Radikal'den Ezgi Başaran Amerikalı eşcinsel askerlerle konuşmuş. Lezbiyen bir asker, sevgilisinin eşcinselliğini komutanına söyleyeceğini dair tehditte bulununca, askerlik kariyerini her şeyin üstünde tuttuğu ve görevinden atılmamak için kapılarını dünyaya kapattığını söylüyor ve "eksik yaşadım" diyor. Hayatı sırf cinsel yöneliminin kendi cinsine olmasından dolayı eksik yaşamak ne acı bir şey.
Bizim gibi aile kurmak için evlenmek zorunda kalıp, hayatı tonlarca yük altında yaşamak nasıl bir duygudur acaba? Heteroseksüel evlilik yapan eşcinseller sevişirken öpüşüyorlar mıdır ki? Mastürbasyon niyetine bir ilişki yaşamak ne kadar katlanılabilir bir şeydir? İnsan zamanla her şeye alışabilir mi? Çiğ tavuk yiyecek kadar derinden mi içselleştiriliyor heteroseksizm?
Erkek eşcinsel asker de sevgilisiyle evlenmiş ama bir gün ordudan atıldığını bildiren telefonun geleceği endişesiyle yaşamış hep. İşte eşcinsellik ve eşcinselliğin normal kabul edilmemesinin eşcinsellerde yarattığı duygu böyle bir şey. Bir gün eşcinselliklerinin öğrenileceği korkusunun yarattığı baskı altında hayat boyu endişeyle yaşamak.
Ülkemizde eşcinseller evlenip çoluk-çocuğa karışarak yapılarına tamamen ters bir cinsel yönelime katlanmak zorunda kalırlarken, anne-babadan sonra eş ve çocukları tarafından da gerçek cinsel kimliklerinin öğrenilmesi korkusunu da yaşıyorlar aynı zamanda. Bunlar önemli şeyler ama insanın kendi gerçeğini, eşcinselliğini en yakınındakilerle paylaşamaması, kendisi gibi-içinden geldiği gibi hareket edememesi, hayat boyu sanki suçmuş gibi doğal bir gerçeğini sır olarak saklaması ne kadar bunaltıcıdır değil mi? Ne kadar sır olursa olsun insan bir gerçeğini en yakınındakiyle paylaşmadan huzura eremez çünkü. Eşcinseller yapılarının temel parçalarından biri olan cinsel kimliklerini paylaşamaıyorlar işte. Bazen eşcinseller bile birbirlerinin cinsel kimliklerini anlarlar ama bunu dile getiremezler. Çünkü öğrenilmesinden, eşcinselliklerinin açığa çıkmasından korkarlar. Eşcinselliklerinin öğrenilme korkusuyla, sır haline dönüşmek zorunda kalan gerçeklerinin ağırlığı arasında gel-git yaşarlar hayatları boyunca.
Eşcinselliğinin farkında olup da eşcinselliklerini hiç yaşayamayanlarınki en zor olsa gerek. Böyle eşcinseller var mı diye düşünebilirsiniz ama neden olmasın ki? Çünkü eşcinselliğe baskı sadece çevrenin öğrenip dışlanma korkusu, içselleştirilen de heteroseksizmin sadece toplumsal anlamdaki cinsel kimliği ve erkeklik rolü değil ki? Bunun dini inancı var bir de. Hesap verilecek merci sadece toplum değil anlayacağınız. Bu yüzden gizli-saklı eşcinselliğini yaşayıp da, boşaldıktan-orgazm olduktan sonra mutlu olacağı yerde pişman olan ve her boşalmadan sonra eşcinselliğe tövbe eden o kadar eşcinsel var ki. Hatta pişman olmamak için boşalmadan, orgazm olmadan cinselliğini yarım bırakan eşcinseller var. Çünkü tatmin edilmemiş bir arzuyla yarım bırakırsan sevişmeyi, bedensel ve ruhsal tatminsizlik inancın önünde durarak pişmanlığı önlüyor. İşte böyle bir psikolojiyle muhatap olmamak için eşcinselliğini içinde tutup hiç yaşayamayan eşcinseller var ne yazık ki.
Amerikalı eşcinsel askerin dediği gibi biz eşcinseller ekstradan bir şey istemiyoruz kesinlikle. Heteroseksizmin ağırlığının bariz hissedildiği askeri alanlarda bile olsa, eşcinselleri özel şekilde koruyacak bir ortam oluşturarak ayrıcalıklı muamelelerle değil, herkesle eşit bir yaşamın olduğu eşcinselliğin kabulünü istiyoruz. Çünkü biz eşcinseller ne eksiğiz, ne de korunmaya muhtaç yaratıklarız. Bize eşit ve insanca muamele edilsin, ayrımcılık yapanlara da eşcinsel haklarını da kapsayacak şekilde yasal düzenlemeler yapılarak hak ettikleri cezalar verilsin yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder