11 Nisan 2013 Perşembe

Her gün pembe giyen eşcinsel!


Düşünebiliyor musunuz, bir insan eşcinsel olduğu için, pembe giyiyor bahanesiyle öldürülüyor.

"Doğanın renklerini kimin, hangi cinsin kullanacağından kime ne?" diyeceğim ama renk bahane. Çünkü renk gibi, ayrımcılık için bir çok kategorik unsur var. İnsan cahilliğinden dolayı nefretine alet edecek bahane bulamasa bile yaratır. Yeter ki ayrımcılık yapmayı kafaya koysun, "kaşının üstünden gözün var" diye canına gene okur.

Homofobi hala bütün şiddetiyle sürüyor ama, pek öyle kıyafetinin renginden dolayı falan eşcinsellere saldırılar olmuyor sanırım. Çünkü sokağa çıktığım zaman, insanların üzerinde, bırakın pembeyi, moda rengi olduğu için, aklımın ucundan geçmeyen renkleri bile görebiliyorum. Parlement mavisinden tutun da kiremit kırmızısına, papatya sarısından, aklınıza gelebilecek veya gelmeyecek tüm renklere kadar.

Eşcinseller pembe giydiği zaman, giydikleri renkten anlamıyorlar ki eşcinselliklerini. Davranışlarından, feminenliğinden veya herhangi bir şekilde görüntüsünden anlıyorlar. Çünkü günümüz erkek geçinenlerin neredeyse hepsi, bastırılmış eşcinsellik ifadesi olan aksesurları ve tarzları kullanıyorlar giyimlerinde-kuşamlarında. O zaman "gele-gele herkes bastırılmış eşcinsel"e geliyoruz gene! Zaten  renk, kılık-kıyafet veya aksesuar olarak genelde kullanılanlar dışındakileri kullananların güzel görünmek, kendini beğendirmek ama en önemlisi de dikkat çekmek gibi bir amaçları yok mudur? Ve bunu toplumsal cinsiyetin dışında yapıyorsa, en azından toplumsal cinsiyeti zorluyorsa... "Herkes zamanla kendini, kimliğini bulacak" mı diyorsunuz? Pardon ben diyorum bunu değil mi?

Batı'da eşcinseller mücadele ederek haklarına kavuşuyorlar ve, özgürlük ve hak mücadelesi amacına ulaştıktan sonra görevini tamamlayacaktır büyük ihtimal. Herkes eşcinselliği kabul edince, eşcinsellerle heteroseksüeller eşit olunca neyin mücadelesi yapılacak ki? Düşünseniz ya, eşcinsel hakları kazanıldığı halde, eşcinsel hakları için pembe tişört giyildiğini. Bu ancak geçmişe bir gönderme olabilir veya anma günü adına bir saygı olabilir.

Düşünüyorum da, homofobi hala bütün şiddetiyle devam etmesine rağmen, ülkemizde artık erkeklerin pembe giymesiyle falan ilgilenilmiyor, sanırım. "Ben eşcinselim" yazan bir tişört giysen bile gene de çok şey olacağını zannetmiyorum. Tabi kültürel anlamda bölgesel farklılıklardan dolayı tepkiler de farklı olacaktır. Tabi eşcinsel karşıtlığını sadece renkle ölçmek de çok sağlıklı olmayabilir ama toplumsal cinsiyetin dışına çıkıldığı takdirde, her şey bir ölçüt olabilir de. Demek ki eşcinsel karşıtlığına nelerin bahane edilebileceğine, kültürel hoşgörü-demokrasi seviyesi belirleyici oluyor.

Şöyle bir şey düşünüyorum. Gerçi Nazi dönemindeki gibi faşistçe bir homofobi bazı ülkeler dışında olmayabilir artık. Ancak Müslümanlığın çok katı uygulandığı ülkelerde olabilir ve oluyor da zaten. Belki benim ki, şu sıralar iyi niyetli olduğumdan, lüzumsuzca bir düşünce olabilir ama... Hani diyorum, bizim gibi ülkelerde, bazı bölgeler dışında, eşcinsel karşıtlığına karşı sessiz bir devrim yaşanabilir mi? İnsanlar eşcinsellerle yaşaya-yaşaya, bir bakmışsın eşcinsel nefreti azalmış ve öfkesi, şiddeti de artık vuku bulmuyor. Çünkü eşcinsellerin eşcinsellikleriyle barışıp görünür olmalarının yanısıra, heteroseksizm de, o maço hallerini yumuşatabilir zamanla. Zamanla derken, göre-göre, yaşaya-yaşaya diyorum.

Offf... çok değişkenim farkındayım. Daha dün bu ülkede eşcinseller mücadele etmedikten sonra homofobi bitmez diyordum, şimdi her yeri güllük-gülistanlık yaptım gene. Ama pozitif düşünmek de ara sıra iyi geliyor insana...

Yani demek istediğim, artık pembe giymek toplumsal cinsiyete, heteroseksizme rest çekmek anlamını yitirdiyse, açık eşcinsel olmak da bir anlamda anlamını yitirebilir zamanla. Altını çizeyim, bölgesel farklılıklar olacaktır mutlaka. Şimdi benim eşcinselliğimi insanların anlamaması için, eşcinselliğe tamamen yabancı olması gerekir. E, bende toplum içine karışabiliyorsam. Belki çok aralarına almayabilirler, "yanlış-eşcinsel anlaşırız" diye bir eşcinselle sıkı-fıkı olmaktan kaçınabilirler ama "sen eşcinselsin, çık aramızdan" da demiyorlar... Gerçi küçücük bir istenmemezlik bile insan dokunabiliyor ama onu da, zamanla insanları yumuşatarak aşacağız.

Bugün heteroseksizmin cinsel yönelim ve cinsiyet ayrımcılığına karşı pembe giyip sokağa çıktım ya, e benim zaten en çok sevdiğim renkler mor ve pembe. Bunları sürekli giyiyorum ve bu renkler bana çok yakışıyor diye özgüvenim tavan yapıyor hatta. İçimden "ben eşcinselim, var mı bana yan bakan" dedim bugün ama kimse tınlamadı bile. Çünkü ben eşcinsel gibi dolaşıyorum zaten. Renk eşcinselliğimin algılanmasının yanında solda sıfır kalıyor. Yani hamurumdaki pembe rengi zaten doğal olarak sergiliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder