12 Haziran 2018 Salı

İyi ki doğdum!


49 yaşındayım 50'ye 1 kala. Çalışma hayatını bıraktığım 10 seneden beri çok keyfimce yaşıyorum. İnternet, spor, müzik... Yani kısaca okumak, dinlemek, sanat ve spor diyebilirim hayatıma. Hayvanlarla daha içli dışlıyım bu arada. Bu süreçte eşcinsellik konularına yoğunlaştım ama ben eşcinselliğin LGBTİQXYZ formatıyla uyuşamadım ve bu formattaki eşcinselleri için bir şeyler yapmanın manasız olduğuna karar kıldım. Çünkü bana göre bu harf dizilimi başlı başına bir homofobiydi zaten. Dışarıdaki homofobiyle, yani toplumun homofobisiyle mücadele etmek bile, eşcinsellerin kendi içindeki homofobiyle mücadele etmeketen kat be kat daha kolay. İnsan kendisinden nefret ediyorsa barıştırmak söz konusu bile olmadığı için, zaten o yüzden cinsiyetçi kamuflaj kimliklerle varolmaya çalışıyor. Şöyle açıklayayayım; heteroseksizme uygun ve de üstü örtülü kimliklerle varomak eşcinsellerin daha kolayına geliyor. Ve şunu anladım ki, bu ülkede eşcinselleri kendileriyle barıştırabilmek pek öyle mümkün görünmüyor. Çünkü bilinçsizler, bilinçlenmek için de çaba sarf etmeyince umutsuz vakalar. Ben moralimi bozmamak için insanlarla ilişkilerimde mesafeyi hep iyi ayarlamışımdır, hiç özelime insan sokmam ben sevgili dahil. Ama insan iyi niyetli olunca ve güzel bir dünya hayal edince, eğer yapısında da faydacılık varsa bir şeyler yapmak istiyor. Ama bu süreçte çabalarım ters tepince zamanımı boşa harcamak istemediğimden, grup olarak bir şeyler yapmaktan vazgeçtim. Çünkü ben doğa bilimlerine inanıyorum, onlar cinsiyetçi toplumsal cinisyete inanıyor. Ben kimlikler doğalarıyla barışırlarsa daha sağlıklı yaşayabilirler diyorum, onlar LGBTİfobiksin diyor. Yani o kadar nefret ediyorlar ki doğalarından, heteroseksizmden farklı oldukları için heteroseksizmin darbesini yemelerine rağmen, doğal olarak varolmak isteyeni reddediyorlar. Ben ne kimseye, ne de kötü bir şey söylüyorum. Transseksüellik bedeniyle barışamamış eşcinsellik, biseksüellik de homofobik bir eşcinsellik diyorum; eşcinsellere idam demiyorum ki! Her neyse, LGBTİ ile ilgili bireyler ve örgütler dahil herkese noktayı koydum. Çünkü kafalarımız farklı. Ve ben bu saatten sonra başkalarının rantı için veya cinsiyetçi varoluşları için gittikleri yola amenna diyemem. Beni yok sayanlar zaten benim için varolmamışlar demektir. Dün bir transseksüel demiş ki doğumgünü fotoğrafımın altına...

Evrim Sel: "Böyle pis zihniyetli insanlara mutluluk bile yakışmıyor. Keşke doğmasaydın."
Bunu diyen kişi aşağıdaki homofobik eşcinsel oluyorlar! Tabi onlar kendilerini transseksüel olarak tanımlıyorlar. Tanımam, etmem bu şahısı ama benim eşcinsellikle ilgili düşüncelerim yarasının mührelerini kaldırıp kanatıyor sanırsam.

Denizli Gay sayfamdaki paylaşımlarımdan birinin altına da, paylaşım da, "18. Varşova Gay Pride" bu paylaşım, 
Selam 👋 profesyonel evde 💆‍♂️ bilgi için WhatsApp 050.... .... arayabilirsiniz.

Tanrı aşkına eşcinsel hakları bu-nlar mıdır, bunlar için nasıl bir mücadele verebilirsiniz? Eşcinselliği asıl baltalayanlar, işte bu LGBTİ denilen kesim. O yüzden onlarla ilgili yaptığım ve yapacağım her şeye paydos dedim. Haa, oturduğum yerden veya yaşadığım şehirde eşcinsellikle ilgili kendi anlayış ve bakış açıma göre çalışmalarımı devam ettireceğim, hatta bu doğrultuda yön vermeye çalışacağım Türkiye'deki eşcinsellik konularına ama bana ters gelen ve anlayısız zihniyetlerle işbirliği yapmam söz konusu bile olamaz. Bu saatten sonra hayatımı onlarla zehirleyemem çünkü. 

Zaten hayatımın son yıllarında neredeyse tamamen koptum bu LGBTİ vesaire denilen kesimden. Spor gruplarım var; İranlılardan oluşan badmnton, tenis grubum var, bisiklet grubum var, sosyal aktiviteler gerçekleştirdiğim grubum var...

Heteroseksüeller varolurken aktivitelerle varoluyorlar ve o aktiviteler doğrultusunda gruplaşıyorlar. Tenis grubu, badminton grubu, bisiklet grubu gibi. İçinde bulunduğum için bu grupları örnek veriyorum ama bunlarda cinsiyetçilik yapılmıyor ve de cinsel yönelim kategorileri yok. Yani sen eşcinselsin diye bir kategori oluşturmuyrolar veya heteroseksüeller bir tarafa, eşcinseller bir tarafa demiyorlar. Diyebilirsiniz ki heteroseksist dünyada tabiki de böyle bir şeye ihtiyaç hissetmezler. Peki homoseksist bir dünyada yaşasaydık, homoseksüellerin aktivite grupları olur muydu acaba? OLMAZDI. Onların şöyle grupları olurdu; seks grubu, seks işçiliği grubu, aktifler, pasifler, travestiler, CD'ler, transseksüeller, biseksüeller, lezbiyenler, toplar, interler, aseksüeller, panlar, vesaire. Eğer bu LGBTİ+ denilen kesim cinsellikleri dışında varolacak olsalardı, heteroseksist dünyada da varolabilirlerdi ve heteroseksüeller gibi aktivite grupları oluştursalardı, toplumda daha kolay kabul görürlerdi. O yüzden onlara bye bye diyorum ve onların olduğu mecralara da tamamen bye bye diyeceğim bir süre sonra.

Evet yaa... Şu 5-6 yıllık son dönemimde spor, hayataıma başka bir renk kattı. Daha sosyal oldum, daha özgüvenli oldum, daha girişken oldum, daha dışa dönük oldum, daha hayatla barışık oldum... AMA LGBTİ denilen kesimin de ötekisi oldum, nefretine hedef oldum. Pişman mıyım; seçimlerimi hep kendimi düşünerek yaptığım için, söz konusu bile olamaz pişmanlık.

En önemlisi 2018'e girererken sağlığıma kavuşmam, hayata bakış açımı değiştirdi. Şimdi sağlığım bir tarafa, dünya bir tarafa. Bundan sonraki kalan zamanımda hiçbir şey kazanamasam da, sağlığımı kazananmak, bir ömür boyu yeter bana. Çünkü sağlıklı olduktan sonra her şey kazanılabilir.

Arkadaşlarım pastaların mumunu üflerken dilek tutmamı istediler. Düşündüm de, isteyebileceğim hiçbir şey kalmamış hayatta. Gene, sadece ve sadece sağlığım dedim, başka bir şey düşünemedim bile. Benimle olması gerekenler, hayatımdalar zaten. Olmaması gerekenlere de giriş izni yok zaten. Şunu da ilave etmek istiyorum son olarak... Ben, insanlara karşı mesafemi iyi ayarlayabilen insan olduğumu hatırlatmıştım yukarıda. Ama bazılarına nezaketen fiziksel anlamda güle güle diyemiyorum gönlümden sildiğim halde. Bunu hatırlatayım dedim. Güle güle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder