15 Şubat 2017 Çarşamba

Eşcinsel özgürlüğünün ileri bir tarihi olamaz; hemen şimdi!

Çizim: Çiğdem Demiz(İzinsiz kullanılmıştır!)

Düşünüyorum da, eşcinsel haklarının ülkemizde kazanılamamasının sebebi, haklarımız konusunda çok dirençli olmamamız, çok özgüvenli olmamamız, ne bileyim belki de kendimizin de kimliğimize çok inanmamamız... Fazla mücadeleci olmamamıza sunduğumuz gerekçeler ne kadar gerçek anlamda gerekçe, ne kadar bahane? Bahane diyebeileceğimiz gerekçelere bir bakalım mı? Elalem ne der? Elalemin bize ne diyeceğinden çok, ailemize ne diyeceğini düşünüyoruz. Elalem ne der gerçekten? "Eşcinsel" der. Eşcinsel değil miyiz? Eşcinsellik utanılacak bir şey mi? Utanılacak bir şey değilse, neden elalemin ne diyeceğiyle kafayı bozuyoruz? Elalem zaten eşcinselliğimizi bilmiyor mu? Arkamızdan bir teneke çalmadıkları kalıyor "eşcinsel" diye. Ama deve kuşu gibi kafamızı kumun içine öyle bir gömüyoruz ki, elalemin ne diyeceğini düşündüğümüz ailemizin bile eşcinselliğimizi bilmediğini iddia edebiliyoruz. Kendimiz inanıyor muyuz bu saçmalığa? Sonra da eşcinselliğimizle barışığız diyoruz. Gerçekten mi? Barışık olsanız, ailenizin kabak gibi bildiği eşcinselliğinizi, ailem bilmiyor diye kendinizi kandırır mısınız? Niye kandırıyoruz kendimizi bu şekilde; Ailemize ekonomik anlamda bağımlı olduğumuz ve konuyla yüzleşilirse ailemiz daha çok baskı yapacağından, istediğimiz şekilde turşu kaşıklayamayacağız için. Açık ve net bir eşcinsel olamayışımıza ve de eşcinselliğimize yapılan baskıları bertaraf edemeyeşimize sunduğumuz gerekçeler konusunda gerçekten samimi miyiz? Ben sanmıyorum. Kendimi örnek vermem gerekirse... Açık ve net eşcinsel olunca, kendini savununca inanın hiçbir şey olmuyor. Ne olabilir? Aileniz ve çevreniz sizi dışlar mı? E peki siz kaç yaına kadar ailenize bağımlı yaşayacaksınız? Yoksa, "Of yeter artık" diyip bir çok eşcinselin yaptığı gibi ailenizin heteroseksüel evliliğine falan boyun eğerek karşı cinsin başını da mı yakacaksınız kendinizden başka? Yaşı 30-40, hatta 50'lilere gelmiş eşcinsel arkadaşlara bakıyorum, hala daha üzerlerinde aile baskısı hissediyorlar. Kendimiz oluşturmuyor muyuz korkaklığımızla bu baskıyı? Sorun gerçekten ekonomik olarak ailemize olan bağlılığımız falan değil sadece. Biz gerçekten eşcinselliğin doğallığına samimi olarak inanmıyoruz. Eşcinselliğin doğallığına inanmak sadece dilimizde. İnsan inandığı bir şeyi hayata geçirmez mi? Ben tuzu kuru bir insan olmadım hiç bir zaman ve hala da ucu ucuna yaşayan bir insanım ama bu beni kimseye gebe yapmaz ki? Ben heteroseksüel olmasaydım da gene ailemin baskı kurmasına izin vermezdim. Ailelerin heteroseksüel değil de eşcinsel çocuklarına baskı kurması bile, bu baskının biz kaynaklı olduğunu göstermez mi? Ben eşcinselim, kime ne demek çok mu kötü ve de saygısızca bir şey? Neden başkalarının sırf eşcinselliğimiz yüzünden bize tahakküm kurmasına izin veriyoruz ki? Böyle daha mı iyi oluyor? Hayır diyince daha mı kötü olacak? Bunları düşünemiyor muyuz gerçekten? BAKINIZ..! Eşcinsel hakları kazanılacaksa, eşcinselliğin normal olduğunu kafamızda bir halledelim önce. Sonra da en yakın çevremizin bile bize müdahale etmesine izin vermeyelim. Ben 14 yaşında ayrıldım evden ve ailemle bağlarımı hiç koparmadım ve herkes eşcinselliğimi en baştan beri biliyordu. Ben sanki farklıymışım, hiç müdahale edilmezmiş veya edilmemişim gibi kendimi çok özgür anlatıyorum ama tabiki de ben de sorunlarla karşılaştım ama kafamın içindeki özgürlük hep sınırsızdı. Özgürlüğümü hayata geçirmemi sağlayan da kendime ve özgürlüğüme olan inancımdı. BAKINIZ 2..! Biz bireysel olarak kimliğimizi doğamıza uygun şekilde ifade edemezsek, ne özgürce eşcinselliğimizi yaşayabiliriz, ne de yasaları harekete geçirebiliriz haklarımız konusunda. Görüyorum ki, eşcinsellerin de pek öyle hak-hukuk umrunda değil. Herkesin derdi sadece seks. Ama ailemizin ve çevremizin üzerimizdeki baskısının tek sebebi, işte sadece seks bazlı bir eşcinsel özgürlüğü düşünmemiz; o da gizli bir şekilde. Bu kafayla eşcinselliğimizi kendimize hak olarak göremeyip hep gizli gizli yaşayarak bir numaralı ahlakçı kendimiz olur, çevremizi de bu yüzden bu ahlakçılığa dahil ederiz. Duygusal ve bedensel anlamda özgürce kendimizi gerçekleştirmenin ileri bir tarihi yok ve de olmamalı. Bu hayat bizim ve her an gerçekleştirme hakkına sahibiz. Engel kafamızda! Birazcık çaba sarf edelim çevremizden bağımsızlığımız için. İnanın özgürlük gibisi yok. Biz özgürlüğümüzü sergilersek, onu hiç kimse tutamaz...

Yazımın sonuna şunu da ilave edemeden yapamayacağım. Ben sanırsam, zaten öyle de belki, hep bireysel ve düşünsel anlamda hareket edeceğim eşcinsel mücadele konusunda. Çünkü eşitlik ve özgürlük konusunda bir uymsuzluk var başkalarıyla aramda. Tabi ki de birileriyle bir araya gelmeye devam edeceğim ama kendimce bireysel anlamda mücadele anlayışım hep başat olacak. Bazıları birbirinden cesaret alarak daha özgür ve cesur hareket edebilir ama benim özgürlük ritmim tek başına daha sağlıklı atıyor. Eşcinsellik için mücadele ederken özgrülük anlayışımın seviyesini birilerine ayarlamak beni kasıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder