, o dönem yaşanan bir volkan patlaması da eşcinselliğe bağlanmış ve günümüzde eşcinsel karşıtlığı için bolca kullanılıyor.
Diyanet eşcinsellik sapıklık dedi, günah dedi, Cumhurbaşkanlığı da onaylayınca, ülkenin ne kadar kurum kuruluşu varsa, ne kadar muhafazakar insanı varsa, hurra, eşcinselliğin sapıklık olduğunu haykırmaya başladı, günah olduğunu haykırmaya başladı, hatta eşcinselliğin suç ilan edilmesini isteyenler de var, yakında eşcinsellere idamı da isterler, isteyen de yok değil hani... Sayın seyirciler günah nedir; gerçekten böyle bir şeye inanıyor musunuz diyeceğim ama inanan bir çoğunluk var. Oysa işlediğinizin suçların muhasebesini vicdanınızda yaparak kendinizi düzeltmeye çalışsanız, daha inandırıcı ve faydalı olur bence. Arkadaşlar din dediğimiz şey bilimsel hiçbir geçerliliği olmayan, insan beyninin üretip yaşam kültürünün bir parçası olmuş bir ritüel. Eşcinselliği neye dayandırarak günah ve sapıklık diyorlar; Lut Kavmi mitolojisine. Evet, Lut Kavmi hikayesi bir uydurmadır; çünkü yanardağ patlıyor ve etrafındaki insanlar ölüyor... Yani bu bir doğa olayı. Nasıl günümüzde depremler gibi doğa olaylarını eşcinselliğe bağlıyorlar, o zamanki bir olayı da eşcinselliğe bağlamışlar. O zamanlar insanlar cahilmiş de, bilgi çağında yaşıyoruz artık; biraz mantıklı olalım derim. Tanrı denilen şey uhrevi bir şey, hiç yanardağı eşcinselleri yok etmek için patlatabilir mi? Doğanın bir devinimi var, bir sirkülasyonu var ve bunun bilimsel açıklamaları var. Şimdi sen fay hattının üzerine bina yapacaksın, sonra deprem olunca da önlemini almayıp Tanrı'nıın eşcinsellere cezası diyeceksin. İnsanlar nasıl böyle düşünebiliyorlar, benim hiç aklım almıyor. Söylediklerimi de dine inananlara bir saygısızlık olarak algılamayın; benim dine karşıtlığım, olsa olsa bireysel açıdan kendim için olabilir. Kimseye zarar vermediği sürece herkes neye istiyorsa ona inanabilir ve o doğrultuda yaşayabilir. Ama şu anda din üzerinden belli bir kesime karşı olumsuz bir hareket var, sonu nefret cinayetiyle bile sonuçlanabilen. Ama insan hakları çerçevesinde eşcinsellere yapılanın bir suç olduğu söylenince hemen dine karş açılmış bir savaş gibi algılanıyor bu. Sen istediğini söyleyeceksin dindarlar olarak ama diğer tarafların insanca yaşama hakkı talebine tepki göstereceksin. Sen karşıtlığını dine dayandırıyorsun ama ben savunumu Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesi'ne dayandırıyorum. İşin en üzücü tarafı da bu kadar kör olabilmek. Yani demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi gerçekler karşısında ve gelişmiş toplumlar bu doğrultuda yaşarlarken, sen kalkıp bana eşcinselliği günah üzerinden kötüleyeceksin, olur şey mi bu? Sizin adınıza, cahilliğiniz adına gerçekten üzülüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder