11 Mart 2016 Cuma

Tarkan, bir yıldızın kara deliğe dönüşmesi gibi


Konumuz kısa sürede, dakikalar içersinde bir Tarkan yazısı çızıktırmak; yeni albümünün çıkmasına istinaden. Tarkan'ı çok severim, çok severiz... Herkesin farklı bir seviş sebebi var... Kimisi müziğini, kimisi ışığını-enerjisini- starlığını... Herkesin ruhuna hitap eden bir tarafı var ki hemen hemen herkes tarafından sevilmese de bilinir; bir stardır o ülkemizde. Belki de gelmiş geçmiş en büyük star; starlık da göreceli bir kavram olsa da, Tarkan herkese göre star sayılamasa da... Benim için nedir Tarkan; insanı içine alan aurasıyla göz kamaştırıcı bir ışıktır; görselliğiyle, devinimiyle. Sorry ama müziğiyle bir star olsaydı, zaten uluslararası olurdu. Nedir uluslararasılık; ticari sayılsa da, İngiltere, Amerika gibi müzik endüstrisinde, listelerinde yer alabilmektir. Yoksa bizde ve Avrupa'da zirvelerin zirvesini yapan, benim de çok sevdiğim Modern Talking ve benzerleri falan, mesela tüm zamanların en büyük starları falan olurlardı vesaire; bu sadece bir örnek. Evet bana göre, müzik otoritesi ülkeler olan Amerika ve İngiltere'de kendini ispat edebilmektir starlık. Çünkü orada iyi müziğin bir standart ölçüsü vardır çıtayı hep yüksek tutan. Amerika ve İngiltere'den çıkan müzikler, bu iki gücün müziğinin insanlara dayatılması değildir... Gerçekten İngiltere'den çıkan Indie Rock ve Brit Pop şarkıcılarını, gruplarını falan özümserseniz, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Gelelim Tarkan'a.. BenTarkan'ı çok seviyorum dedim ama Tarkan'ı... Evet kaşını gözünü seviyorum ama müziğini değil. Evrensel bir şeyler de beklemiyorum artık tabi ondan; çünkü bir insan ne tarz olduğunu ilk çıktığı dönemlere de yansıtabilir çalışmalarında. Gına gelinmiş olabilir söylediklerimden ama Nükhet Duru'nun piyasaya çıkması "Beni Bemile Bırak", "Melankoli", "Ben Gene Sana Vurgunum" ise, bu dönemsel veya tesadüfi bir şey olamaz... Nükhet Duru'nun son çalışmasına bakın, gene benzer tarzdadır; gene eğlenceden öte hayat biçimi formunda yorumlanma şeklindedir şarkıları. Haa, eğlence bazlı şarkılarla da evrensel olunabilir ama ruh olarak da evrensel olmak gerekiyor ki, taşıdıkların üzerinde sakil durmasın. Tarkan ancak, bizim oryantal ruhumuzun starı olabilr en fazla. Tarkan'ı yermiyorum; dünyanın en güzel erkeği bana göre ama en güzel erkeği sadece. Şarkıları da güzel ama benim sevdiğim şarkılar listesinde hiçbir şarkısı yer alamaz. Sadece "Kuzu Kuzu"yu severim; orada da müziği tamamlayan devasa bir görsellik var; dans olarak olsun, klip görselliği olarak olsun...

Bu arada Tarkan'ın albümü inmiş..! Türk Sanat Müziği tarzında bir albüm... Alaturka anlayacağınız... Daha çalmaya başlar başlamaz düzenlemenin bildik, Klasik TSM tarzında olduğunu görüyoruz. Neden müzisyenlerimiz Türk Sanat Müziği'ni evrenselleştirmeyi hiç düşünmezler; tabi aslı bozulmamalıdır değil mi?! Hep öyle demezler mi yenilikçiliğe, deneyselliğe kapalı bir kültürde. Aslı bozulunca ne oluyorsa... Aslı zaten durur durduğu yerde; sen onu gene tek sesli yorumlarsan aslı gibi olur ama çok sesli yorumlarsan herkese hitap edebilir... Mevlana gibi bazı kültürel değerlerimiz bile evrenselleşti ama müziğimizi geleneksellikten kurtaramadık bir türlü ve bunda inat ediyoruz kime ne kazandırıyorsa. İnanın TSM bundan hiçbir şey kazanmıyor; kabuğunu yenilemeyen hiçbir şey kazanmaz, kaybeder bence. Değişiklik şart bir şeyin gelişmesi, iyileşmesi için. Yoksa evrim denilen şey olur muydu; gerçi ona da ne kadar inanıyoruz tartışılır. Bu arada Tarkan TSM formatında terennüm etmeye devam ediyor bilgisayarımda ama hiçbir şey yok gibi beni tatmin eden. Daha ikinci şarkı ve albümün sonuna kadar nasıl tahammül edebilirim bilmiyorum... Tarkan sadece yeniliklere kapalıları tatmin edecek bir çalışma yapmış. Biz benzer tarzların insanın ruhunu hiç sıkmayanlarını, daha deneyselini falan Emel Sayın'lardan, Neşe Karaböcek'lerden, Ahmet Özhan'lardan daha tat alarak dinledik, hala da onlardan dinlemeyi tercih ederim kimse kusura bakmasın. Tarkan bana göre adım adım 90'lardaki bazı popçularımız gibi sönmüş bir yıldıza, kara deliğe dönüşüyor sanırım... Mesela candan Erçetin gibi... Tarkan bir yıldıza yaraşır şekilde gizemli kalmak adına hep geri planda duruyor ama yıldız olmak ve kalmak için evrensel bir şeyler üretmek gerekir... Pardon unutmuşum... Bu albüm bir de Müzeyyen Senar anısına en çok Bülent Ersoy'u tatmin etmiş olabilir...

Bu arada yazıyı, albümü dinlemeden yazmış sayılmam. Albüme de sonuna kadar tahammül ettim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder