25 Aralık 2012 Salı

Eşcinsellik Eşcinsellerin Değiştirilemez Gerçeğidir

"Hayat Bilgisi" Dersinde Öğretmenler Öğrenciler Kadar Cesur Değil

Türkiye'de bir lisede, broşür koyulması amaçlı yapılan yerlere, eşcinsel derneklerin "eşcinsel öğrencilerin okul sisteminin homofobisine karşı nasıl korunacağı"na dair broşürlerinin koyulmasına izin verilmemiş. Okul Müdürü eşcinsellikle ilgili broşürleri erotik dergilere benzeterek, okula getirilmesinin söz konusu bile olamayacağını söylemiş. Bu broşürlerin yasal olduğunu söyleyen öğrenciye Müdürün cevabıysa, “Bıçak da yasal ama okula sokulamaz” diyerek broşürü kesici aletle eşdeğer tutmuş. (Gerçi böyle homofobik bir zihniyete göre göre eşcinsellk bıçaktan bile tehlikelidir.) Öğrenci Müdürün broşürlere el koymasına izin vermeyince, Müdür broşürlerin bir daha okula sokulmamasını ve aralarında geçen konuşmaların yaşanmamış olmasını istemiş.

Eşcinselliğe karşı olan bu tepkisel durum aslında çok da şaşırtıcı bir örnek değil. Yalnız bazı öğrencilerin topyekün bir homofobiye karşı eşcinselliğin-in arkasında durabilmeleri olması gereken cesurca ve takdir edilesi bir mücadele şekli.

Homofobik bir dünyada bir insan neden eşcinselliğe inanır ve de eşcinselliğin arkasında durur ayrımcılıkları, ötekileştirmeyi, şiddet ve nefreti canı pahasına göze alarak? Ben homofobiklerin böyle mantık yürüterek aklı selim düşünebileceğine hiç inanmadım, inanmam da söz konusu olamaz. Çünkü sağlıklı bir insan nefret ve nefretin doğurabileceği kötülükleri tahmin ederek, ona göre uzun vadeli ve geniş kapsamlı düşünerek davranır. Ama bu kişiler yani homofobikler önünü göremeyen, doğanın gerçeklerine yabancı bırakılan, yabancı kaldığı için de görmesi söz konusu olmayan cahil kişilerdir. Evet homofobinin cahillikle alakası vardır. (Ayrıca cahil denilmesine kimsenin alınmaması gerekir. Cahillik bilmemektir. Eğer bir kişi bilmediği için bir şeylere yabancı kalıp nefretle kendini zehirliyorsa, bu tanımlamayı bir uyarıcı olarak algılamalı ve teşekkür etmelidir. Çünkü eşcinselliği gerçek anlamda ve doğru bir şekilde öğrenirse bu zehirli duygudan kurtulma ihtimali vardır. Değmez mi o zaman cahil denilmesine?)

Biz eşcinseller neden haklarımızın mücadelesindeyiz? Çünkü eşcinsellik bizim gerçeğimiz ve biz bu gerçeğe göre bir yaşam kurarsak öyle varolabiliriz, öyle mutlu olabiliriz, öyle faydalı olabiliriz kendimize ve çevremize.

Herkes sistemin bir parçası olmak zorunda değil ki. Eşcinselliğin de kimseye zararı yok. Zarar zannedilen de öğrenilmiş veya öğretilmiş korkulardan doğan ve kişinin kendisine zarar veren nefretten başka bir şey değil. Kim eşcinselliğin bir zararını söyleyebilir? Benim sevme şeklimin, sevişme şeklimin nasıl bir zararı olabilir ki birilerine? Ancak hazımsızlıktan doğan ahlakçılık bahanesiyle bir çekememezlik, bir kıskançlık söz konusu olabilir.

Olaya-homofobiye öğrenci ve öğretmen açısından bakarsak... Öğrencinin tek öğreneceği şey "çarpım tablosu" veya erkek egemen sistemin normları, geleneksel yapısı ve değerleri midir? O öğrencinin "erkeklik" ve erkekliğe hizmet dışında bir gerçeği olamaz mı? Kendisini tanıma hakkı neden elinden alınır? Ailesi toplumsal baskıdan dolayı ona, kendini tanıma ve gerçekleştirme fırsatı vermemiş olabilir ve % 100 de vermiyor zaten geleneksel yapılarda. Peki çocuk hayatının gerçekleriyle yüzleşme ve kendini toplumla yüzleştirme fırsatı yakalamışsa, bunu okul hayatında gerçekleştiremeyecek de ne zaman gerçekleştirecek? Heteroseksist yaşamı seçtikten sonra, o yoldan dönmek çok meşakatli ve imkansız gibi bir şey. Eşcinsellerin tamamına yakını bu konumda zaten. Yani dayatılan heteroseksist yaşamı seçmek zorunda kalmış gizli birer eşcinsel.

Öğretmenlik "kutsal meslek" diyorlar ama insanların kendilerini gerçekleştirme fırsatına engel olan ve baskıcı heteroseksist sisteme hizmet eden bir öğretmenlik ne kadar kutsal olabilir? Öğretmenlik sadece eline tutuşturulan müfredatı ezberletmek ve onun dışına çıkmak isteyenlere engel olmak mıdır? Bu çocuklar kendilerini ne zaman tanıyacaklar, hayatı nasıl öğrenecekler? Hayatı öğrenmelerine birilerinin yardımcı olmasını boşverin, kendilerine dair gerçekleri öğrenmelerine ve kendilerini nefrete karşı korumalarına bile izin verilmiyor. Çünkü öğretmenlere göre de asıl düşman baskıcı heteroseksist sistem değil, insanların kendileri, kendi cinsel yapıları ve özgürlükleri. Tek doğru da toplumsal erkeklik ve kadınlık.

Kaç öğretmen çocuklara eşcinselliği anlatıyor acaba? Homofobi öğretmenliğe ve eğitim sistemine hiç yakışmıyor bence. Belli bir uzmanlık alanında öğretmen olunabilir ama asıl doğru şekilde öğrenilmesi ve öğretilmesi gereken hayatın, doğanın, insanın, canlının gerçekleri değil midir? Hayata dair gerçeklere karşı bütün öğretmenlerin bilgisi olması, bilmiyorlarsa öğrenmeleri ve de öğretmeleri gerekmez mi? Öğretmenlik sadece robot gibi ellerine tutuşturulan ders kitaplarını anlatmak olmamalıdır. Çocukların psikolojik ve genetiksel yapılarını asla gözardı etmeyecek bilgi ve bilince sahip olmalıdır öğretmenler.

Ama onların-öğretmenlerin farklılıkları gözetebilecekleri hiçbir donanımları yok ne yazık ki. Üstelik homofobileri var! Eşcinsellikle karşılaştıkları zaman, eşcinsellere karşı öcü görmüş gibi muamele ediyorlar. Birazcık mantıklı olsalar, "Bunun cinsel yönelimi veya sevme şekli benimkinin bir benzeri" diye düşünebilirler ama düşünmek de istemezler. Çünkü onlar da homofobik bir şekilde yetiştirilmiş olabilir veya sisteme karşı insanca bir duruş sergileme cesaretleri olmayabilir. Bir eşcinselin veya eşcinselliğin yanında durarak koskoca erkek egemen sistemi karşılarına mı alsınlar?! Gerçekten öğretmenler öğrenciler kadar cesur olamıyorlar "Hayat Bilgisi" dersinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder