29 Kasım 2015 Pazar

Nasıl eşcinsel olunur?!

Ay ne bileyim!
Sanırsam...
Tecavüze falan uğruyorlardır!
Kadınların bol olduğu ailede falan yetişmiştir!
Baba figürü yokmuştur!
Anne tarafından yetiştirilmiştir!
Etrafında eşcinsel örnekler varmıştır ve özenmiştir!
Yetiştirilme tarzındandır; erkek gibi yetiştirilmemiştir veya kadın eşcinseller kadın gibi..!
Giyimi kuşamı konusunda serberst bırakılmıştır!
Büyükler tarafından karşı cinse yönlendirilmemiş olabilirler mi acaba?!
Karşı cinsi tercih etmesi konusunda uyarılmamış olabilirler!
Yurt gibi sadece erkeklerin veya tek cins ortamlarda kalınmış olabilir mi? Dini toplumlar da kutuplaştırıyor ama cinsleri...
Eşcinsellik prim yaptığı için geçiş yapılmış olabilir mi?
Bir de eşcinselleri daha iyi bir gelecek beklemektedir..!
Mesela eşcinsellik revaçtadır; heteroseksüeller dışlanmakta, ayrımcılığa maruz kalmakta, şiddete maruz kalmakta, cinayete kurban gitmektedir..!
Eşcinsellerin hakları heteroseksüellere göre daha iyidir..!
Ne bileyim heteroseksüellerin evlenme hakkı yoktur, çocuk sahibi olma hakkı yoktur..!
Dinde falan heteroseksüeller lanetlenmektedir!
Heteroseksüelik sapıklık, ahlaksızlık ve hastalık olarak görülmektedir!
...
O yüzden de eşcinsellik TERCİH edilmektedir!!!
Helin Avşar da bir çok kadın gibi evlenecek erkek bulamamasını eşcinselliğe bağlamış da...
"Çoğu gay OLDU" demiş...
Sanırsam kuyruk acısı da var...
Bir sevgilisinin eşcinsel olduğundan şüphelenmiş de...
"İnci"lemeye devam etmiş...
"Bu kadar kadınlık hormonu taşıdıklarını bilmiyordum...
Bu sene daha çok gördüm..."
Cahillik..!
Anlata anlata dilimde tüy bitti...
Cinsel yönelimle cinsiyet kimliği ayrı şeylerdir.
Bir kişi kadın da olabilir, erkek de olabilir; bu onun cinsel yönelimiyle alakalı değildir. Cinsiyet dediğimiz şey kişinin kendini hangi cinsiyetten hissettiği, yani kadın mı erkek mi hissettiğidir. Eşcinsellik gibi cinsel yönelimse, hangi cinsiyetten hoşlandığıdır. Yani bir erkek kendini kadın gibi hissedecek diye bir şey yok eşcinsel sayılması için. Adam erkektir ama YÖNELİMİ kendi cinsinedir. Belirteyim ayrıca, TERCİH değil, insanın içinden gelen, doğuştan getirdiği bir eğilimdir eşcinsellik veya cinsel yönelim. Veya katışıksız bir kadındır ama lezbiyendir. Veya veya... kafanızı daha da karıştıracaktır ama, cinsel yönelimin ve cinsiyet kimliğinin birbirinden bağımsızlığı açısından "trans eşcinsellik" bu durumun en güzel örneğidir. Şimdi bir erkek kendini kadın gibi hissediyor ve ameliyatla kadın oluyor diyelim. Ama bu trans kadın hala kadınları sevmeye devam ediyor. Çünkü ilgi alanı-cinsel yönelimi, kadınlık ve erkeklikle-cinsiyetiyle alakalı değil. Kişi kendini herhangi bir cinsiyette hissedebilir, o cinsiyette yaşayabilir ama hangi cinsten hoşlanacağının adı olan eşcinsellik gibi cinsel yönelim ise o kişinin cinsiyetiyle, yani erkek veya kadınlığıyla aynı şey değildir. Dediğim gibi afedersiniz ama bu algı cahillikten, bilgi yetersizliğinden geliyor. Cinsel kimliği hemen insanın bedensel cinsiyetine, yani cinsel organlarına indirgeyiveriyorlar ve heteroseksist toplumun erkeklik ve kadınlık anlayışını da bedensel cinsiyetlerimize yüklüyorlar. Eğer siz de cinsel kimliklerimizi sadece cinsel organlarımızdan ibaret sanıyorsanız, siz de bir şey bilmiyorsunuz demektir.

Sonsuza kadar bıkmadan anlatacağım... Çünkü ben cinsel yönelimimi çay veya kahve gibi tercih etmedim. Kendimi bildim bileli erkeklerden hoşlanıyorum ve hiç de öyle bilindik anlamda kadın olmak gibi bir hevesim olmadı. Zaten kendimi kadın gibi hissetseydim de, şu içinde yaşadığımız dünyadaki gibi boyalı "sentetik" bir kadın olmazdım! Transseksüellerin de ötekileştirilmiş birey olmalarına rağmen bu sentetik-öğretilmiş toplumsal cinsiyet dünyasına meraklarını da aidiyet komplesine bağlıyorum.

BİLGİlendireyim...
Cinsiyet; kişinin kendini erkek veya kadın hissetmesi. Gerçi ben ona da karşıyım. Öyle bir kategori olduğuna da inanmıyorum ama kafanızı karıştırmayayım şimdi diyeceğim ama karışsın. Gerçekten bana göre yok öyle saf kadınlık veya erkeklik. Toplumsal cinsiyete dayalı dünya kategorize ediyor insanları. Ben kendimi kadın hissediyorum süslenmeliyim, kocama patates kızartmalıyım; ben kendimi erkek hissediyorum topuklu ayakkabı giyemem, ava çıkmalıyım, diye bir şey olamaz... Bana ne yaa erkeklikten kadınlıktan..!
Cinsel yönelim: Kişinin görüntü olarak hangi cinsten hoşlandığıdır. Yani bir insanın kendi cinsiyetine bakmadan, yani erkek veya kadın olduğuna bakmadan, kendi cinsinden veya karşı cinsten hoşlanmasıdır. Konumuz olan eşcinsellik de, iki erkek veya iki kadın bedeninin birbirinden hoşlanmasıdır. Erkekler arası cinselliğe eşcinsellik, kadınlar arası eşcinselliğe de lezbiyenlik diyoruz.
Başımızın belası da "toplumsal cinsiyet"; çünkü erkek egemen anlayışa göre cinsiyetçi bir toplumsal cinsiyet algısı yerleşik hale gelmiş. Bu kalıpsal dayatma yüzünden oluyor ya cinsiyetçilik, ötekileştirme, cinsel aşağılama ve dışlama... Toplumun kafasında bir erkeklik ve kadınlık modeli var ve bu herkese oturtulmaya çalışlıyor. Kişinin kimden hoşlandığı, cinsiyet olarak ne hissettiği hiç kimsenin umrunda değil. Umrunda olmaması da umrumda değil aslında; dayatmasalar bu yanlış algıyı herkese... Çocukluktan itibaren beyinlere enjekte etmeseler...
Biyolojik cinsiyet dediğimiz şey var bir de... Aslında bana göre onun da cinsiyet kimliğiyle hiç alakası yok. Bir insanın kendini erkek veya kadın hissetmesiyle ne alakası var penisin veya vajinanın. Zaten bana göre cinsiyet denilen şey de olmadığı için, erkeklerin penisli, kadınların mutlaka vajinalı olması diye de bir durum da yok. Araya şunu da sıkıştırayım; transseksüellik anlayışı da heteroseksist. Yaa bana ne erkeklikten kadınlıktan, penisten vajinadan... Doğa beni yaratmış mı; yaratmış. İçinde yaşadığım bedenim de hangi kimlikte olursam olayım ihtiyacımı karşılıyor mu; karşılıyor... Kimsenin ve hiçbir şeyin etkisinde kalmadan içinden geldiği gibi yaşamak dışında kalanlar heteroseksizme uymaktan başka bir şey değildir. Yaşasın kimliksizlik, yaşasın eşitlik, yaşasın özgürlük... Erkeklik de sizin olsun, kadınlık da... Eşcinsellik de sizin olsun, heteroseksüellik de... Ama bilmeden atıp-tutmayın öyle. Çünkü bilemezsiniz insanların ne hissettiğini, nasıl sevmek istediğini... Bu kişiye özel bir durumdur. Ama sen beni eşcinsel diye aşağılarsan, ben o kimliğin mücadelesini yaparım. Çünkü yaşamak için kendimi savunmaktan başka çarem yok. Ama sen bana bir şey demezsen ve benim önüme engel çıkarmasan, zaten benim kendimi tanımlamak gibi derdim yok. OK! Eşcinsellik heteroseksist dünyanın erkeklik kompleksinden başka bir şey değildir.

Helin Avşar'ın, "Erkeklerin içinde bu kadar fazla kadın hormonu taşıdığını bilmiyordum." demesi de çok cahilce. Benim erkeklik hormonlarım normal seviyede ama erkeklerden hoşlanıyorum erkek biyolojime rağmen. Bir çok transseksüel sınıfındaki de kadınlaşmak(veya erkekleşmek için erkeklik hormonu) için kadınLIK hormonu almıyor mu? Bu cinsel yönelimin hormonlarla alakalı olmadığını gösterdiği gibi, transseksüelliğin de insanın bedeniyle barışık olmamasının bir göstergesi. Nedir erkeklik veya kadınlık; sana ne olduğunu öğretmeseler sen ne olarak tanımlayacaktın kendini, ne olarak ve nasıl yaşayacaktın? Ama insanların, hangi bedende isterlerse o bedende yaşama hakları vardır. Travestizm gerçeği de bunun bir göstergesi. GLBT aktivistleri T harfini transseksüel olarak tanımlıyorlar ya; bence en doğrusu, en gerçekçisi travestilik bu konuda.

Farkındayım çok çok queer, çok android, çok cinsiyetçilik karşıtı, belki bir çoğuna göre çok transfobik bir yazı oldu ama herkesin kendini özgürce ifade etme hakkı yok mu? İnsanlar artık, BİZE DAYATILAN "şu kalıba uymuyorum, bari şu sınıfa dahil olayım" diye kendilerini zorlamamalı. Kendilerini olduğu gibi bırakmalı ki, cinsiyetçi dünya da farklılıklar üzerinden yalan yanlış beyanatlar vermesin.
Kadınlık-erkeklik cinsiyetçi dünyada bir varoluş şekli diye de ilave edeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder