30 Nisan 2012 Pazartesi

Eşcinseller Şort Giyerse İşsiz Kalır!

Basına yansıyan veya birebir tanık olduğumuzu eşcinsel ayrımcılıkları, bazı eşcinsellerin cesaretlerinden dolayı uğradıkları haksızlıkları zaten kaybedecekleri bir şeyleri olmadığı için dile getirmekten çekinmeyen örnekler olarak istisnai bir durum mu, yoksa bütün eşcinsellere yapılıyor da maddi ve manevi mecburiyetlerinden dolayı seslerini mi çıkaramıyorlar?

Lafa geldi mi mangalda kül bırakmazlar Bodrum, Antalya gibi şehirlerin modernliği ve özgürlüğü konusunda. Antalya denilince milyonlarca turistin akın ettiği bir dünya şehri gelir aklımıza, Bodrum denilince özgürlükler şehri. Basına yansıyan örnek olarak kıyafetinden dolayı bir eşcinsel işten çıkarılıyor, yaz sezonları turizm sektöründe Bodrum'da çalışan benim tanıdığım bir arkadaş da, eşcinselliğinden dolayı kiralık ev bulamadığı için memleketi Hatay'a dönmek zorunda bırakılıyor. Bekarların bile zor bulduğu geleneksel bir toplumda, gerçekten de eşcinsellerin en büyük sorunu kiralık ev bulabilmektir. Bu heteroseksist değerlerden dolayı eşcinselliğe, eşcinsellere insanlık dışı bir karşı duruştur. Sokakta istemezsiniz, evde istemezsiniz, peki nerede duracak bu eşcinseller?

Eşcinsellerin çalışma hayatında karşılaştıkları ayrımcılıkları ise anlatmaya bile gerek yok. En başta cinsel yönelimin anlaşılacak diye hep heteroseksüel görünmek zorundasın. Konuşmanla, davranışlarınla fire vermemek için hep gayret içinde olacaksın. Zaten evli değilsen hep sorgu altındasındır. Kız arkadaşın da yoksa topun ağzındasındır. Eşcinselliğinden şüpheleniliyorsa artık ağır ve fazla iş gibi yıldırma politikaları başlar, dedikodular başlar ve en küçük fırsatta işten ilk çıkarılan eşcinsel olduğun için sen olursun.

Sorun olan işten çıkarılmaktan çok yeni iş bulabilmektir. O yüzden eşcinseller haksızlıklara karşı hep sessiz kalırlar ya. Seçenekleri olsa niye katlansınlar ki heteroseksizmin zulmüne.

Sonra da niye "seks işçiliği yapıyor" diye ahlaksız ilan ederler eşcinselleri, travestileri. Düşünmezler ki seks işçiliği yapan eşcinsellerin de birer insan olduklarını, bir çoğunun evli olup, çoluk-çocuk geçindirdiklerini, kira verdiklerini. Bunlar masal gelebilir bir çoğuna ama bu küçücük şehirde bile dediğim gibi evli olup ailesini geçindiren seks işçisi eşcinseller, travestiler var.

Seks işçiliği yapmayanların da, seks işçiliği yapanların halini anlamalarını beklemek akıl karı değildir. Sen heteroseksüel olmayan birini-eşcinseli heteroseksüel olmaya zorla, sonra da "Neden işsiz kaldın, neden seks işçiliği yapıyorsun?" diye aşağıla, dışla. Ne yapsalardı? İntihar mı etsinler? Onu da başarıyorsun bazen.

Eşcinselliğin karşısında dururken en çok kullanılan bahane dindir. Antalya'da işten çıkarılan eşcinsele çevrelerinin namazında-niyazında insanlar olduğunu söylemişler işten çıkarırken. Namaz-niyaz ayrımcılık yapmayı mı gerektiriyor? Namaz-niyazla bağdaşıyor mu peki insanları sırf "eşcinsel" diye işsiz bırakmak? Tabi dinin kendisi ayrımcı zaten eşcinselliği günah saydığı için. Peki eşcinsellerin dine inanmaları için bir sebep var mı şu aşamada? Beni işsiz ve aç bırakıyorsa, kendi elleriyle seks işçiliğine mahkum edip ahlaksız ilan edilmeme sebep oluyorsa, ben niye inanayım dine, ben niye inanayım heteroseksist değerlere?

Kılık kıyafet bahanesine gelince; Kadın allı-pulu giyinsin, hatta sınırlar ve kurallar dahilinde seksi olsun ama bedensel cinsiyeti erkek olan biri küpe gibi, şort gibi toplumsal cinsiyet kılık-kıyafeti dışında bir takı takarsa, kıyafet giyerse vay haline! Çünkü takarsa, giyerse tarzından dolayı kendilerine benzemediği için işsiz kalır, aç kalır. Hiç nedenler, niçinler gözönünde bulundurulmaz. Bulundurulursa zaten asıl suçlunun kendilerinin, heteroseksizmin olduğu ortaya çıkacağı için buna cesaret edemezler. Tartışmasız kendilerini haklı görmelerinin tek gerekçesi, kendi tarzlarının doğruluğudur.

Bu her alanda olduğu gibi heteroseksizmin tektipleştirmesinin bir sonucudur. Onlar gibi olursan onlardansındır, yok olmazsan "başına gelen her şeyi hak ediyorsun" demektir. Her ideoloji diğerini suçluyor. Egemenliği ele geçirince de eleştirdiğinden hiçbir farkı kalmıyor. Hayatlarımızı hiç kendimiz üzerine kuramadık gitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder