Nükhet Duru'dan sonra aynı şirketten Teoman'ın albümü dönmeye devam etti YouTube'da. Sevmeyen yoktur sanırım Teoman'ı bir kaç istisna dışında. Adam iyi müzik yapıyor da, kişisel olarak da bir çekiciliği var adamın her yönüyle; müziğiyle, duruşuyla... Adam bangır bangır müzik yapıyor. Adam isyanını müzikal bir dille çok estetik bir şekilde ifade ediyor. Hikayesini aranjesiyle, sounduyla çok güzel anlatıyor ve dinletiyor. O da samimi işler yapıyor. Son albümü mükemmel olarak nitelendirebileceğimiz bir kalitede. Özellikle benim sevdiğim tarzda. İSYANKAR VE DE SOUNDU GÜZEL KISACA. Melodiler de güzel. Yorum şahane. Daha ne olsun... Alınması gereken bir albüm. Benim gibi Teoman kolleksiyonu olanlar için de kaçırılmaz bir fırsat.
Ardından Göksel dönmeye başladı... Albümü ilk
dinlediğimde, Göksel'in önceki albümünün taklidi diye eleştirmiştim. Aslında hikayesini başka bestecilere, müzisyenlere anlattırmak istemeyenlerin, albümlerinden her seferinde farklı vurucu melodiler beklemeye hakkımız yok. Onlar müziğin yanı sıra hikayesi olan ve de bu dünyaya dair dertlerini kendi dillerince anlatmak isteyen sanatçılar. Herkes her yaptığı işte kuş değil kartal kondurmak ister ama her düzgün bir anlatımı da dikkate almak gerekir, diye düşünüyorum. Evet, bu sefer dinlediğimde Göksel'in son albümünü çok sevdim. Kız anlatıyor işte hikayesini şarkı söyleyerek ve de dinliyorsun sıkılmadan sonuna kadar. Albümün hakkını vermiş, veriyor işte bazı sanatçılar. Albüm dediğimiz şey, albüm kavramıyla örtüşmeli artık. Konsept bir şey olmalı, bir bütünlük içermeli; bu yorum şeklinde olabilir, müzikal tarzda olabilir, sözel manada olabilir ama bir bütünlük içermeli albüm dediğimiz şey. Eskiden olduğu gibi konser kazançları için sanatçıların kartviziti olmaktan öteye geçebilmeli. Yani albüm yapılırken, müzik ve de gerçek müzik dinleyicisi de gözardı edilmemeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder