10 Haziran 2018 Pazar

Ve Fazilet, faziletli bir şekilde bitti!


Eskiden Meksika ve Brezilya dizilerine mahkumduk. Yerli yapımlar dünya standartlarını yakalayınca bizimkiler burun kıvırmaya başladı kendi yapımlarına. "Ben Türk dizisi izlemem demek" kültürlü havası vermeye başladı insanımıza. Herkeste bir fantastik Amerikan dizi sevdası başladı çok eğreti duran "Games of Thrones" gibi. Ben de zerre ilgilenmedim bu tür dizilerle. Bu tür dizileri izleyenler şimdi hayata çok mu daha geniş bakıyorlar ayol? Kendi kültürümüzle yüzleşip, kendi kültürümüzü düze çıkaramadıktan sonra yabancı diziler avutabilir mi bizi? Bir zamanlar Arabesk düşmanı olup da insanların gizli gizli Arabesk dinlemesi gibi.

Sevdiğim dizileri hala TV'den tekrara düşmeden anında izlemesini seviyorum daha heyecanlı olduğu için. Tarzım diziler olunca da böyle yapmaktan keyif alıyorum. Dizide şiddet olmamalı ve diyalogları güçlü olmalı. Öyle felsefe yapsınlar falan demiyorum; mantıklı diyaloglar olsun yeter. Tabiki de en önemlisi oyuncular ve oyunculuklar. Zaten bazı oyuncular vadır hangi dizide olursa olsun takip ettiğim. Nazan Kesal da bunların en ama en başında gelir. "Kayıp Şehir"den beri en favori oyuncum. Ne Türkan Şoray, ne Hülya Koçyiğit..; ille de Nazan Kesal. Benim 1 bumaralı oyuncum. Bu dizide de bizlere oyunculuk dersi verdi, eşittir hayat dersi. O olmasaydı, bu dizi olmazdı zaten bana göre ama bu dizi de "Yaprak Dökümü" gibi bir çok oyuncunun yıldızını parlattı. Alp Navruz'u düne kadar bilmiyorduk. O da ayrıca bu diziyle birlikte tanınmakla beraber, oyunculuğunu da kanıtladı. Şımarık bir oğlandan kötü bir kadaktere geçmek öyle kolay değildir bence. Ecem Baltacı'nın oyunculuğunu da beğendim. Ama dizideki sonuna sevinmedim desem yalan olur; işte o kadar iyi bir oyuncu o da... Deniz Baysal'ı da ben bu dizide tanıdım ve sevdim. Ama yorulduk senin hüzünlerinden Hazan! Mahvettin bizi... Afra Saraçoğlu sadece çok güzel bir kız değil, çok iyi bir oyuncu olduğunu da kanıtladı bu diziyle. Ama harbiden çok güzel bir kız... Hazal Türesan'ı "Kara Para Aşk"tan tanıyor ve beğeniyordum. Bir oyuncu oynadığı karakterle saçımızı başımızı yoldurtup kendisinden öldüresiye nefret ettiriyorsa, bu işi başarıyor demektir. Nazan Kesal ile öyle güzel paslaştılar ki bu dizide... Türkan Kılıç da benim sevdiğim oyunculardandır. En başrollerden olmasa da dizinin en başından beri vardı ve dizinin kilit isimlerinden biriydi. Çok iyi bir oyuncu bence o da. Mahir Günşiray da belki bu diziyle çok geniş kitlelere ulaştı diyebilir miyiz? Seni çok seviyoruz Mahir Günşiray... Tolga Güleç'i zaten biliyoruz "Öyle Bir Geçer Zaman ki"den ama bu kadar salak olunmaz be kardeşim dedirttin bize bu diziyle Tolga Güleç... Eee Çağlar Ertuğrul... Yakışıklı prensimiz oldun çıktın ve gönlümüzü çaldın. Yeşilçam döneminde olsaydın, o dönemin en parlak oyuncularından biri olurdun inan. Tuğba Melis'e de sevgilerimi gönderiyorum. Bu diziyle onu da çok sevdim. Dizide o kurtardı kendini psikolojik rahatsızlıktan ama sevgili arkadaşı Selin kurtaramadı. Yasin sen de adam olmazsın be bu kafayla. Ece seni inan bu saatten sonra kesinlikle affetmez. Öyle bir yemek teklifiyle falan yaşattıklarını silebilir mi? Kendine başka bir yol çiz artık. Yolun açık olsun İdris Nebi Taşkan...

Dizinin son bölümüne gelecek olursak... Senaristler etme bulma dünyası mahiyetinde bir son hazırlamışlar. Herkes hayatın gerçekleriyle yüzleşti. Hazan'ın da dediği gibi, gerçekten hayatta kaybedilen en değerli şey insanın kendisidir. Sinan kendisini kaybederek, hayatında ne ve kim varsa hepsini kaybetti bu yüzden. Babasını, sevdiklerini, ailesini... Sokaklara düşmesi bir abartı değildi bence... Gerçekten iyi kalp kazanıyor eninde sonunda. Ece'nin aklını başına getirmişti senaristler sonunda, aşıklar kavuşmuştu (Hazan ve Yağız), Nil, Sinan takıntısından kurtarmıştı kendini gerçekleri görerek, Hazım yanlış kararlarının cezasını çekmişti, Selin kendine bile tahammül edememiş olsa gerek ki sonunda kendi kendine infilak etti, Kerim'e belki kendisine hazırlanan bu sonu haketmiyordu... Yasemin vurulunca öldü zannettim ve en çok ona üzülmüştüm ama ölmeyince çok sevindim. Kudret denilen pislik ölmüş ama 1 yıl sonra. Ve Fazilet... Dizinin son sahnesinde " Ne çektin be Fazilet, ne çektirdin be Fazilet" diyerek aslında dizinin özetini verdi. Evet herkes çektikleri yüzünden başkalarına çektiriyordu; Yasemin, Kerime, Fazilet... Aslında bir kadın dizisiydi bu sanki kadın karkterlerin ön planda olduğu... Hazan, Ece, Selin, Nil... Geçmişi karanlıktı karakterlerin çoğunun. Ama gene de mutlu sonla ve adalet yerini bularak biten bir dizi olduğu için, güzel hatırlayacağım bu diziyi.

Başta Fazilet olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum 50 hafta boyunca bizimle birlikte oldukları için. 50 bölümlük bir sinema şöleni gibiydi benim için; 3'er saatten 150 dakika... Dizi bir sezon daha belki uzatılabilirdi ama tadında bitti bence. Bu arada dizide kısa süreli olsa oynayan tüm karakterlere de sevgiler...





































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder