3 Aralık 2013 Salı

Eşcinsel evlilik yasal olsa bile, ben gene de evlenmem

Bugün kadın spor arkadaşlarımdan birisi çocuğumun olup olmadığını sordu. Evli olmadığımı bilmiyormuş. Genelde eşcinsel olduğumu söylerim böyle durumlarda. Çünkü cinsel kimliği açıklamakla hiçbir şey kaybedilmeyeceğinin bilincinde olanlardanım.

Bir parantez açmak gerekirse, gerçekten eşcinsel olmakla öyle korkulduğu bir şey kaybedilmiyor. Ne yani benimle arkadaşlığını mı bitirecek, bana mesafe mi koyacak, arkamdan dedikodumu mu yapacak, sosyal yaşamdan elimi ayağımı mı çektirecek? Hiçbirisi olmayacak. Böyle homofobik yaptırımlar, eşcinselliğiyle barışamayıp, eşcinselliğini gizleyenlere baskı unsuru olabilir ancak. Korkanlara da bir şey yapılmıyor aslında. Korkanlar biraz da homofobiye maruz kalacakları konusunda paranoya yapıyorlar. Sakın homofobinin olmadığını savunduğum zannedilmesin ama eşcinsellerin kendilerine karşı lüzumsuz homofobilerinin (içselleştirilmiş homofobi) olmadığını da söylemesin kimse bana. Hayatları boyunca homofobiye maruz kalmadığı halde homofobiye maruz kalma korkusu yaşayan eşcinsellerin bu korkularının nedeni, homofobiye maruz kalma korkusundan çok, eşcinselliğe olan kendi nefretlerinden kaynaklanmaktadır. Samimi söylüyorum, eşcinselliğiyle tam anlamıyla barışık olan bir eşcinsel sosyal yaşama dahil olarak hem içsel, hem de dışsal homofobiyi bertaraf edebilir. Bakın hiç homofobiye maruz kalmaz demiyorum ama gizli eşcinsel olunca daha az homofobiye maruz kalınmadığını anlatmak istiyorum.

Şöyle açıklayayım kendimden örnek vererek. Ben açık eşcinsel olmasaydım, gene aynı Halil olacaktım. Davranışlarımda, insanlarla ilişkimde hiçbir farklılık olmayacaktı. İnsanların homofobisi de direkt eşcinselliğime olmuyor ki. Eşcinselliğim benim genel yapımdan soyut bir şey değil ki. Yani ne yaparsam yapayım, nasıl davranırsam davranayım gene aynı ben olacağım. Daha açık konuşmak gerekirse, heteroseksüel kılığına bürünsem, hatta evlenip 5 çocuk yapsam, etrafa erkeklik cakası satsam, farklı bir rol mü oynayacaktım, oynayabilecek miydim? Hayır. Gene yumuşak olacaktım, gene feminen olacaktım. İnsanlar gene gülmeyecekler miydi, gene arkamdan konuşmayacaklar mıydı? Bari kendimle barışık olduğum için bu tür davranışlar umrumda olmuyor. Kendimi eşcinsel olarak kabul ettirerek en azından eşcinselliğe bakış açısını normalleştiriyorum. Normalleştiremesem bile eşcinsellerin kendilerini ısırmadığını öğrenmiş oluyorlar açıklık sayesinde. Belki bu sayede eşcinsellerin ötekileştirilmelerinin dozu azalır.

Pardon parantez uzun oldu. Eşcinselliğimi dile getirmekle bir şey kaybetmeyeceğimin bilincinde olmama rağmen bu kadına eşcinsel olduğum için evlenmediğimi söyleme ihtiyacı hissetmedim. Çünkü evlenmememin sebebi eşcinsel olmam değil ki. Ben heteroseksüel olsam da evlenmem, eşcinsellik normal karşılan da. Eşcinsel evliliği savunuyorsam, heteroseksüellerin faydalandığı haklardan eşcinsellerin de faydalanması için. "Eşcinsel olduğum için evlenmedim" demek, benim kendime, yapıma hakaret gibi geliyor. Eğer eşcinsel hakları benim için şu anda öncelikli bir durumsa, eşcinselliğin kabul edilmemesinden. Eğer doğasına uygun yaşayan insanlar topluluğu olsaydık, benim için bağımsızlık, aidiyetsizlik en öncelikli konu olurdu. Gene de öyle ama insanın cinsel kimliğinin yok sayılması, bazen önceliklerin sırasını değiştirebiliyor. Gerçekten ben, eşcinsel evlilik yasal olsa ve beni maddi manevi mutlu edebilecek dünyanın 1 numaralı erkeğiyle karşılaşsam, gene de bağımsızlığımı, en küçük şekilde dahi olsa birisine eslim edemem. Heteroseksüeller eşcinsellerin evlenmek istemesinden boşuna korkmasınlar. Heteroseksist kalelerini özgürlüğümü kısıtlamak için fethetmeye hiç niyetim yok. İnsanca yaşama haklarıma müdahale etmesinler yeter. Eşcinsel evliliğin yasal olduğu ülkelerde kaç eşcinsel evlenmiş de korkuyorlar ki?

Hırvatistan'da eşcinsellerin evlenmesine "hayır" diyen halkın bu görüşü yasalaşmış ya, bence bu eşcinsel hakları konusunda çok da kaybedilmiş bir şey sayılmaz. Eğer eşcinseller haklarına kavuşmak istiyorlarsa, dalıcı Tom Daley gibi açılsınlar. Eşcinsellerin itirafı, eşcinsel haklarının en büyük, hatta tek anahtarıdır. Hayata kendimiz olarak karıştığımız zaman, tüm kapılar otomatikmen açılmış olacak zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder