10 Nisan 2018 Salı

Eşcinselliğiyle barışık bir eşcinsel, toplumla sağlıklı ilişkiler kurar!

Eşcinselliği-ni topluma kabul ettirmenin formülü!


Çocukluğumdan beri;
eşcinselliğin ne olduğunu bilmeden önce de, eşcinselliğin ne olduğunu öğrendikten sonra da,
eşcinselliğim bende hiç sorun oluşturmadı.
Çünkü eşcinsellik demek, sevmek ve cinsel ilişki kurmak demekti.
Bunu kendi cinsimle gerçekleştirmenin de 
ne bana, ne de çevreme zarrar vermeyeceğini idrak edebilecek bir akla sahip olduğum için de, 
homofobiye rağmen,
ne eşcinselliğe karşı bir soğuma oldu bende,
ne eşcinselliğin yanlış olacağına dair bir düşünce,
ne de ayıpmış gibi bir duygu oluştu.
Başka bir konuda, 
inandığımız ve gerçek olan bir şeye karşı nasıl kendimizi kötü hissetmiyorsak,
bunu savunabiliyorsak, arkasında durabiliyosak,
eşcinselik de benim için öyle bir şeydi.
Bana eşcinsel misin diye sorulması, 
veya benim eşcinselliğimi açıklamak zorunda kalmam 
veya ecinselliğimle ilgili aşağılamalar, dalga geçmeler, dışlamalar...
ya gülüp geçtiğim, ya da savunduğum, mücadele ettiği şeyler oldu.
Çünkü bu benim bir özelliğimdi beni mutlu eden, duygusal ve bedensel anlamda kendimi gerçekleştirmemi sağlayan.
Bilgiden yoksun, 
çoğunluğa dahil olmuş 
özgüvensiz, birey olamamış kişilerin 
düşüncesinden, sözlerinden, saldırısından mı etkilenecektim?
Asıl onları ben etkilemeliydim, yanlışlarını düzeltmeliydim huzurlu bir yaşam için.
Öyle de yaptım ve eşcinselliğimin hayatımı olumsuz etkilemesinin önüne geçtim.
Çünkü eşcinselliğim benim yaşamımın önünde bir engel değildi,
eşcisnelliğim yüzünden engel çıkartanlarla da mücadele edebilirdim.
Zaten sen kendinden emin olduktan sonra, seninle uğraşmıyorlar ki.
Korkak ve kendinden emin olmayanlarla uğraşıyor sistem, heteroseksizm, erkek egemen toplum.
Kendinden emin olduktan sonra yapmak istediklerini yapabiliyorsun, 
bunu gören çevre, toplum, aile gibi unsurlara da zaten 
takdir etmekten başka hiçbir şey kalmıyor.
Beni eşcinselliğimden dolayı kabul etmeyen insanlar bilgisiz ve "kaale alınmayacak" insanlardır.
İnsan olan insan, zaten sen kendini ispat ettikten sonra, 
senin "sindirim sisteminin uzuntısı"nı düşünmüyor.
Çünkü sen onların gözünde sadece bir "delik" değilsin artık!
Haa, biz eşcinseller biraz fazla çaba sarf etmek zorunda kalabiliriz kendimiz kabul ettirmek için ama 
bu da bize zarar değil, fayda getiriyor sonuçta.
çabalamak ve başarmaktan daha güzel ne olabilir ki?
Ben de açık bir eşcinsel olmama rağmen, 
beni bilen herkesin eşcisnelliğimi bilmesine rağmen,
ne ailemle, ne çevremle, ne de toplumla 
bağlarımda bir kopukluk oluşmuştur.
Bakınız, homofobi veya engeller yok demiyorum;
var ama engeller zaten mücadele etmek için vardır.
Hayattan vazgeçenler, kolay pes edenler
zaten eşcinsel olmasalar bile
bahane edecekleri bir şey mutlaka olur.
Çünkü eşcinsellerin tek sorunu homofobi değil ki,
belki de homofobi umurlarında bile değil.
Zorda kalınca hemen homofobiyi bahene ediyorlar.
Ben insnaların gözünde bir topum ama sadece top değilim;
bir Halil Kandok'um da!
Sen,
yaşam parametresinin % 1'ine-eşcisnelliğine odaklanıp kalmazsan,
parametrenin % 99'unda da yer alırsan,
eşcinsellik dışında da bir kimlik olduğunu zaten otomatik olarak göstermiş olursun insanlara,
ve bu da senin kabul edilmeni, 
dolayısıyla eşcinselliğinin de kabul edilmesini sağlar.
Eşcinsellik bir cinsel yönelimdir ama
eşcinsel sadece bir cinsel yönelim değildir.
Bir eşcinsel karşısında bir eşcinsel görünce,
aklına ilk gelen ve belki de tek gelen şey eşcinselliktir.
Çünkü o kişi, eşcinsellik dışında varolamadığı için,
karşısındaki eşcinselde de sadece cinsel yönelim-eşcinselik görmektedir.
Toplumun eşcinselliğe karşı bir ayrımcılığı var tartışmasız
ama biz eşcinseller de kendimiz karantina altına alarak daha da yalnızlaştırmakta ve de tektipleştirmekteyiz kendmizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder