FÜSUN DEMİREL'E ÇOK TEŞEKKÜRLERİMLE...
Kaç gündür oyuncu Füsun Demirel'i düşünüyorum, bir eşcinsel annesinin, çocuğunun cinsel yönelimini öğrendikten sonra kabul edinceye kadarki süreci onun ağzından dinlediğimden beri. Zaten çok seviyordum onu eskiden beri, taa Sıdıka dizisinden beri. Sonra Türk filmlerindeki oyunculuğuyla... Böyle minik minik oynar ama sözler onun dokunuşuyla öyle sihirli hale gelir ki, öyle samimileşir ki, öyle çeker ki anlattığı şeyin içine insanı, inanırsın; hayatı farklı anlatır Füsun demirel, şahsına münhasır... Komedilerde bazı oyuncular gibi kendini yerden yere atarak vücut diliyle zorlama güldürmez; insanın ruhunu gıdıklar ve tutamazsın kendini, hatta düşündükçe tekrar tekrar gülersin; mizah krizine sokar insanı. Dramalarda ise asilce hüzünlendirir, içten içe yaşattırır acıyı, iç çektirir insana. Füsun Demirel o yüzden gönüllere atılan bir imzadır. Oscar gibi bir ödüle bile sığmaz onun oyunculuğu, yeteneği; her rolünü Oscarlık seviyesinde oynamıştır zaten, oynar..! İnsanları karalamanın çok kolay olduğu bir ülkede sanatçı olmanın zorluklarını en fazla yaşayanlardandır; ona rağmen nezaketini hep korumasını bilmiştir. Çok takdir edilesi, hatta en takdir edilesi ve kıymeti bilinmeyen bir oyuncudur. Eşcinsel annenin hikayesini anlatırken dilin bir kere de mi sürçmez, hadi onu geçtik, duyguların bir kere de mi detone olmaz... Hayatı bize, inanacağımız şekilde apaçık anlatabilen nadir oyunculardandır Füsun Demirel; Bir konuda tereddütünüz mü var, inanmakta zorlanıyor musunuz; onun bakışından olayı özümserseniz, hayat daha kolay olacaktır bizlere, herkese.
Sevgili Füsun Demirel, bu ülkede tahmin edemeyeceğin kadar çok sevenin olduğunu unutma.
***
Koronavirüs dolayısıyla hiç üzülmedim ki...
Çünkü insanlar hayvanları öldürüyor... Az önce komşumuz bahçesini ilaçladı, zehir attı bahçesine benim kediler girdiği için... Ölecekler kedilerim, biliyorum... Çünkü kediler sürekli evde yaşamak istemezler... Korona sebebiyle sokağa çıkma yasağından istifade kedilerimi daha fazla özgür bırakmaya başladım... Şu anda 3 kedim yok. Sokakta trafik de yok aslında onları ezecek... Çiftleşme dönemi desem, şimdiye kadar gelirlerdi. Gelseler bile, bu, bir insanın bahçesine zehir atmasını haklı çıkarmaz. Çünkü o bahçede sebze falan yok; boş. Amaç, kediler yaşamasın!
Evet hiç üzülmedim Koronavirüs'ün etkilerine... Elbette insanlar ölmesin ama bazı insanlar başka başka şekilde her gün ölürlerken, çoğunluk insanlar seyirci kalıyor...
Gezi olayları sırasında İsmail Korkmaz'ı döve döve öldüren fırıncılar serbest kalmış; İsmail döndü mü? Ağzıma her aldığım lokmada İsmail Korkmaz aklıma gelecek ve boğazımdan zor geçecek o lokma...
"Gizli tanık ifadesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Mustafa Koçak, adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucunun 297. gününde hayatını kaybetti." diyor haberde. İnsanlar adil yargılanmak için intihar ediyor.
Geçenlerde Grup Yorum üyelerinden biri açlık orucuyla ölmüştü. Sadece adalet için...
Eşitsizlik ve ekonomik kriz sebebiyle bir günde 8 kişinin intihar ettiği haberlerini okuduk 2 gün önce...
Evet üzülmüyorun Koronavirüs'e... Çünkü insanlara bi' dur dedi bu olay. Şu hırslarınızı, egolarınızı bi' törpüleyin dedi... Bi' eşitlikçi olun dedi. Bu gezegen istediğiniz şekilde hor kullanacağınız bir yer, tapulu malınız değil dedi! Hayvanlara bunu yapamazsınız dedi... Dedi de dedi..!
Koronavirüs karantinası sebebiyle dünyadaki gürültü azaldı, hava temizlendi, atmosfer düzene girdi, Ozon deliğinin kapandığı söyleniyor, belki küresel ısınma dediğimiz durum dengeye girecek ve kutuplardaki buzul erimesi duracak...
Doğa işini bilir; doğadan daha güçlü bir şey yok; onunla savaşılmaz. Hatta şu salgına karşı mücadeleyi anlamsız buluyorum doğaya karşı açılmış bir savaş olarak gördüğüm için. Çünkü bu kadar çok insana ihtiyaç var mı gerçekten? Sahi bizim adalate, eşitliğe, demokrasiye, insanlığa, insan haklarına, vicdana, duyarlılığa; insandan daha çok ihtiyacımız yok mu?
Her gün kadın cinayetleri işlenirken niye telaşa kapılmıyor insanlar, devletler, iktidarlar? Şiddet ve cinayet yüzünden hapse girip serbest bırakılanların tekrar cinayet işlemesinden ve işleyecek olmasından niye korkmuyor insanlar? Onlar kader kurbanı mı, yoksa katil mi?
Virüs olmasaydı da, insanlar bu kadar rakam olarak gene ölmeyecekler miydi? Bakınız trafik kazası haberi okumuyoruz kaç gündür. Tehlikeli olan virüs mü, yoksa insanlığını yitirmiş insanlar mı?
***
Hiç kimsenin inancına saygısızlık olarak algılanmasın; benim inancım bilgidir, bilimdir, felsefedir ve sanattır. İnandıklarımsa; bilim adamları, filozoflar ve sanatçılardır, hayata reel anlamda bir şeyler katanlardır. İbadetim ise; öğrenmektir, müzik-sanattır ve hayvanlara ve de ihtiyacı olanlara yardım etmektir. Her gün, her an bu doğrultuda hareket etmekteyim. Beni milyonda bir anlayabilen insanlardan sevgili İbo'ya Ibrahim Topaktas a sevgilerimle, teşekkürlerimle...
***
I LOVE YOU KORONA; SANA İNANCIMIZ TAM; BİLDİĞİN GİBİ YAP!
24042020 Karantina sebebiyle "insan tehlikesi" azalınca kedilerimi serbest bıraktım, yani istedikleri zaman çıkp istedikleri zaman döneceği şekilde, onlar da sokaklarda falan araç olmayınca 4 tanesi dönmedi, dönerler mi bilmiyorum. Çok üzgünüm ama gelmek isteseler gelirler, başlarına bir şey geldiyse de yapabileceğim bir şey yok. Bugün komşumuz, bahçesini benim kediler giriyor diye sıvı zehir ile ilaçladı... Elimde fotoğrafları var bu işi yaparken ama kendi bahçesi, kendi vicdanı; evrene havale ediyorum... Korona kıyafetli adamlar cenaze arabasıyla umarım bizim semte de uğrar...
Korona yüzünden sokağa çıkmayın diye uyarılar, karantina gibi önlemler... Gülüp geçiyorum... Gerçekten birbirinizi bu kadar çok seviyor ve düşünüyor musunuz? Ben insnaların büyük çoğunluğunu ne seviyor, ne de düşünüyorum çünkü!
Korona yüzünden sokağa çıkmayın diye uyarılar, karantina gibi önlemler... Gülüp geçiyorum... Gerçekten birbirinizi bu kadar çok seviyor ve düşünüyor musunuz? Ben insnaların büyük çoğunluğunu ne seviyor, ne de düşünüyorum çünkü!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder