21 Eylül 2014 Pazar

Endonezya'da eşcinsellere kırbaç cezası konusunda ne düşünüyorsunuz?


Başka ülkelerdeki insan hakları ihlallerine duyarsızsanız, bu sizin herkese, her şeye karşı duyarsız olduğunuzu da gösterir. Mesela hayvanların hangi amaçla olursa olsun öldürülmesine sessiz mi kalıyorsunuz, duyarsızın alasısınız demektir. Sokakta bir kedi açlıktan miyavlıyorsa ve bu sizin umrunuzda olmuyorsa, o kediyi evinize almıyorsanız, vicdansızsınız demektir. Sadece kendi çevrenizi, kendi yakınlarınızı, kendi türünüzü düşünmek insanlıktan sayılmaz. Vicdanınız varsa her şeye karşı sızladığı gibi, bir şeyler yapmanız şarttır da insan sayılabilmeniz için. Bölüşüyor musunuz ekmeğinizi sokaktaki hayvanlarla veya Afrika'daki açlarla? "Onlar için bir şeyler yapıyor musunuz"dan önce bir şeyler yapma isteği bile var mı içinizde? Peki lüzumsuz harcamalarınızı yaparken, mesela evinizin mobilyası varken mobilya değiştiriyorsanız, onlarca ayakkabınız veya kıyafetiniz olmasına rağmen hala gözünüz alış-veirşteyse, karnınızı 3 liraya doyurmak varken 3 bin liraya doyuruyorsanız, gereksiz kalori alıyorsanız bile, parfüm kullanıyorsanız, dünyanın kaynaklarını sorumsuzca tüketiyorsanız, bencilseniz... Bazı örnekler saçma gelse de daha da çoğaltabiliriz duyarsızlık örneklerini.

Duyarsızlığın en önemli göstergesi nedir biliyor musunuz; insanları dininden, dilinden, cinsinden, renginden, ırkından, milliyetinden, cinsel yöneliminden, vesairesinden dolayı ötekileştirmek. Ve bu ötekileştirme üzerinden nefreti normalleştirerek pekiştirmek, bunun üzerinden varoluşu gerçekleştirmek. Mesela birine kızınca "bilmem ne gibi" diyerek onu aşağılarız ve aşağılarken ötekileştirdiklerimizi de bir kez daha aşağılamış oluruz. Hatta sevdiklerimizi korurken bile ötekiler üzerinden koruruz onlar gibi olmamamız gerektiği hatırlatılarak. O ötekiler kimler? Bizden farkları ne? Niye senin rengin, dinin, ırkın, cinsiyetin, cinsel yönelimin diğerlerinden daha önemli ve doğru olsun? Sen de ötekilere göre bir ötekisindir ve bu ötekileştirmeyle, ötekiler de senin ötekiliğini iyice pekiştirirler ve nefret, nefreti doğurur, körükler, engellenemez; kötülüklere, olumsuzluklara sebep olur. Olabilir değil, evet olur.

Ötekileştirdiklerimizin başına bir şey gelince de hiç umrumuzda olmaz, hatta oh olsun deriz, çünkü bizim gözümüzde o kötüdür ve başına gelen her kötülük bizi ondan masrafsızca korumuştur. İşte insanlığımız bu kadar; başkalarını anlayamayacak kadar, kendimizi onların yerine koyamayacak kadar, acıyı ancak başımıza gelince anlayacak kadar...

Kendimize bakmadan başkaları-ötekiler üzerinden ahlakçılık da yaparız. Sadece kendi yapımıza ve çıkarımıza uygun olan yaşam tarzı ahlaklıdır. Ötekiler lanettir, lanetlenmiştir, Eğer insan haklarının engellemesiyle biz o lanetleri cehennemin dibine gönderemiyorsak, gözümüze gözükmemelidirler düzenimizi bozmamaları adına. Çünkü bütün dünya egemenlerindir. Diğerleri yoldan çıkmıştır, sapmıştır ve bize kötü örnektirler ve o yüzden mümkün olduğunca onlara yaşam dar edilmelidir. İstenen bu mudur; evet. Peki kendi canımızdan, kanımızdan birisi ötekilerden biriyse, lanetliyse; onun da canı cehenneme! Bugün yasını tutarız, ertesi gün unuturuz...

Endonezya'da eşcinsellere kırbaç cezası verilecekmiş. Ne düşünüyorsunuz? Düşünecek başka bir şey mi kalmadı, değil mi? Onlar da sapıklık yapmayıversinler. Tanrı erkek için kadını yaratmış. Üremek denilen bir şey var değil mi? Hatta şeriat kuralları bazen lazım değil mi böyleleri için? Peki çoğunluk ve egemenler eşcinsel olsaydı gene aynı mı düşünülürdü, aynı kurallar mı uygulanırdı? Bugüne kadar eşcinseller için bir şey yaptınız mı? Evet yaptınız; eşcinselliği hastalık ilan edip tedavi etmeye çalıştınız. Eğer siz bugüne kadar heteroseksist dünyanın en ötekileştirdiği eşcinseller için bir şey yapmadıysanız... Siz çok duyarlısınızdır değil mi? Sevgi dolusunuzdur, nefretten uzaksınızdır, yardımseversinizdir... Hatta adil ve de özgürlükçü... Anlıyorum!

Niran Ünsal ne düşünüyor acaba eşcinsellere kırbaç cezası konusunda? Daha eşcinselliğin bir yönelim mi, tercih mi olduğunu bile bilmediği halde eşcinsellerin cinsel tercihlerini dört duvar arasında gerçekleştirmelerini söylemişti ya. Peki eşcinseller cinselliklerini sokakta mı gerçekleştiriyorlar da kırbaç cezasıyla cezalandırılıyorlar? Heteroseksüeller sokakta niye el ele tutuşuyorlar? Niye onların beraberlikleri nikahla resmileşiyor da, eşcinsellerin insanca yaşama hakları bile gasp ediliyor heteroseksüeller tarafından? Bu dünya sadece Niran Ünsal gibilerin mi? Ben, Niran Ünsal eşcinsellerden özür dileyinceye kadar, yeri geldikçe dilime dolarım artık. Niran Ünsal, sizce de eşcinsellere kırbaç cezası verilmeli mi? Sizin cinsel yöneliminiz elinizden alınsaydı, ne düşünürdünüz acaba?

Eşcinsellere kırbaç cezası konusunda, orası Endonezya, burası Türkiye diyebilirsiniz. Ben de baştan beri onu anlatıyorum ya; duyarsızlığınızı, duyarlılığınızın çıkara dayalı ve de bencilce olduğu için duyarlılık sayılmayacağını. Duyarsızlar, heteroseksüel ilişkiye 100 kırbaç cezası verilirse, o zaman düşünebilirler eşcinsel ilişkiye kırbaç cezasını ne demek olduğunu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder