Yol, gitmek istediğin yolda gidersen alınmış sayılır. Yıllarca başkalarının gittiği yollardan gidersin, görünürde yol kat etmiş de sayılırsın, genel-geçer yollardan geçenler tarafından takdir de edilirsin ama kendini bir gıdım bile gidememiş hissedebilirsin. Çünkü gittiğin yol, senin yolun değildir. Sadece kilometre hakkını doldurmuşsundur. Belki hayatını kazanmışsındır ama kendini kaybetmişsindir. Geçen ömür senin hanene yazılmıştır ama sanki başkaları için kullanılmış gibidir.
Koşullar zorluyordur büyük ihtimal kendi yolundan vaz geçmeniz için. Gerçekten kendi yolundan gitme şansın hiç olmayabilir. Çünkü işin ucunda hepten kaybetmek de vardır. Yani kendi yolunun devamı gelmeyebilir, ucu görünmeyebilir ve başkasının gittiği yollarda da şansın kalmayabilir, geç kalacağın için. Ve cesaretin de olmayabilir "ya hep, ya hiç" demeye. Hayattan vaz geçemiyorsan, sürünmekte ağır geliyorsa, başkalarının yollarını tercih etmek zorunda kalabilirsin daimalığına veya geçici bir süreliğine.
Hep hayatını garanti altına almak için belirlenen hızda gidersin hayallerinin umuduyla. O gün ne zaman gelecektir acaba? Gelecek midir veya? Kaç kişinin gelmiştir ki? Kendi yolunuzu yürüme fırsatı bulduğunuz zaman yürümeye takatinizin kalmama ihtimali çok fazladır ama. Hep öyle olmaz mı? Hep öyle olduğu için ertelenen hayaller başkaları üzerinden tatmin edilmeye çalışılmaz mı? Komplekslerimiz ve de birilerine ambargo koymamız hep o yüzden değil midir?
Kaç kişinin ilk soluklanma anında çizilmiş-dayatılmış hayat yolundan caymışlığı vardır? Bir süreliğine de olsa kendi hücrelerinize uygun havayı teneffüs edebilmek için, hayat otobüsünü durdurup inebilir, başkalarına göre ıssız bir çöl sayılan kendi dünyanıza-cennetinize giden yolu tercih edebilir misiniz? Başkalarının gözünde bir hiç, hatta deli olmak ne kadar kolaydır sizin için? Hatta yarınınızın olmamasını kaldırabilir mi kapasiteniz?
Ben, insanın kendi yolunda gitmesine değer diye düşünüyorum. En azından bir süreliğine de olsa. Belki o yol dikenli olmasına rağmen sizi çok mutlu ettiği gibi düzlüğe çıkaracak, diğer yollara muhtaç bırakmayacak hatta. Deneyip de pişman olmak, denemeyip de pişman olmaktan kıyaslanamayacak kadar, orada bir cennet olduğunu bilip gitmemektense, cennetinizin cehenneme dönüşmesi, hiç yaşamamak-boşuna yaşamak sayılabilecek başkaları gibi yaşamaktan-başkalarının gittiği yoldan iyidir.
Çünkü yıllar sonra arkanıza dönüp baktığınızda gerçekleştirdiğiniz hayalleriniz olacak. Olmasa bile gerçekleştirmeye çalıştığınız çabalarınız olacak, gözünüz arkanızda kalmayacak. Biliyorum çok zor ve yorucu insanın kendi yolunda yol alması ama çok onurlu, çok gurur verici. Başınızı yastığa daha huzurlu koyuyorsunuz o zaman. Gerçekleştirdiğiniz hayallerinizi gece yatarken düşünmenin tebessümü, hayatınıza attığınız en samimi ve tatlı gülücük olacaktır.
Gittiğimiz yol, yol olmayabilir ama o yolun bizim yolumuz olmasıdır önemli olan. Çünkü boşa harcadığımız zamanın hesabını kimse vermeyeceği gibi, yaşanmamış hayallere borçlu kalabiliriz kendi yolumuzdan gitmezsek. Hayat da varılacak nokta değil gidilen yolda yaşanılanlarsa, maceramız hayallerimiz için olmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder