14 Mart 2015 Cumartesi

Denizli LGBTİ çığ gibi büyüyor!



Bu haftaki buluşmamızı da gerçekleştirdik Denizli LGBTİ ve dostları olarak. Gene çok katılımlıydı; sanırım 35 kişiydik saydığım kadarıyla. Üniversiteden ve üniversite dışından öğrenciler, çalışanlar, LGBTİ'ler, heteroseksüeller, eski katılımcılarımız, yeni katılımcılarız... Tanışma faslından sonra cinsel kimliklere değindik gene kısaca... Denizli LGBTİ ve Aileleri oluşumunun oluşma amacı ve hedeflerine değindik. LGBTİ'lerin siyasi oluşumlara yaklaşımı üzerinde durduk. LGBTİ'ler genel çoğunluk olarak siyaset dünyasına mesafeli durabiliyor ama bizlere destek olan oluşumların bizler için çabalarını da gözardı etmememiz gerektiği belirtildi. Görev dağılımı yapılarak sorumlulukların paylaşılması ama her katılımcının eşit derecede görevli ve sorumluluk sahibi olması gerektiği kararı çıktı. Proje çalışmalarımız için normal Cuma günkü rutin buluşmalarımız dışında bir gün tahsis ettik. Proje konusunda bizi cesaretlendiren Ünivesite'de görevli özlem hanım, proje hazırlamanın çok özen ve önem isteyen bir iş olduğunun altını çizdi; Emek, sabır, tecrübe, zaman, fedakarlık ve ÖNCELİK gerektiriyordu... Yani büyük bir hevesle başlanıp, ama sonuçlandırılması o kadar da kolay olmayan bir işti.

Bana göreyse, projenin konusu çok önemliydi. Sırf proje yapmak için proje yapılmamalıydı; gerçekten eşcinsel haklarına layığıyla hizmet edecek bir iş olmalıydı. Amaca hizmet edecek proje de ancak eşcinsel hakları konusunda bilinçli bir ekip tarafından hazırlanmalıydı. Proje hazırlanır ama o proje eşcinsel haklarına ne derece katkı sağlayabilir, eşcinsellere ne derece de faydalı olur..? Şu anki bulunulan ortam ve koşullardaki eşcinseller için bir proje hazırlanmalı bence. O da ne; biz eşcinselleri eşcinsel hakları için mücadele etmeye cesaretlendirmek adına bizleri bilinçlendirici bir alt yapı hazırlamak üzerine olmalı. Biz daha temelini bile atmadık bu mücadelenin bana göre. Eşcinseller, transseksüeller diyince belli bir eğitim düzeyindeki LGBTİ'lerden oluşmuyor ki dünyamız. LGBTİ'lerin genelini kapsayıcı bir proje olmalı. Daha bizim kendimizle barışmaya, toplum içine çıkmaya ve açılmaya ihtiyacımız var ve projeler de bu minvalde olmalı.

Bireysel görüşmelere dayalı olarak aktarabileceğim konulardan biri, üniversitelilerin dışında da belli yaşın üzerinde katılımcı LGBTİ'ler olması ama istedikleri sıcaklığı yakalayamayabiliyorlar. Belki de birlik beraberlik içinde olarak daha güçlü mücadele verebilmek adına, LGBTİ'ler arasındaki her türlü mesafeyi kapatacak çalışmalar yapılması gerekiyor. Biz heteroseksist dünyada aidiyetsizlik hissettiğimiz gübi, aynı duyguları kendi içimizde de yaşıyoruz. En önemlisi ne biliyor musunuz; biz daha birbirimize güvenemiyoruz; belki de haklılar; çünkü o güveni veremiyoruz... Bütün LGBTİ'leri kucaklamamız gerekiyor.

Buluşmalardaki bireysel sohbetlerime dayanarak çok önmli bir konunun daha altını çizmek istiyorum kısaca. BİZ (cinsel kimlikler olarak) KENDİMİZİ TANIMIYORUZ VE BU KONUDA BİLGİLENMEYE İHTİYACIMIZ VAR. Koşulsuz sevmeye hazırız ama toplumsal cinsiyetin koşullandırması, bizleri kendi rollerine soktuğu için, birbirimiz arasında mesafelere, ayrı düşüncelere, ayrılıklara sebep oluyor. Bizleri toplumsal cinsiyet rollerine iten çevresel içselleşmeleri gözardı edemeyiz ama toplumsal cinsiyetin dışında kalanların da haklı olabileceğini düşünmemiz gerekiyor, diye düşünüyorum. Yoksa ortak bir yol bulamayız ve koparız. Bazı konularda toplumsal cinsiyeti dışarıda bırakarak bugünü yaşamalıyız; yarın belki de kopmamıza engel olabilecek toplumsal cinsiyetin olmadığı ortak bir düşüncede birleşeceğiz...

Katılımcıların eşit derecede söz olması katılımcıların gönlünü alacak, dolayısıyla oluşuma güvenleri artacak, bu da bizi daha kapsayıcı ortak bir noktada buluşturacaktır.

Sorumluluğunu üstlendiğim buluşmalarımızı haber haline getirmemenin güzel dönüşümlerini de yaşıyoruz. Özellikle bazı arkadaşlarımız ne kadar fotoğraf karesinde yer almak istemese de, görsel malzeme eşcinselliğe karşı ön yargıların kırılması adına katılımlar sağlıyor. Mesela bu hafta benzer bir örneğini yaşadık. Arkadaşını eşcinseller arasında gören bir kişi, onu eşcinsel zannediyor ve eşcinsel olmadığını öğrenince, homofobik düşüncelerini yıkmak adına o da katılmaya karar veriyor. Aslında homofobiyi bitirmek mümkün gözüküyor; sanırım biraz daha cesaret gerekiyor. BİR ÇOK İNSAN HALA EŞCİNSELLİĞİN ÇEVRESEL OLDUĞUNU ZANNEDİYOR. İşte bunu yıkmak gerekiyor belki de önce. Çünkü özenilerek eşcinsel olduğuna dair bir yargı, homofobiyi körüklüyor, "EŞCİNSELLERİ KARANTİNA ALTINA ALIRSAK, BU HASTALIĞIN ÖNÜNE GEÇEBİLİR!" gibi homofobik bir düşüncenin oluşmasına sebep oluyor. Bilgi toplumu olsak, bana ne herkesin eşcinselliğinden diyebilir insanlar ama neyin ne olduğu bilinmeyince, herkes heteroseksizmi korumak adına kahramanca toplum mühendisliğine soyunuyor. Bu buluşmalar işte belki de en çok bu yüzden önemli. Politik olarak kuş kondurmuyoruz ama insanın insanı kazanmasından daha güzel bir politika olabilir mi? DÜNYADA BÜYÜK ÇOĞUNLUK, EMPATİ KURAMADIĞI İÇİN HALA HETEROSEKSÜELLİĞİN TEK NORMAL OLDUĞUNU ZANNEDİYOR. EMPATİ KURMAK DA GERÇEKLERİN ÖĞRENİLMESİYLE MÜMKÜNDÜR. Şu aşamada cinsel yönelim ve cinsel tercihin ayırdına varılması çok önemli sanırım. Yani en küçük bir yanlış bile, insnaların önyargılarını pekiştirebilir. Tercih yerine ısrarla yönelim denilse, belki de insnalar yönelimin anlamını merak etmeye başlayacak. Tercih diyince ne düşünülebilir; TERCİH EDİLEN BİR ŞEY;  çay gibi, kahve gibi bir şey..!

Dediğim gibi çok önemli şeyler başarmıyor olabiliriz ama pozitif bir ortam oluşturuyoruz. Katılan dostlarımız güzel duygularla ayrılıyorlar ki hala katılmaya devam ediyorlar. Neredeyse bir yıl olacak buluşmalarımız başlayalı ve her hafta buluşuyoruz ve 30-40 kişilik, bazı haftalar 50 kişinin üzeinde katılımlar oluyor. İnsanların merak edip, aynı ortamda nefes almak istemesi bile çok büyük cesaret, çok büyük başarı ve UMUTTUR...

Buluşmaya katılmadan hemen önceki, oluşumların amçalarına dair düşüncelerimi açıkladığım yazımın linkiyle bu haftaya virgülü koyuyorum...

http://halilkandok.blogspot.com.tr/2015/03/escinsel-olusumlarn-amaclar.html





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder