3 Ocak 2015 Cumartesi

Bir kadın başka bir erkekle görüşürse her şey biter!

"Ben bazı şeyleri kabul edebilen bir adam değilim. O başka bir erkekle görüştüğü an benim için her şey bitmiştir.". Bu sözü söyleyen ünlü bir erkek ama erkek egemenliğinin çok bariz olduğu toplumlarda temsili bir söz. Çünkü bir kadının eline, başka erkek eli değerse lekelenmiştir artık ve lekeli bir kadını kabul edemez erkek. Kim lekelemiştir bu kadını; gene başka bir erkek. Lekeleyici kim oluyor; ERKEK! Erkek lekeleyici ise, neden suçlu kadın oluyor; çünkü kadın sadece bir erkeğin malı olabilir. Kadın namustur çünkü ve erkeğin başını öne eğdirmemelidir. Bu konuda başka erkeklere karşı erkeğini, kadın koruyabilir ancak kendini muhafaza ederek. Kadın muhafaza edilmelidir, etmelidir de kendini. Belki de muhafazakarlık kelimesi bile erkeğe ait değerlerin korunması adına oluşmuştur. Belki değil öyle aslında. Çünkü muhafazakarlık denilince direkt insanın aklıma erkeklerin koyduğu yasaklar geliyor. Hatta ilk olarak cinsellik baskısı geliyor. Zaten muhafaza edilmedikten sonra telafisi olmayan tek şey cinsellik, namus etiketinin yapıştırıldığı cinselliğe dair şeyler. Eşitlikten, özgürlükten bahsediyorlar ama hepsi fasa fiso. Erkek egemen dünyada erkeğin her yaptığı affedilir ama kadınınki asla. Çünkü kuralları koyanlar da erkekler. En iyisini, en güzelini yaşama hakkı da erkeklere aittir. Güzel kadın erkeklerindir. Hatta gücü varsa, her şeyi elde edebilir erkek. O yüzden para önemlidir erkekte. Meslek de önemlidir. Ama kadında güzellik ve güçsüzlük önemlidir. Kadının güçlü olması, özgür olması dezavantajdır erkek egemen toplumlarda. Güçsüz olmalı ki erkek hükmedebilsin ona. Çünkü toplumun genelinde böyledir ve dışlanmak istemiyorlarsa, yanlış da olsa, kadın da, erkek de uymak zorundadır bu kurala. Hadi erkekler böyle düşünüyor da kadınlar nasıl düşünüyor; aynı erkekler gibi. Çünkü heteroseksist toplumlarda erkek veya kadın fark etmez bir varoluş şekli vardır ve herkes zararına da olsa o varoluş şekline uymak zorundadır. Yani bu heteroseksizm denilen sistemde aslında erkeklerin kendileri en muzdarip olan. Çünkü erkekliğin sorumluluğu o kadar ağır ki... En ağırı da erkeklik gururu yüzünden sevdiği kadından vazgeçmesi olsa gerek. Ama erkek, bu acısını kalbinin en derinlerine gömebilir. Çünkü erkek egemen dünyada erkeklik gururundan daha üstün hiçbir şey olamaz. Olursa zaten erkekliğinden vazgeçmişsin demektir. Bu da erkek adama yakışmaz! İşin en acı tarafıysa, ne kadar eğitimli olursan ol, ne kadar dünya görüşün geniş olursa olsun, heteroseksist bir toplumda iş erkekliğe gelince sıkışıp kalıyorsun; yani erkek sıkışıp kalıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder