4 Ağustos 2011 Perşembe

Bir Travesti Daha Öldürülmüş!

Güle-güle "Nar Çiçeği"

Bu yıl Nisan ayında Ramazan öldürülmüştü, Ramazan ayında da Abdülkadir! Bu insanların yaşama haklarının ellerinden alınma sebebi, Ramazan'ın Narin olarak, Abdülkadir'in de Didem olarak yaşamak istemesi.

Bu dünyada erkek olarak yaşamakla, kadın olarak nefes almanın arasında nasıl bir fark olabilir ki? Erkek dünyanın bu hazımsızlığının sebebi olabilirmi ki?

Hiç zannetmiyorum. Sebep olabilmesi için bir giren-çıkanın olması gerekir. Var mı yoksa bir giren-çıkan? Ama uzaktan sana hiçbir zararı olmayan farklılığın ne gibi bir giren-çıkanı olabilir ki? Çok mu yakındınız? Ne kadar yakındınız mesela? Kadın erkek ilişkisi kadar mı? E ne var bunda? O kadın değil miydi? Peki kadınlık ne ki senin için? Ha her şey öğrendiğin şekilde olmalı. Yoksa sen adam kesersin, biçersin öyle mi?

Peki erkeklik nedir? Ben sadece erkek dünyaya uymayanı katlettiğini biliyorum. Peki bu erkeklik insanlığa sığıyor mu? Tabi insanlık da erkeklikle eş anlamlı! Sadece erkeklere göre değil, kurban edilen eşcinsel ve transseksüellere göre bile. İşte sorunun odak noktası.

"Bir travesti kadın zannedildiği için öldürüldü." Haberin verdiği mesaj da bir travestinin-bir dönmenin kendini kadın olarak yutturduğu için ölümü hak etmiş olabileceği. Üstelik bir de seks işçisi, kırılmaya daha müsait bir su testisi yani, daha ne olsun! Kadın su testileri bile kırılmaya mahkumken, travesti su testilerinin kırılmaları bir yana su yoluna çıkmaları bile boşuna zahmet!

Heteroseksizm için değeri olmayan bir ölümdür bu cinayet, hatta de temizliktir. Öyle olmasa bu eşcinsel ve transseksüel cinayetleri için bu kadar bol keseden cesaret olabilir mi? Nerden geliyor bu yoğurdun bolluğu sizce de? Heteroseksizmden miras mı kaldı? Günlük olarak cesaret maaşı da veriliyor ayrıca cinayetlere teşvik mahiyetinde! Öyle olmasa erkekliğe benzemeyenleri öldürenlere-katillere, "Sen ne yapıyorsun, o erkek de olsa, kadın da olsa veya her ne olursa olsun bir can taşıyor" diye dur denmez miydi şimdiye kadar? Eşcinsellerin insan olduklarının ve yaşama haklarının olması için 100 yıl mı geçmesi gerekiyor!?

Tahrik bahanesiyle sıradan bir cinayet işte! Öldürülen hem de hayvan kadar bile değeri olmayan bir travesti! Hayvan bile kurban olarak kullanıldığı için daha değerli erkeğe benzemeyenlere göre! Eşcinsellik, travestilik, transseksüellik heteroseksizmin gözünde hastalık ve günah çünkü.

Sana mı kaldı benim hastalığım ve günahım heteroseksizm? Sen kendi işine baksan olmaz mı? Hem ben senin yoluna çıkmıyorum, sen benim yoluma çıkıyorsun. Benim seninle işim yok ama senin benimle işin var ki benimle yatmaya geliyorsun. Sen kadını erkekten, travestiden ayırt edemeyecek kadar öküz müsün? Ayırt edilemeyecek kadar birbirine çok benziyorsa o zaman sesini çıkarmayacaksın. Yoksa senin ki diğer katiller ve katilleri teşvik edenler gibi, kadın zannedilen travestilerin erkek çıkması sadece ve sadece bahane olur cinayet için.

Diğer eşcinsellere "Bir travesti daha öldürüldü." diyorum. Ama hiçbir tepki alamıyorum. "Bize benzeyen, erkekliğin dışında tutulan, erkekliğe benzemediği için bir travesti daha öldürüldü." ama gene bir tepki yok. "Bizim sonumuz da böyle olabilir, sıranın kendimize gelmesini mi bekleyeceğiz?" diyorum...

Bir şey anlatmalarına gerek yok aslında. Çünkü önceki eşcinsel-travesti-transseksüel cinayetlerine diğer eşcinsel-travesti ve transseksüellerin heteroseksizme hak veren duyarsız tepkilerine o kadar çok şahit oldum ki? Öldürülen diğer eşcinsellerden, kendilerinin bir farkları varmış gibi heteroseksizmi haklı çıkaracak bahaneleri dillendiriyorlardı sanki eşcinseller birbirine düşmanmış gibi.

Eşcinseller gerçekten birbirlerine düşman mı? Yoksa onlar da kendilerine küs birer homofobik mi? Yoksa insan ayrımcılığa uğradığı ve içinde bulunduğu kimliği savunmaz mı? Bu ne aymazlıktır, bu vicdansızlıktır, bu ne duyarsızlıktır?

Yoksa sıranın kendilerine gelinceye ve seslerini çıkaramayacak kadar mı korkuyorlar heteroseksizmden? Geri zekalı olmanın bir anlamı var mı sessiz kalınca sıranın eninde-sonunda geleceğini bilemeyecek kadar? Bu korkaklıkla eşcinsellerin ölüm yaş ortalaması da düşecek heteroseksüellerin ömürlerinin uzamasının tersine. Çünkü eşcinseller yaşamlarını, kaderlerini heteroseksizme teslim ediyorlar bir anlamda kendi kimliklerini savunmadıkları için.

İlla ki tapu veya senet vermeleri gerekmiyor teslim olmaları için. Eşcinsellerin korkaklığı en büyük garantisi yaşama haklarının heteroseksizm ait olduğuna dair. Yoksa bu kadar korkusuzca öldürülebilir mi eşcinseller?

Adam cinsel ihtiyacını gidermek için gidiyor, öldürerek çıkıyor. Ne bu ya? Herkes için sıradan bir olay sanki travesti-eşcinsel cinayeti. En utanç vericisi de diğer eşcinseller için bile sıradanlaşması. Adamlar arkadaşlarını kaybediyor, hiç umurlarında değil. Ölümün kaderleri olduğuna, kaderlerinin heteroseksimin elinde olduğuna inanmışlar, inandırılmışlar.

Ancak İstanbul veya Ankara'da birkaç eşcinsel-transseksüel aktivist protesto ediyor nefret cinayetlerini, birkaç eşcinsel mücadele ediyor eşcinsel hakları için. Diğerleri heteroseksist-heteroseksist eşcinselliklerini yaşamaya çalışıyorlar ölüm sırasının kendilerine gelmesini beklemeyerek. Bekleseler herhalde biraz duyarlı olurlar, biraz eşcinselliğin ve mücadelenin yanında saf tutarlar, heteroseksüeller gibi eşcinsellerin öldürülmesine bahane yaratmazlar.

Hukuk devletinde hiçbir tahrikin cinayet sebebi olamayacağını, sadece bahane olduğunu düşünemeyecek kadar homofobik diyorum ben onlara-duyarsız eşcinsellere. Hak-hukuk yok mu? İyi ya, bundan daha geçerli bir neden olabilir mi eşcinsel hak mücadelesi için?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder