Harf harf beynime kodlanan 36-37 gündür devam eden bir seçim hikayesi!

Müslüman mahallesinde antidemokratik paslaşmalar!

İslamiyet haksızlığı, adaletsizliği ve yalanı-dolanı ve haramı sevmez değil mi?

Belediye seçim sürecini çok kısaca gözünüzün önüne getirin... Daha oy sayımı bitmeden İstanbul'u AKP'nin kazandığı açıklanıyor. Islak imzalara göre kazanan İmamoğlu oysa. Seçim sonuçları Anadolu Ajansı tarafındna 1 gün donduruluyor. YSK, AA benden veri almıyor diyor ama kimden veri alıyor peki, başka bir YSK mı var? Sonunda İstanbul'u CHP'nin kazandığı, ıslak imzalı oy tutanaklarına göre kabul edilmek zorunda kalıyor. ZORUNDA KALIYOR diyorum, çünkü AKP bunu bir türlü kabullenemiyor. Sonrasında tan 17 gün İmamoğlu'na mazbata verilmiyor. Çünkü yeniden sayım işelmleri başlıyor. AKP kesinlikle şaibe var diyor ama o şabie bir türlü bulunamıyor. Önce geçersiz oylar, sonra bazı sandıklar, sonra tüm oylar yeniden sayılıyor. Son ana kadar sonuç değişmiyor; hep İmamoğlu kazanıyor. Geçersiz oyları AKP'ye yazıyorlar, gene sonuç değişmiyor. Bu sefer mazbatayı vermemek için demeyelim de, "İstanbul'u nasıl yeniden ele geçiririz?"i düşünmek için zaman kazanmak adına sayım işlemlerini yavaşlatıyorlar. Oyları 2 kişiye saydırıyorlar, sandık salonlarına sayımın uzaması için baskınlar yapılıyor, vesaire. Sayım bityor, sonuç açıklanmıyor ve 17. günde nihayet mazbata teslim ediliyor sahibine. Sonrasında da engeller çıkartılmaya başlanıyor CHP-İmamoğlu'na; belediye meclisindeki üye çoğunluğundan dolayı topluma faydalı olabilecek kararlara bile itiraz ediyor AKP'liler. Belediyenin verilerinin incelenmesini kendi çıkarttığı yasalarla engelliyorlar. Çünkü daha önce nereye ne kadar para aktarılmış, o ortaya çıkacak. Tabi bu arada hiçbir gerekçeyle-bahaneyle AKP kazandırılamayınca, bu sefer de seçimin iptalini istiyorlar. Bavullar dolusu belgeyle gidiyorlar YSK'ya, FETÖ'le falan ilişkilendiriyorlar seçimi ama seçim iptal gerekçesi sandık görevlilerinin kamu görevlisi olmaması olarak açıklanıyor. Çünkü akla ve mantığa dayalı seçimi iptal ettirebilecek hiçbir gerekçe bulamıyorlar. Sandık görevlilerini kim belirliyor; YSK. Peki bunun ne olduğunu kendisi bilmiyor mu? Bir yanlış varsa neden zamanında müdahale etmiyor; çünkü bir yanlış yok, yıllardır böyle, bu seçimde de böyle. Bunun suçlusu neden seçimi kazanan olsun? (Sandık görevlileri yanlışlığı bir gerekçeyse seçimin iptali için, o zaman önceki seçimler de iptal edilsin; çünkü öncesinde de aynı tarz bir sandık görevlisi durumu mevcut). Üstelik kazanmayala ilgili hiçbir pürüz yok; çok aradılar ama bulamadılar. Sonunda bir bahane yarattılar işte sandık kurulu kamu görevlisi değil diye; intihar edin o zaman, İmamoğlu'nu linç edeceğinize. Sizin yanlışınızı niye İmamoğlu ve demokrasi çeksin? Çünkü demokrasi yok, olmamalı; çünkü sizi bozar! En acısı da milletin bütün bu durumu görmek istememesi; laikler dışında! Peki sandık görevlisi kamu memuru değil diye, niye sadece Büyük Şehir seçimi iptal ediliyor? Aynı zarfa 4 tane seçmen kağıdı giriyor; zarftaki diğer 3 pusulanın sandık görevlileri kamu görevlisi miymiş de sadece Büyük Şehir seçimi iptal ediliyor? Peki sandık görevlilerinin kamu görevlisi olmaması seçim iptal nedeniyse, 17 gün boyunca neden oy saydınız durmadan? En baştan iptal etseydiniz; çünkü sandık görevlilerinin ne olduığu seçimden önce de belliydi, seçimin hemen ertesinde de. Yeniden sayım süreci olan 17 gün boyunca bunu göremediniz mi? Size bir soru sormak istiyorum. Eğer seçimi AKP kazansaydı, seçimden sonra yaşanan şu 38-37 günlük süreç yaşanır mıydı? AKP'nin yaptığı itirazları CHP yapsaydı kabul edilir miydi? Tabiki de koskoca bir HAYIR! Şu anda bütün dünya Türkiye'deki demokrasi katliamını konuşuyor ama bu diktatörce bir yönetimle ayakta kalanların asla umrunda olmaz. Çünkü vatanı, milleti düşünen, demokratik davranır. Siz inanıyor musunuz AKP'nin vatandaşı kendisinden daha çok düşündüğüne; buna inanmak için geri zekalı olmak gerekir. Şu anda demokrasiden yoksun olduğumuz için bahanelerle iktidarın dediği oluyor ama yeniden seçim gibi bu antidemokratik hareketler, demokrasiye ivme kazandıracak fırsatlar olarak değerlendirilebilir eğer doğru kullanılabilirse. Çünkü bu kadar antidemokrasiden sonra milletin gözünün açmasını, mantığını kullanmasını bekliyor insan.