1 Aralık 2015 Salı

Bir eşcinselden TÜBİTAK'a!

TÜBİTAK'ın "yerlilik ve kültürel uyum" çerçevesinde "Gökkuşağının Tüm Renkleri" kitabını toplatmasına, kitabın kendimce-eşcinselce tercümesidir.

İnsanlar davranış ve tarz olarak ne kadar farklı gibi olsalar da özde aynıdırlar; insan insandır. Sevme şekilleri de farklı olabilir... Bir erkek kadını veya bir kadın erkeği sevebildiği gibi, erkekler erkekleri, kadınlar da kadınları sevebilir ama sevgi sevgidir sonuçta, sevmek sevgiye dairdir, sevmek güzeldir, sevmekten-sevgiden kimse zarar görmez.

İnsanların, kimi nasıl seveceği hayatın getirdiği değiştirilemez bir farklılık kuralıdır. O yüzden insanlar birbirine benzemiyor diye dışlayamayız, ötekileştiremeyiz, kendimize benzemeyene nefret etme hakkımız yoktur. KABUL ETMEDİĞİN FARKA GÖRE SEN DE BİR FARKSIN ÇÜNKÜ.

İnsanların sevme şekilleri birbirine benzemese de sevgi sevgidir ve bütün insanların sevme hakkı vardır. İnsanları nasıl saç şeklinden, göz renginden, kısaca fiziksel özelliklerinden dolayı dışlama hakkımız yoksa, sevme hakkından da kimseyi mahrum etme hakkımız olamaz.

Eşcinseller eşcinselliklerini açıklamasalar, heteroseksüellerden farklı mı yaşıyor olacaklar; aynı şekilde yiyiyorlar, aynı şekilde uyuyorlar, aynı şekilde giyiniyorlar, kısaca aynı şekilde yaşıyorlar; SEVMEK DE HANGİ ŞEKİLDE OLURSA OLSUN SEVGİYE DAİRDİR VE GÜZELDİR!

Hadi eşcinseller sevmesin diyelim (çünkü bir eşcinseli heteroseksüel sevgiye zorlarsan bu sevgi sayılmaz, hatta nefrete bile dönüşebilir, çünkü insan, yapısına ters bir şekilde mümkünatı yok yaşayamaz), sevgisiz inan yaşayabilir mi? Eşcinsellerin kendi cinslerini sevmesini engellerseniz, onların sevgisini elleirnden almış olursunuz. Sevgisiz bir hayatın anlamı olur mu, sevgisiz bir hayat, sevgisiz bir dünya olur mu?

Kimimiz karşı cinsi severiz, kimimiz kendi cinsimizi severiz, kimimiz her iki cinsimizi de severiz duygusal anlamda... Sevgi hayatı paylaşmak içindir birbirimizin sevme şekilleri arasında farklar olsa da. Farklı farklı dillerde konuşuyor olabiliriz ama bu insanların birbirini anlamasına, birbirini sevmesine engel mi? Çünkü hayatın bir gerçeği farklılıklar. Kendilerine benzemiyor diye herkes birbirine düşman olsa, hayat çekilir mi? Bir eşcinseli anlamak için eşcinsel olmak gerekmiyor. Sevgini düşün; birini severken ne hissediyorsan, eşcinseller de birini severken aynı şeyi hissediyor. Bunu anlayabilmek çok zor olmasa gerek. Ne grameri var, ne lehçesi var, ne de farklı kelimeleri var sevmenin; sevmek işte; içinden geliyor ve seviyorsun. Nasıl kadın erkeği veya erkek kadını seviyorsa, eşcinseller de kendi cinslerini seviyorlar; SEVİYORLAR!

İnsanların farklı zevklerine bile saygı duyulurken, eşcinsellerin doğuştan getirdikleri sevme özelliklerine niye saygı duyulmaz ki?

Bir eşcinselin cinsel yönelimini bilmeden önce onun kendinizden farklı olduğunu hissedebiliyor musunuz? Çünkü yok farkları; o da bir insan senin, benim gibi. İnsanın kendi doğal yapısına, sevgiye dair yapısına dayanarak nasıl farklı davranabiliriz ki ona? Ama bir eşcinselin cinsel yönelimini öğrendikten sonra hemen ötekileştiriyoruz onu hastaymış gibi. Oysa burada bir sorun varsa, hayatın farklılıklarını kabul edemeyenlerdir. Değiştirilmesi gereken hayatın farklılıklarını kabul edemeyenlerin düşüncesidir. Size bir soru sorayım; eşcinseller zorla heteroseksüelleştirilmeye çalışılarak mı huzurlu bir dünya olur, insanlar anlamsızca nefretlerinden arındırılınca mı?

Her insan gibi eşcinseller de insandır ve özeldirler. Belki toplumsal yaşamı güzelleştirecek olan, toplumu bir adım daha ileriye götürecek olan bir eşcinselin buluşu olacak; günümüz yaşamının bir parçası olan bilgisayarın mucidinin eşcinsel olduğu gibi. Hayatı kolaylaştıran bir çok güzelliği yaratanların cinsel yönelimlerini nereden biliyoruz; dışladığımız eşcinseller buldu diye, hayatın bazı kolaylıklarına sırtımızı dönebiliyor muyuz da eşcinsellere sırtımızı dönelim?

Eşcinseller de hayatın olmazsa olmazlarındandır. Eşcinseller olmayınca hayatın garantisi var mı; nereden biliyorsunuz? Yaşam zincirinin bir halkası kopunca hayat olabilir mi? Bu dünyada herkes eşittir, herkes özeldir ve herkesin bu hayata bir katkısı vardır, hayatın hayat oluşuna bir etkisi vardır...

Eşcinseller bu dünyaya uzaylılar tarafından falan bırakılmadı. Onların da bir ailesi var. Onlar da senin benim gibi yaşıyorlar... Okuyorlar, öğreniyorlar, çalışıyorlar; heteroseksüellerden daha farklı bir yaşam mekanizmaları yok... Bilmem anlatabildim mi? Eşcinsel diye ötekileştiriyorlar; ne olmuş yani eşcinsel olunca; sen karşı cinsel olunca ne oldun?

Eşcinsellerin heteroseksüellerden farklı bir yaşamı yok. Eşcinsellerin cinsel yönelimlerini bir tarafa bırakarak hayatı paylaşın bakalım, aranıza girmelerine izin verin, elinizi uzatın... sizden bir farkları var mı; YOK. Heteroseksüellerin yaptığı her şeyi ama HER ŞEYİ eşcinseller de yapabilir. Yeter ki onların önüne engel çıkarmayın, YETER Kİ YAŞAMLARINI ELLERİNDEN ALMAYIN. EŞCİNSELLERİ HAYATIN İÇİNDEN ALIN BAKALIM; GERİYE NE KALIR; HAYAT KALIR MI diye bile sorabiliriz. Eşcinseller de hayatın önemli renklerinden biri ve yerini hiçbir şey tutamaz.

Kimsenin eşcinselleri hayatın güzelliklerinden mahrum etmeye hakkı olamaz. Eğer bir eşcinsele selam veremiyorsanız, bir eşcinsele dokunamıyorsanız, bir eşcinselle hayatı diğerleri gibi paylaşamıyorsanız, bu sizin eksikliğiniz, bu sizin kusurunuz, bu sizin kaybınızdır!

Bu gün tanıdığınız bir eşcinsele samimi bir tebessümde bulunun bakalım; ne kazanacasınız ne kaybedeceksiniz? Birilerinin umudunu elinden almak, "dünyanın dönüş hızı"nı yavaşlatabilir, ama hayatı bir bütün olarak görüp eşit bir şekilde paylaşırsak, hayat daha yaşanılası olur. HAYAT EŞCİNSELLERLE DAHA GÜZELDİR; ÇÜNKÜ DAHA RENKLİDİR.

TÜBİTAK "yerlilik ve kültürel uyum" çerçevesinde toplattığı Gökkuşağının Tüm Renkleri adlı kitabı toplatmış da...

Sen hayatın eşcinsellik gibi gerçeklerini yaşam kültürünün dışında tutarsan, o kültürel uyumsuzluğun sebebi kimdir acaba?

http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/tubitaktan-gokkusagina-gecit-yok-430577

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder