4 Haziran 2018 Pazartesi

Ali Koç modern Türkiye'nin de başkanı olacak, göreceksiniz!


Dün Fenerbehçe başkanlık seçimi vardı ve herkesin beklediği ve özlediği üzere Ali Koç oyların % 80'ini alarak Fenerbahçe'nin yeni başkanı oldu. Çok duygulandım. Çünkü benim Türkiye başkanım da böyle bir şey olmalıydı. Dün sanki Fenerbahçe ile birlikte Türkiye de başkanını seçmiş gibi heyecanlandım. NEDEN? Çünkü ben artık "Doğu" yapısının baskısından, eşitsizliğinden, adaletsizliğinden yoruldum. İnsanın bir tanecik hayatı var ve onu da neden gerçeklerden ve doğasından uzak yaşasın ki? İnsanın özlemleri ve beklentileri idealler oluşturuyor ve o ideallerin gerçekleşmesi için de birilerine misyonlar yüklüyor. Ali Koç gibi aydın yüzler de benim umudum işte.

Fenerbahçe başkanlık seçimlerinden sonra Türkiye'nin gidişatında da bir şeylerin değişeceğine inanıyorum, en azından umut ediyorum. Çünkü Fenerbahçe, Türkiye'nin en modern, em laik, en Atatürkçü, en Batı ve EN büyük kitlesi. Fenerbahçe Cumhuriyeti diyorlar biliyorsunuz ve laikliğimiz, Atatürkçülüğümüz meşhurdur. Ali Koç gibi yüzler de modernlerin, Batılı düşünceye sahip kitlelerin beklentilerini karşılayabilecek nitelikte yüzler.

Ben dün, sanki Türkiye başkanını seçmiş gibi hisler içersindeydim ve bunun Türkiye başkanlığı için de tekrar etmesini o kadar çok istiyorum ki. Radikal Gazetesi çıktığında işte benim gazetem demiştim, Ali Koç'a da işte benim başkanım, işte halkıyla beraber yürüyebilecek bir adam dedim. Adam o kadar duyarlı ki... Başkanlık sürecinde işbirliği yaptığı bütün yol arkadaşlarına tek tek teşekkür ederek onları onore etti. Zaten kendini başkandan çok, bütünün vitrini olarak ifade ediyor. İşte benim anlayışıma göre de yönetim budur, birlikte yönetmek, birlikte yürümektir.

Kendimi bir Avrupa ülkesinde gibi de hissettim Ali Koç'un seçildikten sonraki konuşmasını izlerken. Bildiğimiz anlamdaki başkanlar gibi değildi, içimizden biri gibiydi. İnsan böyle insanlara daha çok saygı duyuyor biliyor musunuz? Çünkü sizi anlayacağına inanıyorsunuz, sizi dinleyeceğine inanıyorsunuz... TV karşısında onu izlerken duygulanmakla birlikte alkışladım da. Çünkü bu halk, Atatürk'ten sonra, modernliğe entegre olabilecek başkanları hak ediyor. Modernlik demek sadece tüketim toplumu demek değildir yanlış anlaşılmasın; ben eşitlikten, özgürlükten, adaletten, demokrasiden bahsediyorum.

Eşcinseller gibi farklılıkları da Ali Koç gibi duyarlıların anlayabileceğine inanıyorum. Neden bizim Kanada'nınki gibi, İspanya'nınki gibi, Yunanistan'ınki gibi başkanımız olmasın genç ve de aydın düşünceli ve fikirli? Neden bizi de yaşama dahil eden yönetimlerimiz olmasın? Muhafazakarlar diyor ya, eşcinsellik bizim işimiz değil diye; o zaman halkı yönetmek de sizin işiniz değil. Tek beni bile yönetmek istemiyorsanız size uymuyorum diye, ne işiniz var o zaman orada? Aynı kafadan olunan insanları yönetmek o kadar zor bir şey değil; önemli olan farklılıkları da anlayabilmek, farklı bir pencereden hayata bakabilmek, farklılıkları da düşünüebilmek, onları da kapsayabilmektir.

Son olarak... Spor hayatı değiştirir. Güzel bir spor anlayışı da bu ülkeyi değiştirecektir kuşkusuz. Çünkü Fenerbahçelilik spordan çok şey demektir; Fenerbahçe Kulübü'nün sadece fotbol kulübü olmadığı gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder