26 Mayıs 2018 Cumartesi

Çeteleşmiş önyargılar Çin Seddi örmüş farklı düşüncelere karşı


VOLEYBOLCU KİM'İN FENERBAHÇE'DEN SAYGISIZCA GİTMESİNİ DİLE GETİRMEM BİR SOSYAL MEDYA GRUBUNDA HERKESİ RAHATSIZ ETMİŞ de..!

Aşağıdaki yazı...
"Gerçekten, herkesin bilip de bilmezlikten geldiği üzere konu KİM'in FB'den gitmesi değil, samimyetsizliğidir. Keşke ailem, vesaire dolambaçlı yalanlara başvuracağına ve bu yüzden taraftarları hayal kırıklığına uğratacağına, sıkıldım veya hangi sebeple olursa olsun kulüp değiştirmek istiyorum deseydi. Direkt Eczacı'ya gitseydi bile kimsenin umrunda olmazdı. Ama hanımefendi, Eczacı Şampiyonlar Ligi'nde yarışamayacak olunca, 2. ligde oynamayı kendisine yakıştıramamış olacak ki rotayı Çin'e çevirdi. N'oldu da ailesini unutuverdi? Parayı tercih etmesi de hiç mühim mesele değil; bence Eczacı ile yarım kalmış planını tamamladı. Zaten konu bitti gitti ve uzatan da yok ama sanki uzatılıyormuş gibi FB düşmanları sürekli fırsattan istifade laf sokuyorlar. Eğer konuya hiç değinmeseydi Fenerliler, FB düşmanları konuyu zaten gündeme getireceklerdi oh olsun diye. Biz sustuk, siz de susun artık. Ayrıca KİM'in istediği takıma gitme hakkını savunma hakkınız var da FB'lilerin buna karşı çıkmaya niye hakkı olmasın ki? Nİye sadece FB düşmanları haklı olsun ki? Burada düz bir transfer yok, yamuk transfer de bizi alakadar etmiyor, herkesin kendi bileceği şey kendisine iyi veya kötü etiket yapıştıracağı. Ama sanki her şey çok doğruymuş gibi sessiz kalmak da enayiliktir. Eğer hala cevap veriyorsanız, konuyu köpürtmek isteyen fırsatçı FB düşmanlığıdır bu. KİM de sizin olsun, Eczacı da... Biz, bize yeter de artarız bile... FB'deki başarılarını da iade ediyoruz ayrıca, hatırlamayacağız bile onu FB'li olarak... Bu daha ağır olsa gerek şu anki Kİm taraftarları için! Unutmadan, FB, bugüne kadar hangi oyuncusuna neden gitti diye hesap mı sordu da, KİM'e hesap sorsun? Hangi oyuncusunun arkasından kötü konuştu ki? Olayı büyütenler, FB'ye çirkin bir çelme takılmasının sarhoşluğunu yaşayanlar! Ayrıca KİM Çin'den geldi FB'den değil; zafer sarhoşluğunu FB üzerinden yaşamanız bile zih-niyetinizin apaçık göstergesi."

Hayatım hep atılmakla geçmiştir gerçekçi olup, gerçekleri dile getirmemden dolayı. Mesai saati dışında müşteriye kahvaltı vermediğim için otelden atılmışımdır, müşteriye doğruları söylediğim için ve çok dürüst olduğum için diğer işimden atılmakla tehdit edilmişimdir, bir işimden gene dik duruşum yüzünden atılmışımdır, askerde askerler tarafından disiplinli olduğum için tepki görmüş ve dayak yemişimdir, mesela yıllarca yazılarımı yayınlayan Kaos GL dergisi yazılarımıdan ismimi silerek atmıştır beni, şehrimdeki eşcinsel-trans oluşumundan atılmışımdır eşcinselliğe bakış açımdan dolayı ve onların bakış açısına ters düştüğüm için, sosyal medya gruplarından atılmaya devam ediyorum hiçbir gerekçe olmadan... Biliyorum fazla dürüstüm, fazla iyiyim, fazla gerçekçiyim, fazla mükemmelliyetçiyim, fazla, fazla, fazla... Bunlar batıyor, bazılarının çıkarlarına ters düşüyor sanırım. Yani her şey, herkesin istediği gibi şablonuna uygun, al gulüm-ver gulüm şeklinde olmalı ki, gerçek anlamda varolunmasın da idareten varolunsun. Ayol sizin bütün oluşumlarınızdan atılmak benim zararıma mı, sizin zararınıza mı? Ben hayatta tek başıma kalsam da varolurum ve şu anki varoluşum birileri olduğu için değil. Benim şu hayatta varoluş amacım maddi-manevi beklentilerle de alakalı değil, birilerine faydalı olabilmek ve hayatı güzelleştirebilmek adına. Daha az önce ne düşünüyordum biliyor musunuz? Hayatta hep bir restorant fikrim de vardır ama diğer sosyal faaliyetlerimden vakit olmayacağı için hep iptal etmişimdir. Gerçekten benim hayattan maddi ve manevi beklentilerim olsaydı, inanın birçoğundan daha iyi kıvırırdım işimi. Çünkü benim asla pes etmeyen ve de disiplinler üstü mükemmelliyetçi bir yapım vardır. Ben obsesisliğimi mükemmelliyetçilik olarak algılayabilmiş veya obsesifliği mükemmelliyetçiliğie hizmet eder hale getirmiş birisiyim. İstedikten sonra yapamayacağım şey yoktur benim. Ne diyordum, restorant diyordum. Evet kediler için bir şeyler yapmak dışında, birilerine ikramda bulunmak amacıyla da herkesin faydalanabileceği bir yeme-içme yeri düşüncem var. Bu nasıl olur, ne zaman olur bilmiyorum. Çünkü açlık çok önemli bir şeydir lise dönemlerimde aç kalmış ve açlığın ne demek oluğunu bilen biri olarak. Konu ner'den nereye geldi değil mi? Gerçekten, donanımsız ve kapasitesiz ortamlarda hazımsızlık, kompleks, bilinçsizlik diz boyu olduğu için, alıştığımdan artık rahatsız etmiyor bunlar beni-dışlayıcı davranışlar yani, sadece onlar adına üzülüyorum... Çünkü sistem dışlıyor zaten, dışlananlar beni anlayamamış umrumda bile değil.

Son-radan olarak... İnsanlar gerçekten sınıfçı ve sınıfının dışındakilere karşı bile bile önyargılılar. Çünkü karşı taraf biraz safçaysa zeytin yağı gibi üste çıkmaya alışmışlar. Araştırmadan soruşturmadan beni kafalarında bir yere oturtmuşlar. Oysa o kadar komik ki gerekçeleri beni karalamak için. Ama karşılarında kendini zihin cimnasitiği yapabilen birini bulunca söyleyeck bir şeyleri kalmıyor, gerekçeleri komik birer bahaneye dönüşüyor. Neymiş ben tahrik ediciymişim de; acaba gerçekler mi acıtıyor! Neymiş benim ifadelerim aşağılama ve hakaretmiş de; tek bir kelime veya tek bir ima var mı acaba hakaret veya imaya dair? Oysa paylaşımlarıma tepki gösterenler o kadar çalakalem, o kadar argo, o kadar düzeyi düşük ifadelerde bulunuyorlar, o kadar küfür ediyorlar ki açık bir şekilde ve belden aşağı o kadar çok vurmaya çalışıyorlar ki... Üzülüyorum onlar adına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder