3 Mart 2013 Pazar

Heteroseksizmden etkilenmemiş bir transseksüellik mümkün müdür?

Transseksüellik, bedensel olarak erkek veya kadın olmalarına rağmen, kişilerin kendilerini karşı cinsiyete ait hissetme halidir. Bu bir hastalık veya tercih değildir. Genetikseldir-yapısaldır-doğuştandır. Transseksüellik ameliyatlarıysa, kişilerin kendilerini ait hissettikleri cinsiyet kimliklerine uygun bedenlere geçiş yaptıkları tıbbi bir durumdur. Bu bir ihtiyaçtır, zorunluluktur. Kimse kendisini laf olsun diye kestirip-biçtirmek istemez. Bu bir kadın veya erkek olma hali değildir. Onlar zaten erkek veya kadındırlar. Sadece hapsoldukları yanlış bedenlerden kurtulup,  kendi bedenlerine kavuşmak için ameliyat olmaktadırlar. Çünkü insan, cinsiyetine uygun olmadığı bedende özgürce yaşayamaz.

Anneler, babalar, çevre, toplum, her zaman bireylerin iyiliğini düşünmüyorlar. Kendi iyiliklerini istedikleri için çocuklarının trans cinsiyet kimlikleirne karşı çıkıyorlar. Onlar için önemli olan, heteroseksist sisteme-erkek egemen toplum yapısına uygun kendi ihityaçları ve kendi tercihleridir. Hep bahane yaratıyorlar ailelerin çocuklarının transseksüelliklerini kaldıramayacağına, bu durumu çevreye nasıl anlatacaklarına dair.

Erkek egemen toplum yapısından dolayı, trans erkekliğe trans kadınlıktan daha sempatiyle bakılıyor. Çünkü erkek olmak her zaman daha değerli bulunduğu için, biyolojik bir erkeğin kadın bedenine geçerek aşağı mertebeye inmesi, biyolojik bir kadının erkek bedenine geçerek yükselmesinden daha kötü algılanıyor.

Burada bana göre çok önemli olan bir soru sormak istiyorum. Heteroseksizmden etkilenmemiş bir transseksüellik var mıdır? Çünkü heteroseksizmin daha baskın olduğu toplumlarda kadınlık veya erkeklik biyolojik bedenlere daha endeksli olabiliyorken, kadınlığın ve erkekliğin daha eşit kabul edildiği toplumlarda, cinsiyet kimliklerinin hangi bedenle ifade edildiği o kadar da önemli olmayabiliyor. Yani kişinin bedeniyle barışmasına uygun özgür toplumsal bir yapı söz konusuysa, penisli bir kadın veya vajinalı bir erkek olabiliyor. Ama daha geleneksel, daha tutucu toplumlarda kişiler biyolojik beden konusunda çok ısrarcı oldukları gibi, toplumsal cinsiyete uygun toplumsal rolleri yerine getirme derdine de düşebiliyorlar. Çünkü yıllardır başka bir beden ve rol, onları toplumsal roller konusunda daha istekli hale getirmiş olabilir.

Ne kadar cinsiyet kimliklerine uygun bedenlere geçmenin getirdiği bir iç huzur olsa da, bedensellik gözle görülür bir şey olduğu ve daha fazla aidiyet kaygısı yaratabileceği için,.transseksüellerde transseksüelliklerinin öğrenilme korkusu da vardır. Bir de transseksüeller cinsiyet kimliklerine uygun bedenlere geçinceye kadar, toplumsal baskı veya imkansızlıklardan dolayı yıllar-yıllar geçebiliyor (Uygun bedenlere geçemeyip hep bu eksiklikle de yaşayabiliyorlar). Bu süre boyunca da farklı bedenlerdeki yaşamları silip, doğuştan bedenselliğin özgüvenine hemencecik sahip olamayabilirler.

Gerçeklerin öğrenilme korkusunu yaşayacaklardır hep. Belki yaşamayabilirler ama sonuçta trans bedenler doğuştan kazanılan bazı biyolojik özelliklere hiçbir zaman sahip olamayacakları için, bu da onların toplumsal rolleri tam anlamıyla yerine getirmelerine engel teşkil etmese bile, mutlaka bir gün birileri tarafından önlerine sürülme kaygısını üzerlerinden atamamalarına sebep olabilir. Bu korku ve kaygılar da büyük ihtimal heteroseksizmin olumsuz etkilerine aşırı maruz kalmakla alakalıdır. Heteroseksistçe utanma bile bunun bir göstergesi değil midir?

Transseksüellik doğuştan ama heteroseksizmin ağırlığı trans bireylerin gizledikleri erkeklik ve kadınlıklarını daha ağır hissedip, altından kalkılamaz iç çatışmalara, bunalımlara sürükleyebilir. O yüzden transseksüellere karşı daha empatik olunması gerektiğine inanıyorum.

Transseksüellik İran gibi bazı aşırı muhazakar ve dindar olan toplumlardaki biyolojik cinsiyete dayalı yaşamlarda, eşcinselliğe göre daha normal karşılanabilir ama, eşcinseller için kurtuluş fırsatı olarak görülüp geri dönemeyecekleri yanlış kararlar almalarına da sebep olabilir. Çünkü eşcinsellik cinsel yönelim, transseksüellikse bir cinsiyet kimliğidir.

Bu yazı Prof. Şahika Yüksel'le yapılan bir röportajdan faydalanılarak, kendi düşüncelerimle harmanlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder