7 Ocak 2013 Pazartesi

Eşcinsellere Gasp Tuzağı

Size bir şey söyleyeceğim ama bu söylediklerimden homofobinin, nefrete dayalı eşcinsel karşıtlığının olmadığı anlamı çıkarılmasın. Eşcinseller direkt veya dolaylı olarak homofobiye maruz kalıyor ama direkt homofobinin fiziksel saldırısına ne kadar maruz kalıyorlar? "Kalmıyorlar" demediğim gibi, hiçbir gerekçe de eşcinsellerin fiziksel saldırıya maruz kalmalarını haklı kılamaz. Bu ister gelenek olsun, ister dini inanışlar olsun, ister ahlaksal değerler olsun. Benim anlatmak istediğim, eşcinsellerin hangi koşullarda ve neden fiziksel saldırıya maruz kaldıkları?

Yolda giderken ne kadar fiziksel saldırıya maruz kalıyor eşcinseller? Hiçbir temas kurulmadan homofobinin şiddetine maruz kalıyorlar mı veya direkt saldırıların oranı ne? (Tabi heteroseksizmin dolaylı eşcinsel karşıtlığını hafife alamayız veya direkt karşıtlıktan daha da tehlikeli diyebiliriz. Çünkü bir şeyler-homofobi gün yüzüne çıkmadan gerçekleşiyorsa, eşcinsellerin hak araması da o derece imkansızlaşacaktır ve bu başka homofobilere cesaret verecektir.) Sonuçta kendi deneyimlerimi, diğer eşcinsellerden duyduklarımı ve basına yansıyan olayları göz önünde bulundurduğumda, en fazla cinsel ilişki amacıyla biraraya gelindiğinde şiddete maruz kalıyor, hatta öldürülüyor eşcinseller. Cinsel eylem gerçekleştikten sonra bastırılmış eşcinsellerin homofobileri, kendilerine, kendi eşcinselliklerine depreşiyor ve bunun hıncını karşılarında ayna vazifesi gören, kendi eşcinselliğini yansıtan eşcinsellerden çıkarmaya çalışıyorlar şiddetle ve nefretin uç boyutu cinayetle. Tabi bu saldırıya sebep de içselleştirilmiş homofobi. Eşcinselliğin değersizliğini, nefret edilecek bir şey olduğunu içinde yaşadığı erkek egemen sistem bilinç altına o kadar derinden işliyor ki, kendinden-eşcinselliğini gerçekleştirmekten geri kalamadığı için, kendisiyle olan içsel çatışmayı açık eşcinsellere karşı şiddet olarak yansıtmaktan alıkoyamıyor kendini. Eşcinseller gizli eşcinseller için de bir kurban ve eşcinsel olduğunun ortaya çıkmasından korktuğu ve kendi tarafında yer alamadığı için, heteroseksizmin tarafında yer alıyor ve kendi sınıfını kurban etmekten hiç çekinmiyor. İnsanın toplumsal ötekileştirmelerden dolayı kimliğini ortaya çıkartamamasının çok tehlikeli sonuçları bunlar. Erkek egemen sistemin iktidardaki temsilcileri bunu düşünemiyor mu yoksa kendileriyle barışmasına izin vermediği bireylerinin katliamları, heteroseksistçe çıkarlarına uygun mu düşüyor?

İçinde yaşadığımız ekonomik koşullar-imkansızlıklar da kurban olarak görülen açık eşcinsellerin gasp edilmesine sebep olabiliyor. Neredeyse cinayete kurban giden her eşcinsel-transeksüel gaspa da maruz kalıyor. Kurban olarak görülen eşcinseller her türlü amaca alet ediliyor kısaca.

Toplumun eşcinselliğe ve eşcinsellere bakış açısından alınan cesaretle, eşcinsellerin kendilerini heteroseksüel olduğunu iddia edenlere cinsel amaçlı asıldığı ve para teklif ettiği iddia edilerek, eşcinsel saldırganlar kendilerini hukuksal anlamda kurtarmaya, toplumsal anlamda da eşcinsel olmadıklarına dair aklamaya çalışıyor. Yani onların ifadesine göre eşcinseller, transseksüeller birer ahlaksız ve tahrik unsuru. Sanki eşcinseller, transseksüeller onları buluyor, zorla kendileriyle beraber oldurtuyor. Eşcinseller, transseksüeller bu kadar güçlüler de, niye şiddete ve cinayete karşı koruyamıyorlar kendilerini? Eşcinsellere cinsel ve çıkar amaçlı kendi ayağınızla gidiyorsunuz veya onları cinsellik kandırmacasıyla tuzağınıza düşürüp, maddi amaçlı gasp ediyorsunuz. Ama toplumsal, hukuksal her alanda, eşcinsellerin arsız bir seks makinası ve işlerinin-güçlerinin para olduğuna dair öyle güçlü bir inanış var ki, eşcinselleri kurban olarak görenler de bu tutumdan cesaret alıyorlar.

Böyle olunca da eşcinsellerin başlarına gelen fiziksel saldırı ve gasp olayları genelde hiçbir şekilde cezalandırılmıyor. Bu duruma, eşcinsellerin bazı deneyimlere dayanarak, Devlet'in polisinden yargısına kadar yanlarında olmadığına dair inanışlarından dolayı, yaşadıkları olumsuzlukları dile getirmemelerinin de katkı sağladığını söyleyebiliriz. Oysa eşcinsel karşıtlığının her zararı resmi kurumlara yansıtılsa, bir süre sonra eşcinsellerin haklarının peşinde olduğu anlaşılıp, doğru kararlar da alınmaya başlayacaktır. Heteroseksizmin ayrımcılığı ve baskısı eşcinselleri korkutuyor ama eşcinsellerin bu korkaklığı da homofobiyi besliyor. Homofobiyi bitirecek olan, eşcinsellerin kendisinden başka hiç kimse ve haklarının peşinden koşmaktan başka hiçbir şey olamaz. Başlarına getirilen kötülükler ve karşılarında baş edemeyeceklerine inandıkları, ailesinden Devlet'ine kadar ayrımcı ve güçlü bir sistem olduğundan dolayı  eşcinselleri anlıyorum ama nereye kadar, ne zaman kadar devam edecek bu korkmalar, bu sessizlik? Hani homofobinin kendiliğinden bir sonunun geleceğini bilsek de sussak, sabretsek, beklesek. Bugüne kadar her şeyi sineye çekmekle ne kazanmış ki eşcinseller? Kurban olmayı biz kendimiz onaylıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder