10 Mayıs 2014 Cumartesi

Denizli Belediyesi badminton sporuna üvey evlat muamelesi yapıyor


Badminton'la tesadüfen tanıştım ve çok sevdim. Hiçbir saatini kaçırmadan devam ettim. Tabi başarı için istikrarlı bir çalışma ve düzen gerekir. Benimle badminton'a başlayanların çoğu Belediye'nin çalışmalarına gelmemeye başladı. Tabi bunda Belediye'nin saha ve saatlerindeki istikrarsızlığı etkiliydi. Bugün de gene aynı durumla karşılaştık. Hafta sonları çalıştığımız salon, biz gelmeden önce basket çalışmalarıyla işgal edilmişti. Bu durumdan ne hocaların, ne de bizim haberimiz vardı. Muhatap olabileceğimiz kimse bile yoktu. Ancak seyirci koltuğundaki çocuklarını basketbol kursuna getiren ebeveynlere sorabildim ama onlar da bilmiyorlardı. Sonra badminton hocamızdan öğrendim ki, o da kapıda öğrenmiş gerçeği. 

Bunun adını koyabilir mi birileri? Amaç ne, hedef ne? Spor branşları arasında keyfi bir ayrımcılıktan başka bir şey olabilir mi bu? İnsanın insana saygısızlığınıysa hesaba katmıyorum bile. Vatandaş nedir? İstenildiği şekilde kararlar alınıp, onu insan yerine koymamak mıdır? Belediye'nin verdiği hizmetler halka değil mi yoksa? Birileri kendi keyfine göre bazı branşlara öncelik mi vermektedir? Herkes basketbolu sevmek zorunda mıdır? Yoksa içinde yaşadığımız coğrafyanın fiziksel yapısı basketbol sporuna daha mı yatkındır? Öyle olsa bile bu durum, diğer branşlara ayrımcılık yapma hakkı vermez. Belediye'nin spor faaliyetlerindeki amacının sporu halka sevdirmek olduğunu duymuştum. Bu politikayla mı halka spor sevdirilecek acaba? Her yerde futbol, her yerde basketbolla ne halka spor sevdirilebilir, ne de spor demek futbol veya basketbol demektir. Zaten her yerde futbol sahası var, basketbol sahası var. Oynamak isteyen oralarda da oynayabilir. Peki ya diğer branşlar nerede spor yapacaklar? 

Olimpiyatların ülkemize verilmemesinin sebebi de, işte bu kısır spor anlayışıdır. Çünkü Olimpiyat Oyunları sadece futbol veya basketbolla yapılmıyor. Spor, spora ve sporcuya, sporsevere saygıyla başlar ama insana haber verilmeden bile spor yapılmasına engel koyulmasının ne sporla, ne de saygıyla alakası vardır. Yanlıştan dönülmesi için beklenti içinde de değilim. Bana "sporunuz iptal edildi" deme zahmetine bile katlanmayan bir zihniyetle de, neden-niçin sorgulaması yapmanın anlamı hiçbir anlamı olamaz. 

Belki coğrafya olarak fiziksel yapımıza uygun olduğu için Badminton'da başarı kazabilecek uluslararası sporcular çıkarılabilir ama bu coğrafyadan NBA'ye oyuncu çıkarmak hayalden başka bir şey değildir. Hayalcilikle de spor olmaz; sporda ayakların yere sağlam basması gerekir. İki branşla da spor olmaz, hele başarı hiç olmaz.

Hadi Badminton'a talep falan olmasa anlayacağım da, vatandaş bu kadar sevmişken bu işgüzarlık niye acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder