Batı'da olsa bu tarz müzisyenler etnik tarzda evrenselleştirilir ama bizim kıymetli şeylere hak ettiği değeri verememe gibi bir özelliğimiz var. Ondan öte moda olmuş müzik anlayışı dışında bir müzik anlayışımız bile yok. O dönem ne ile eğleniyorsak göklere çıkartırız, tatmin olduktan sonra da buruşturup atarız. Yoksa Ciguli Bulgaristan'da hastane kıyılarında ölecek bir insan mıydı? Şöhretini bu ülkede yakalamış, insanları 7'den 77'ye eğlendirmiş ama sonra çaresizlikten doğduğu topraklara geri dönmek zorunda kalmış. İdamesini sağlayabilecek bir standart oluşturabilseydi, şöhret olduğu, müziğini icra edebildiği bir ülkeyi bırakıp gider miydi?
İnanın bu, müzik konusundaki çok büyük ayıbımız. Gerçekten biz müziğe bir sanat gözüyle bakmayı beceremeyen bir toplumuz ki müzik sektörümüz de müziğe ticari gözle bakıyor ve gerçek müziği ve müzisyenleri bozuk para gibi harcıyor. Hatta genel müzik anlayışına paralel olarak gerçek anlamda müzik yapmak isteyen sanatçıların önüne taş koyuyor-engel çıkartıyor. Benzer bir örneğinin daha dün müzisyen bir arkadaşımın başına gelmesinden dolayı biliyorum. Şirketler sanatçıları kendilerine bağlıyorlar, işleri bittikten sonra hiç ilgilenmiyorlar; sanatçılar bağımsız olmak istediği zaman da sanatçıdan tazminat almak için anlaşmayı ihmalden hukuksal yola başvuruyorlar. İşte müziğimiz bu tüccar zihniyetlilerin elinde. Sanatçılar nasıl barınsın böyle bir dünyada? Ciguli gene müzik konusundaki yaramı deşti giderken. Huzur içinde yat Ciguli.
http://www.youtube.com/watch?v=7rPBaOAoczQ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder