24 Şubat 2014 Pazartesi

Eşcinseller kendileri için verilen ömür boyu hapis cezasına ne diyorlar acaba?

Eşcinsellikle ilgili çok yazı yazıyorum farkındayım ve çoğu zaman da kendimi tekrar ediyorum artık söylenecek bir söz kalmadığı için. Her homofobik olay da tepki vermeme sebep oluyor farklı bir şey söylemesem de. Yalnız homofobiye karşı söylediklerim eşcinsellik karşıtlarına söyleniyor gibi algılansa da aslında eşcinsel kitleden öteye gidemeyeceğini çok iyi biliyorum. LGBT'ler de kendileriyle barışamadıkları ve birlik beraberlik içinde olamadıkları için de söylediklerim yanlış anlaşılabiliyor. Oysa eşcinsel haklarını yaşamının odak noktasına koymuş bir kişinin homoseksist olup da kendi grubuna karşı art niyetli olması söz konusu olabilir mi?

Şu söyleyeceğime gene alınacaklar ama içinde yaşanılan heteroseksist-erkek egemen cinsiyetçi kalıplara göre LGBT hakları diye bir şey olmaz, olmaz. Çünkü kadınlara karşı bile ayrımcılık yapan egemen cinsiyetçi erkek yapı, LGBT'lerin her heteroseksistçe tavizinden pay çıkarıp bunu prime dönüştürmeye çalışmaz mı? O yüzden eşcinsel, transseksüel ve diğer LGBT'ler varolurlarken, heteroseksizmin şekillendirdiği yöntem dışında bir varoluş mücadelesi vermeliler. Tabi heteroseksüel LGBT'leirn heteroseksistliğine karşı da ne söylesen boş!!!

Laflarımın hedefindeki kesim sadece ve sadece LGBT'ler. Çünkü biz aklımızı başımıza toplayıp birlik beraberlik içersinde hak mücadelesi yapmazsak, kimse gözümüzün yaşına bakmaz. Özellikle demokrasinin olmayıp, insan haklarının erkek haklarına indirgendiği toplumlarda, eşcinsel haklarının kazanılmasının sadece ve sadece LGBT'leirn elinde olduğunun bilinmesi, bu doğrultuda mücadele edilmesi, daha çok mücadele edilmesi gerekiyor.

İçinde yaşadığımız nefret yüklü ortam, kendimize olan inancımızı yitirmemize sebep olmamalı. Hani hep diyorlar ya mücadele şevkini kıran "burası Türkiye, burası Müslüman bir ülke" falan, egemen sistemin amacı zaten bu, zahmete girmeden egemenliğini devam ettirmek. LGBT'lerin baştan pes edişi heteroseksizmin ekmeğine yağ sürüyor. Sanki sessiz kalınca huzurumuz idareten de olsa uzun vadeli olacak. Eşcinsel karşıtlığının hapis ve ölüm cezalarına kadar ilerlediği bu yol, işte LGBT'lerin kendilerine, haklarına sahip çıkmamasından.

Eşcinsel karşıtlarına gerçekten bir şey anlatılmaz. Anlayacak kapasite olsa, zaten eşcinsel karşıtı olmaz, eşcinsellikten nefret etmezler. Bir insan bir insanı seviyor. Ha karşı cinsi sevmiş, ha kendi cinsini. Bunun kimseye zararının olmayacağını anlayamayacak olana ne anlatılabilir. Doğaya, insan haklarına, insanın yaşama hakkına heteroseksist değerlerle çelme takana gerçekten bir şey anlatılabilir mi?

E neyi bekliyor o zaman LGBT'ler? Yoksa onlar da mı heteroseksist? Korkarım ki öyle. Bir eşcinsel "iyi ki eşcinsel doğmuşum" diye şükretmiyorsa, doğaya karşı çıkıyorsa, kendisiyle barışamamışsa, ne kendine hayrı olur, ne eşcinselliğe, ne de başka bir şeye. Tek yol kendini sevmek öncelikli olarak. Sevgi ihtiyacın olunca vızıl vızıl partner aramasını biliyorsun, ama iş kendini sevmeye gelince yapamıyorsun, yapmıyorsun. Sen kendini sevmezsen, seni kim sever, sana kim saygı duyar. Bulduğun partner de aynı senin gibi ihtiyacını görünceye kadar seviyormuş gibi yapar ve çeker gider.

LGBT'ler aşk yaşayamamaktan şikayetçi. Aşk ortamı hazırladınız mı, yürekleriniz cesur mu ondan haber verin önce. Gerçek kimliklerinizle ortaya çıkmadığınız sürece aşk da olmaz, hak da olmaz, hatta hapis de yatarsınız, idam da edilirsiniz sırf doğduğunuz kimliğiniz yüzünden. Heterosekiszme kendinizi acındırdığınız sürece de kafanıza tekmeyi yapıştıracaktır heteroseksizm.

Öncelikle eşcinsellerin kendileri olarak kimliklerine sahip çıkmaları gerekiyor. Kaçmamaları, saklanmamaları gerekiyor, korkularının esiri olmamaları gerekiyor. Homofobiden çok kendi korkularımız bize zarar veren, yaşamamıza engel teşkil eden. Dışarıdan "hey eşcinsel niye sokağa çıktın?" mı diyorlar, yoksa "ya eşcinselliğimiz öğrenilirse" diye kendi iç sesimiz mi frenliyor bizi? Tabiki de ikincisi. Sen eşcinsel kimliğinin arkasında durmazsan, aşağılarlar da, dışlarlar da, laf da söylerler, şiddet de uygularlar, hapse de atarlar, idam da ederler.

Nasıl bir dünyada yaşadığımızı bilmiyorsunuz sanırım. Hatırlatayım; homofobik bir dünyada yaşıyoruz. Sen kendini sevmezsen, senin karşında olan da senin ötekileştirecektir elbet. Sen, içindeki seni dışlayacağına seni dışlayan heteroseksistleri dışla. Senin heteroseksüellerden bir eksiğin mi var eşcinsel olarak? Lafa geldi mi övünürsün ama heteroseksistlere karşı sus-pus olursun. Sonra da şikayet edersin yaşadığın acılardan.

Eşcinsellerin yaşadıkları bütün acıların baş sorumlusu kendileridir. İktidar falan, eşcinsellerin korkaklığından cesaret alan yanıbaşımızdaki homofobiklerden cesaret almaktadır. Eğer yanıbaşımızdaki homofobiklerle teke tek mücadele edemiyorsak, ölelim daha iyi. Kaybedeceğimiz ne gerçekten haklarımızı savununca? Hak dediğimiz de öyle çarşıda pazarda satılan bir şey değil ki. Normal bir şekilde yaşayacaksın, sana engel çıkaranlara da dur diyeceksin. Bu kadar basit.

Hayır neden korkuyorsunuz anlamıyorum ki. Benim kimseden daha fazla güvencem olduğu için açık bir eşcinsel değilim ki. Hatta insanın hiç güvencesinin olmaması daha cesur yapmaz mı insanı? Sahi neyin korkusu bu? Ucunda ölüm varsa biz niye ölmüyoruz? Kendi kendimizi yiyip bitiriyoruz işte, heteroseksizm de bir fiskeyle yok ediyor bizi. Kızacaksak önce kendimize kızalım LGBT'ler olarak. Önce kendi içimizdeki nefreti süpürelim. İçimizdeki temizlik bütün LGBT'ler birleşince koca bir coğrafya yapar.

Uganda, eşcinselliğe hapis cezasını onaylamış. Eşcinseller ne düşünüyorlar acaba bu konuda? Orası uzak bir memleket olduğu için "bize ne?" mi diyorlar, yoksa Müslüman ülkelerde eşcinsellere karşı yapılan insanlık dışı haksızlıkları olağan mı karşılıyorlar? Eşcinseller sevişseler, sadece sevişseler ama iş eşcinselliği hayata geçirmeye gelince birden orada dursalar. Gerçekten eşcinsel bilinç oluşmadığı sürece, eşcinsel hareket de istenilen seviyeye ulaşamayacaktır.

Hiç düşündünüz mü, demokratik olmayan toplumların, gelişmiş demokrasilerden neden uzak durmaya çalıştığını, ilişkilerini sadece ticari anlamda sürdürdüklerini? Çünkü heteroseksizmden taviz vermek istemiyorlar. Demokrasi gelirse erkek egemenliğinin sona ereceğinden korkuyorlar. Demokratik olmayan ülkelerin iktidarlarının en büyük korkusunun heteroseksizmin çökme tehlikesi olduğuna inanmayanlar gerçekten ya kendileri de heteroseksisttir, ya da gerçeklerden bihaberdir. Heteroseksist değerler ve tabular heteroseksizm tarafından yaratılmıştır, ve heteroseksizm sırtını o değer ve tabulara yaslayarak kendini korumaya çalışmaktadır. Oysa insanın, insanca yaşama hakkının önünde hiçbir değer ve tabu olamaz. Olduğuna inananların da aklıyla zoru vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder