12 Mayıs 2019 Pazar

Benimle Söyle; Eşcinsellik bir eğlenceliktir, normal bir cinsel yönelim olamaz!


"Benimle Söyle" şarkı yarışmasını tesadüfen kaçırmadım.
Yarışmanın konsepti güzel 100 müzisyen, şarkıcı, televizyoncu, modacı, folklörcü, youtuber, hatta Ramazan davulcusu gibi eçşitli sanatçı sayılabilecek kesimlerden seçilmesinden dolayı.
Jüri bildiğimiz gibi jüri değil yalnız; yani biraz marjinal, uçuk-kaçık, belki biraz hatta şımarık; bu fark Ramazan davulcusunda, foklörcüsünde, alaturkacısında bile mevcut; işin bu tarafını sevdim; çünkü şımarıklığı ukalalığa vardırmıyorlar.
Tabi sanatçı olmak, sanatçı gibi olmak, sanata gönül vermek kişiyi her anlamda donanımlı yapmaya yetmiyor. Bazı isimleri - aldıkları sorumluluğun bilincinde olan sanatçıları tenzih ediyorum tabiki de.
Tabi herkesten aynı kaliteyi beklemek yarışmanın raitingini düşürebilir. Çünkü izleyici toptan mükemmelik beklemiyor ki ekran başında!
Ama gene de gına getiren espiri bile sayılamayacak diyaloglar, ekran başında iyi şey bekleyenlere de ikrah getirebilir her an.
Yanlış anlaşılmasın ama sadece ağzı laf yapmak; iyi, sürükleyici bir program yapmak için yetmeyebiliyor. Programı yöneten-sunan kişileirn tecrübesi çok önemli, konuya hakimiyeti, kabiliyeti, vesaire de... O yüzden iyi bir televizyoncu olmak o kadar kolay değil; eğer Mehmet Ali Erbil gibi isimler bu işte devleşiyorsa, tabiki de özle bir payeyle dünyaya gelmelerinden; o yüzden de eğlence dışında çok da şey beklemeyebiliriz ama insan ekran başında zaman harcayınca sıkı bir şekilde eğlenmeyi de hak ediyor!
Konuya dikkat çekilmesi gereken, benim için sevindirici bir durumuysa; eşcinsel kesimden, en azından bu kesime duyarlı ve anlayışlı, bu kesimle içli dışlı olanlarından olmaları ve bu kesimin ekranlara DÖNÜŞü, bir şeyleri-eşcinsel sansürü kırması açısından çok önemli. Tabiki de burada kimse eşcinsellik şovanizmi yapma niyetinde değil, herkes tepelerindeki tokmağın farkında çünkü, dolayısıyla üsturubu elden bırakmıyorlar... Ama gene de o eşcinsel eğlencelilik kendini gösteriyor olması gerektiği ve beklendiği üzere; bütün diyaloglarda kahkaha-gülme hakim.
Bu tür eğlenceleri de en iyi eşcinsellerin yapabileceğinin bir göstergesi, bu kesimin bu kadar kalabalık bir şekilde bir araya gelerek bu programı yapmaları, görüldüğü üzere.
Eşcinselliğin görünürlüğüne muhafazakar iktidarın uzantısı olarak RTÜK'ün karşı çıkmasının nedeni de, eşcinsellerin de diğer insnalardan bir eksiklerinin olmadığını ve de herkes kadar normal olduklarını gösterecek olmaları.
Hani eşcinselliğe özendiecek bahananesi falan yaratıyorlar ya, işte korkuları eşcinsellerin-eşcinselliğin de heteroseksülelik kadar normal olduğunun anlaşılacak olması.
Şöyle bir gerçek de var diyebilir miyiz; eşcinselliğin karikatürize olarak boy göstermesine izin verilir de, normal bir şekilde görünmesine asla izin verilmez; çünkü o zaman eşcinsellik legalleşir! Çünkü o zaman heteroseksizm irtifa kaybeder.
Medyada eşcinselleri neden seks işçisi veya travesti veya modacı, feminen şarkıcı dışında göremiyoruz; çünkü o zaman eşcinsellik öteki olmaktan kurtulur; biraz manyak ve toplum dışı görülmeli ki kabul edilmesin, varoldukları bilinse ve kabul edilse bile asla normal bir insan gibi görülmemeliler. Aradaki öteki ve biz-normal sınırını hep muhafaza etmeliler. Eşcinselliğin meslek, statü seçmediği anlaşılırsa, öğrenilirse; o zaman herkes içindeki eşcinselliği serbest bırakabilir; Asıl ve asıl korkulan işte bu; eşcinselliğin korkusuzca serbest bırakılması, ortaya çıkması ve eşcinsellerin de normal bir insan olarak görünür olması.
Yeni Akit gibi dinci gazeteler daha yarışma başlamadan konuya dikkat çekmeye, yarışmayı eşcinsel nefrete hedef göstermeye başladı ama yandaş Kanal D, RTÜK gibi zebaniler durumun farkındadır yarışma yayınlandığına göre bile.
Peki neden yayınlanıyor içeriğindeki eşcinselliğin hemen göze çaptığı böyle bir program; cevabı aslında yukarıda son paragrafta açıkladığım gibi; Eşcinselliğin önüne geçilemiyor, bari gülmece unsuru olarak öteki olarak varolmaya devam etsinler, bu işi de onlar iyi kıvırıyor(Bu da bir raiting kurnazlığı olabilir ayrıca) diye.
Bu yarışmanın müziğe bir katkı sağlayacağına inanmadığımı da belirtmek isterim; eğlencelik sadece ama bunun eşcinselce homofobik engeli homofobiyi pekiştirecek şekilde kıracak olması bile sevindirici. Çünkü önce kapıları açalım ki, algıyı değiştirebilecek fırsatı bulabilelim; çünkü kitlelere ulaşmak bizim toplumumuzda eğlence araçları dışında pek mümkün değil; çünkü çoğunluk bilinçli değil kitap okuyucusu olmak gibi veya interneti doğru kullanmak gibi!
Yalnız şunun da altını çizmekte fayda var. Hani dedim ya, toplumun yönetici-karar verici mekanizmaları eşcinsellerin hayatın içinden birileri olarak görünür olmasını istemiyorlar; aslında hayatın içinden birileri olan, hatta heteroseksüellik tarafından (ne kadar doğru bir tanımlama olur bilmiyorum ama) asimilize edilmiş eşcinselleri ne kadar görünür olmak istiyor; asıl problem burada belkide/büyük ihtimal! Görünenler de eşcinsellikleri biz burdayız dese de, eşcinsellik gene dile getirilemiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder