19 Ekim 2018 Cuma

Haram Olsun!

Cumhurbaşkanı'nın emeklilik hakkını isteyenler için "bunlar" dediği bir ülkeye haklarımı helal etmiyorum!



Suriyelilere 32 milyar dolar,
Filistin'e 1.5 milyar dolar,
Somali'ye 750 milyon dolar,
Afganistan'a 650 milyon dolar,
Libya'ya 300 milyon dolar,
Müslüman Kardeşlere 2 milyar dolar,
Afrika'ya 7 milyar doalr,
Arakan'a 50 milyon dolar,
Yemen'e 50 milyon dolar,
Lübnan'a 50 milyon dolar,
nakit dışında da daja bir çok yardım...
Küresel Yardım Raporu'na göre 6 yılda 170 ülkeye para dğıtarak tüm dünyanın yardımlarının üçte birini tek başına Türkiye yapmış.
(Yılmaz Özdil'in köşesinden alıntı)
Cumhurbaşkanı, "Ekonomik savaş verdiğimiz bir dönemde fırsatçılarla birlikte bir de bunlar-EYT'liler türedi. Buna hak denmez!!" diyor. Türemek?! Sanki başka ülkeden gelen hazırcılarmışız gibi konuşuyor. Vatandaş demiyor, bunlar diyor! Bu ülkede hakkını isteyen ve arayan ne yazık ki öteki olarak görülüyor, vatandaş olarak değil! Sanki bizim için zamanında prim yatırılmamış, sanki bizler ülke ekonomisine katkı sağlamak için vergimizi vermiyormuşuz gibi... Bu ülke benden almaktan başka bana ne veriyor Tanrı aşkına. Açık öğretim okuyorum; eskiden harç başlığı altında kitap parası diyorlardı, şimdi harç parası aldıktan sonra kitapları parayla alacaksınız diyor. Bugün ölsem, devletten alacaklı gideceğim; ödemieyi kime yapacaklar; internet bankacılğıyla havale kabul edilir! Çünkü ben öldükten sonra haklarımın aktarılacağı bir merci yok. Çünkü eşcinsel evlilik ahlaksızlık kabul edildiği için bu ülkede, hem halihazırda yaşam haklarım gaspediliyor, öldükten sonra da haklarım devletin cebine kar kalacak; HARAM OLSUN! Bu gün emekli olsam gene haram olsun. Çünkü geçen zamanın telafisi mi olacak?
Unutmadan... Vereceğiniz 1000-1500 lira para, ama dünyanın hiçbir ülkesinde milletvekili maaşı Türkiye'deki gibi kişi başına milli gelirin yarısından fazla değil.
Bir de hem emekli maaşı alacaklar, hem de çalışacaklar demiş. Ne demezsin..! Bu ülkede işverenler 50 yaşındaki insanlara iş vermek için sırada bekliyorlardı! Ayrıca çalışmasın da ne yapsın insanlar; 1500 lira emeklilikle ev kirası mı versin, mutfak masrafını mı karşılasın, faturaları mı ödesin, vesaire..?
Belki tepkim abartılı gelebilir herkese ama...
Bakınız, ben hayatım boyunca açlık sınırının altında yaşamış, 50. yaşında olan birisiyim. Ailemin imkansızlıklarından dolayı ne iyi bir meslek sahip olabilecek eğitim alabildim (çünkü liseyi bırakıp asgari ücretli işçi olarak çalışmak zorunda kaldım; iş bulup çalışabildiğime şükretmeliyim değil mi?!), ne de birilerine yalakalık yapıp bir yerlere kapak atabildim. Bu yaşımdan sonra emekli olsam ne olacak; emeklilik demek; elden ayaktan düşüp 1500 liraya muhtaç olmak mı, hayatını belli bir yaştan sonra fiziğinin elverdiği ölçüde kaliteli bir yaşam sürmek mi? Ne yazık ki ülkemizde emeklilik aç ve açıkta kalmayacak kadar hayatını idame ettirmekten başka hiçbir şey değil. Batı'da insanlar belki geç emekli oluyorlar ama, emekli oluncaya kadar da hayatlarını yaşıyorlar, fazla yıpranmadıkları için de emeklilikten sonraki hayatlarında da ikinci baharlarını yaşıyorlar, hem aldıkları maaş da bizimki gibi karın tokluğu miktarında değil.

Kış geldi. Doğal gaz var ama doğal gaz bağlatamadım ve odun kömürüm yok. Ben kışları zaten hayatım boyunca hiç sevmedim. Delik ayakkabı ve de buz gibi odalarda kış sevilir mi hiç?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder