Penis Kompleksi, Erkeklik Kompleksi, Kadınlık Kompleksi, Homofobi, Transfobi ve En Ötekisi
Baştan ön yargılara mahal vermemek için eşcinselliğin tamamen yapısal, genetiksel olduğu konusunda, çevresel faktörlere papuç bırakmadığımı, çevrenin kültüre göre sadece keşfe yardımcı veya keşfi engelleyici olduğuna inandığım biline.
Kendini uzman sınıfına sokan ama objektiflikten-nesnellikten uzak, pozitif bilimlere kapılarını tamamen kapatmış sofular eşcinelliği bedenselliğe indirgeyip, cinsel yönden ortalamanın altında kalanların eşcinselliğe yöneldiğini iddia ediyorlar. İddiaları çürütebilecek en doğru ve de güçlü delil kendisiyle tam anlamıyla barışabilmiş, ne olduğuyla alakalı hiçbir takıntısı kalmamış, egemen kültürün cinayet dahil hiçbir baskısını üzerinde zerre kadar hissetmeyen, maneviyata gerçek dünyada asla pirim vermeyen, tamamen bilime inanmış kimlik ve kişiliklerdir.
Ama heteroseksist dünyada homofobik şarlatanlara cesaret veren kompleks denilen bir gerçek de var. Bu kompleks de toplumsal cinsiyete dayalı, dayatmadan oluşan toplumsal anlamda cinsel rol kalıpları, cinsel kimlikleridir. Yani herkesin içinden geldiği gibi değil de öğretildiği, dayatıldığı şekilde kimlikler.
Adam cinsel yönden kendini güçsüz, yetersiz, küçük hissediyor ve komplekse girip bastırdığı cinsel yönelimine sığınabiliyor. Erkek olamayacağımın korkusu bedene indirgenmişse tabi ki karşı tarafı memnun edemeyeceği kompleksine kapılıyor. Karşı cinsi mülkiyeti altında görme içgüdesilliğinin altında da bu kompleks yatıyor. Namus meselesi de erkekliğin kültürel dışsal boyutu. Konum olarak erkeklik görevlerini yerine getirmek zorunda. Çünkü erkeklik mülkiyetçilikten ödün vermez, veremez. Yoksa heteroseksizm ipini çeker.
Cinsel güç olarak kendini yeterli görenlerse bastırılmış iki yüzlü, erkek geçinen eşcinseller oluyor. Biseksüel sınıfında yer alanlar bile "biseksüelim" diyemiyorlar. Eşcinselliğin yapısallığını bilmedikleri ve de inanmadıkları için de, bedensel olarak yeterli olma ve hissetmelerine rağmen, neden erkeklik kompleksine girdiklerini anlayamıyorlar. Zaten karşı cinse istediklerini de tam olarak veremiyorlar cinsel güçlerine rağmen. Sadece bedensel değil zihinsel olarak da erkeklik kompleksi olanlar, içselleştirilmiş veya dışarıya cinayete kadar varan dışsal homofobik olabiliyor.
Kaçınız bedensel olarak erkeklik görevini yerine getirip de erkekliğinden pirim veren, kendini açık-açık ama açık-açık eşcinsel olarak tanımlayabilen eşcinsel gördünüz ki? Bundan sonra bana hiç kimse kültürel bahanelerle "burası Türkiye" diye bahane yaratmasın. Bana ne bundan ya! Senin nerede yaşadığın homofobik olman için yeterli ve de geçerli sebep olamaz. Eksiksen, hastaysan git tedavi ol ve kişiliğini oturt. Homofobinin hiçbir şekilde nedeni, sebebi olamaz. Var diyorsan hastasın demektir. Nefretin gerekçesi mi olur ya? Sağlıklı bir insan nefretini kontrol edebilendir.
Transseksüellik gerçeğini de kesinlikle inkar etmiyorum ama onlardaki bu kadınlık veya erkeklik cinsiyet kompleksleri ne oluyor? Bırakalım artık şu vajina ve penis komplekslerini. Erkeklerin vajinası, kadınların penisi olsaydı, transseksüeller o zaman da şimdikinin tersi olan cinsel organlara sahip olmak isteyeceklerdi. Heteroseksist koşullanmalardan ve cinsel organ takıntılılığından kendimizi kurtaralım artık. Zihnimizle yaşayalım, bedenimizle doğanın bahşettiğiyle daha orjinal bir şekilde kendimizi gerçekleştirmeye çalışalım.
Benim şimdi bir eşcinsel olarak, belki de trans bir kadın olarak bedenimden hiç şikayetim yok. Ama göğsüm olsaydı, penisim olmasaydı veya vajenim olsaydı hiçbir şey fark etmezdi şu anki düşüncelerimden. Bedenimizi, kendimizi sevelim ve varoluş sebebimiz bedenimiz değil, zihinsel olarak kendimizi ne hissettiğimiz olmalı.
Diyebilirsiniz ki biz bu dünyada yaşıyoruz ve mutluluğun yolu heteroseksist şekilcilikten geçiyor. Peki bedene göre erkeklik ve kadınlıkla kendinizi gerçekleştirmenizin garantisi var mı heteroseksist dünyada?
Transseksüelliğin bedenle barışamama konusu açıldığında, transseksüel arkadaşım, "Kapatalım bu konuyu, sen bizi anlayamazsın." diyor. Peki transseksüelliğin anlaşılamaması eşcinsellikten nefret etmek için, homofobik olmak için yeterli bir sebep mi?
Gözardı edilmemesi gereken topmlumsal homofobi ve transfobinin yanısıra LGBT'ler arasında da Homofobi ve transfobinin olması. Tıpkı transseksüellerin homofobisi gibi, eşcinsellerin de transfobisi var. Eşcinsellerin transfobisinin altında da tabi ki toplumsal erkeklik baskısından dolayı eşcinselliklerinin anlaşılma korkusu var. Çünkü hiç kimse en kötü olmak istemiyor. En azından kötünün iyisi olup nefretten yırtma derdinde. Ama hiçbir LGBT, hiçbir LGBT'nin hayatta kalması için üzerine basılan sağlam bir basamağı olamaz. O bastığın basamak gidince, sen de gidersin. Önemli olan altındaki basamağı sağlam tutabilmek, onu koruyabilmek, hatta en alttaki en ötekine sahip çıkarsan hayatın daha garanti olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder