5 Ağustos 2017 Cumartesi

Eşcinselliğe benden iyi referans mı olur?

23 yıl önce, daha eşcinselliğe homoseksüellik denilen dönemden kalan bir tıp dergisi
Bana eşcinsellikle ilgili yazdığım yazılar için "Referansın" ne diyorlar. Diyeceğim o ki, "Sizler, dünyada bir Zeki Müren veya bir Bülent Ersoy ve bir de kendiniz var zannederken, ben kitapçılarda eşcinsellikle ilgili kitaplar arıyor, gazetelerde eşcinsellikle ilgili küçücük bir haber kupürü için tüm gazeteleri okuyor, dergi arkalarında veya bilimsel dergilerde eşcinselikle ilgili bilgi peşinde koşuyordum. Bu konuda hiç mütevazi olamam; Türkiye'de eşcinsellikle ilgili en büyük arşive ben sahibim. Yazılı medya döneminden internet dönemine kadar tüm haberler arşivlenmiş şekilde elimin altında. Basılı olarak kaç bin haber vardır elimde bilemem ama eşcinsellikle ilgili bloğuma bile son 10 yılda 30 bin haber girmişim. Ve Türkiye'de eşcinsellikle ilgili yazılmış tüm kitapları okumuş biriyim. Sonra da bana diyorlar ki REFERANSIN NE? Sizin yaladığınız mürekkep ancak benim bir sayfama tekabül eder. Sizin otorite saydıklarınızın cinsiyetçilikten başka ne doğruluğu olabilir veya benden daha iyi neyi bilebilir? Etiketiniz, ne söylerseniz doğru olduğunun göstergesi mi yoksa? Eğer öyle olsaydı, şu anda eşcinselik hastalık ilan edilir, eşcinseller de vebalı gibi krematoryumlarda yakılırdı. Zaten eşcinsellik dediğiniz ne ki; hemcinslerin birbirini sevmesi değil mi? Heteroseksizme kendinizi kabul ettirmek için ürettiğiniz her şeyin bir gün çok anlamsız olduğu noktasına geri dönülünce acaba ne düşüneceksiniz diyeceğim ama o muhasebeyi bile yapamayacak kapasiteye zihin yormak manasız. Şu anda ülkemizde yapılan LGBTİ başlığı altındaki mücadele komedya gibi geliyor bana. Okuduklarımı, eşcinsel yaşam tecrübemi bir tarafa bırakın, biraz akıl ve mantık çerçevesinde düşünebilmek bile insanın çetrfilli yollarda zaman kaybetmesinin önüne geçebilir. Sonra da transfobik diyorlar bana. Ben kendimle o kadar barışığım ki, hayatı ve kendimi o kadar seviyorum ki, ben zaten sizden farklı değilim ki; ben eşcinselim diyorum kendime doğamı muhafaza ederek, sen transseksüelim diyorsun heteroseksizme yamanmaya çalışarak. ... Ve her şey doğasında güzel diyorum. Ne olursan ol, heteroseksizme benzemeden yaşa hayatını, diyorum. Haa, yaşayamıyorsan, ona da kim karışır ki; kestir, biçtir, param olursa da hepinizi ameliyat bile ettiririm mutluluğunuz için. Ama diyorum ki doğal bir eşcinsel olarak da yaşanabilir senin bedeninle barışamayıp adına transseksüellik dediğin! Bir gün dediğime geleceksiniz ama o gün de "bu bir süreçti ve süreci yaşamadan senin dediğine gelemezdik." diyeceksinizdir. Ona da eyvallah ama bana da eyvallah! Ama o kadar iyi niyetime, o kadar çabama rağmen art niyetli insanlara bir gün... Homofobiye karşı mücadeleye devam... Bu da bir bakış açısı; yadırganacak bir şey yok.

Yazılı medya döneminden kalan dosyalarca haber
Haber kupürlerini yapıştırdığım ilk dönem harita metod defteri

Not: Bloğumda yazmadan önceki süreçte tüm yaşadıklarım günlük olarak kayıt altında. Belki onları da hayata geçiririm...

Eşcinsellikle ilgili kitapların arşiv dolabımdan bir gözü. Çünkü diğer gözlerde, diğer kitaplarla karışmış durumda...

Bütün bunlar kendimi kanıtlama çabası falan değil; herkesin bir bakış açısı, herkesin bir hayat tecrübesi, herkesin bir dayanağı vardır ki konuşuyordur, olmalıdır ki öyle konuşmalıdır. LGBTİ+ tabirlilere bakıyorum da, cinsel kimliğiyle barışınca sanki sanki eşcinselliği kurtaracak bir şey icat etmiş gibi davranıyor ve sadece her şeyi bildiğinden ibaret sanıyor, sadece kendi içselleşmelerini, koşullanmışlıklarını doğru sanıyor.

Bu arada Türkiye'de yayınlanmış olan eşcinsellikle ilgili filmlere ait VCD veya DVD arşivimin de olduğunun bilgisini vereyim.

Bütün biriktirdiklerimi içinde yaşadığım mekanla birlikte kitaplık mahiyetinde en azından yerel bazda bağış yapmayı düşündüğüm noktalar vardı ama sanırım... Çünkü ben transfobiğim değil mi..? Kaynaklar da o doğrultudadır..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder