3 Kasım 2016 Perşembe

Zeki Müren jüri üyesi olsaydı...

...yanında da Bülent Ersoy, Tarkan ve Cam Adrian olsaydı..!


Dün aklıma ne geldi biliyor musunuz? Bugünlerde jüri üyeli yarışma programları çok popüler ve gündemdeki şöhretli ve renkli isimlerle daha da ilginç kılınmaya çalışılıyor raiting yapması için. İnsanlarımız da zaten iyinin, doğrunun, mükemmelin peşinde değil; ner'de sansasyonel bir şey varsa, orada egolarını tatmin ediyor veya kendilerini buluyor insanlar yarışmacıların ve jüri üyelerinin birbirini aşağıladığı, birbirine saldırdığı, bağırmaların, gözyaşların fütursuzca kullanıldığı bu tür programlarda. Reality aslında hepsi evlilik programları da dahil. Programın başında bir sunucu var, veya jüri üyeleri de var, katılımcılar da formata uygun ve de kendilerini şöhret olmak amacıyla gösterebildikleri kadar göstermeye çalışıyorlar saçma sapan. Ben inanmıyorum da, bu formatları gerçek sanan veya gerçekmiş gibi yaparak zamanını boşa harcayan insanlar çoğunlukta ne yazık ki. Alıcısı olmasa yapmazlar ki zaten bu programları. Mesela evlilik programlarında evleniliyor mu, stil programlarında gerçek anlamda yaratıcılık mı var, ses yarışmalarından hiç müzisyen çıkmış mı, yetenek yarışmalarından çıkıp da kim ne icat etmiş, dans yarışmalarından belki popçulara dansçı çıkmıştır, ama survior denilen şey hangi akla hizmet ediyor gerçekten bilmiyorum, kim ne kazanmış bu programlardan TV yapımcılarının reklam gelirlerinden paraları cukka etmesi dışında.

Gene de ses yarışmaları en eğlencelisi. Birileri şarkı söylüyor, biz de dinliyoruz falan. En azından anlamsızca birbirilerine saldırmıyorlar. Ses yarışmalarının jüri üyeliğini de ülkenin en popüler sanatçıları yapıyor. Kimler kimler geçmedi ki bu koltuklardan. En renklisi bana göre dans yarışmasındaki Huysuz Virjin ve Popstar'daki Bülent Ersoy idi. Dikkat ederseniz stil programlarında jüri üyelerinden birisi mutlaka eşcinsel oluyor, kendileri eşcinsel olduklarını itiraf etmeseler de. Bir sezon stil programlarından biri iş yapmayınca, jüri üyelerinden biriyle sunucusunun göstermelik aşk dedikoduları çıkmadı mı? Biz de çok yemiştik! Şimdi de Kerimcan Durmaz stil jürisi olacak. Bu kadar homofobik bir toplumuz ama eşcinsellerle eğlenmekten de vazgeçemiyoruz. Aslında hepimizin eşcinsel bir tarafı var ama bunu itiraf demiyoruz sanırım. Yeri geldiğinde eğleniyoruz eşcinsellerle, yeri geldiğinde de linç ediyoruz acımasızca. Neden Kerimcan durmaz; çünkü raitingi yüksek sosyal medyada ve Acun Ilıcalı da bundan rant sağlamaya çalışacak doğal olarak. Bir dönem travesti bir arkadaşımızın dizisini engellememiş miydi Ilıcalı her ne kadar homofobik değilim, ekibimde çok eşcinsel var dese de? Sanırım homofobiye karşı para musluklarını ele geçirmemiz gerekiyor. Para bizde olursa herkesin gözü cebimizde olacağı veya onlara para kazandıracağımız için göstermelik de olsa yumuşayabilirler cinsel yönelimimize karşı insanlar. Hem para itibar da kazandırıyor insana. Bakınız Bülent Ersoy'a kim ne yapabiliyor... İftarlarda saraylara bile davet ediliyor. Çünkü sahnesi olmasa, vinçleri var! Eşcinsellerin geleceklerini garanti altına almları çok fonksiyonel olmalı zaten. Seks sektöründe çalışan arkadaşlarımız ahlakçılık hakim olunca çaresiz kalmıyorlar mı, muhafazakar iktidar döneminde LGBTİ sanatçılar işsiz kalmadı mı? Bülent Ersoy'a bir şey oluyor mu? Huysuz Virjin de zamanında paraları cukka etmeseysdi şimdi onun durumu da zor olabilirdi. Keza diğerleri de... Bu devirde eşcinselsen, biraz akıllıca davranıp uzun vadeli düşüneceksin. Erkek egemen bir toplumda en çok mağdur oldukları kesimlere miras bırakan LGBTİ sanatçılarıysa hiç anlayamıyorum.

Her neyse... Asıl konumuza gelirsek... Bu tarz programlar, yani jüri üyelerinin önemli olduğu yarışma programları Zeki Müren döneminde olsaydı veya Zeki Müren günümüzde olsaydı, tartışmasız jüri koltuğunun tartışmasız en değişmez ismi olurdu ve herekesi de kendine baktırır, raitingleri tavan yaptırır, en yüksek ücreti de alırdı. Çünkü o Bülent Ersoy'dan bile bin misli şatafatlı bir isim. Gerçi Zeki Müren belki de bu tarz programlara asla prim vermeyebilirdi de. Çünkü o sansasyonlarla değil, sanatıyla varolmuş bir isim. Benimki de zaten olasılık dahilinde düşünceler. Ama gerçekten jüri üyeliği ona yakışırdı. Çünkü o her yere yakışabilecek güzellikte enerjisi, karizması olan bir sanatçıydı. Konuşma tarzıyla da herkese dinlettirirdi kendini. Kıyafetleri zaten o dönemlerde bile çok sıradışı, kıyafetten öte birer şaheser niteliğindeydi. Ama belki o da günümze uyar ve sade bir stil seçebilirdi. Ona stil yarışmaları da yaraşırdı modacı tarafı olduğu için müzik jüriliğinin yanı sıra. Düşünseniz ya, bir koltukta Zeki Müren, bir koltukta Bülent Ersoy, diğerinde Tarkan ve en diğerinde Cem Adrian... Ortalık yıkılırdı sanırım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder