29 Aralık 2015 Salı

Tek sorun dürüstlük mü?


Eşcinsel olduğu için futbol hakemliği elinden alınan Halil İbrahim Dinçdağ 19. duruşmasında haklı davasını kazanmış ve talep edilen 110 bin liraya karşılık mahkeme 20 bin lira tazminat ödemeye karar vermiş. Tabi maddi ve manevi mağduriyetin bedeli 110 bin lirayla bile karşılanamaz ama burada hukuğun homofobik ayrımcılık gibi gerçekleri görmesi açısından küçük de olsa kazanım çok önemli. Burada bir insanın sırf sevme biçimi yüzünden çürük gerekçesiyle görevi elinden alınıyor, belki de hayalleri umutları elinden alınıyor ve homofobik bir dünyada hedef haline gelip daha da mağdurlaştırılabiliyor. Çünkü sen artık "eşcinsel hakem"sin ve açık bir eşcinsel olarak hayat daha zor hale geliyor. Eşcinsel hakları mücadelesi açısından görünürlük güzel ama bir insanın ekmeğiyle oynanması, yaşam şartlarının zorlaştırılması.., hayatta kalabilmek adına en öncelikli şeylerdir. Düşünün insan çalışamazsa, yeme-içme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamaz. Futbol federasyonunun yaptığı işte buydu. Sen kendi cinsini seviyorsun, bu yüzden yeşil sahalarda işin olamaz, dedi sayılır. Eşcinselim diye askerlik yapmamak bir insanın çürük, sağlıksız ve görev yapamayacağı anlamına gelemez mantık çerçevesinde. İnsanlar cinsel yönelimlerini gizleyince sağlıklı, ortaya çıkınca mı sağlıksız oluyor? Halil İbrahim Dinçdağ askerliğini yapsaydı ve eşcinsel olduğu ortaya çıkmasaydı, görevini yapması için önünde engel olacak mıydı? Halil İbrahim Dinçdağ gene eşcinsel Halil İbrahim Dinçdağ olacaktı oysa. Doğruluk-dürüstlük mü insanı hasta yapan, görevinin elinden alınmasına sebep olan, yaşam koşullarını zorlaştıran..? Artık 21. yüzyılda akıl ve mantık çerçevesinde düşünelim ve vicdanlarımıza bu çerçevede bir ayar verelim, diyorum. Uhrevi değerlere dayanarak ahlakçılık penceresinden bakarak insanlığımızı elden bırakmayalım. Ne olur yani bir eşcinsel hakemlik yapsa? Eşcinsellerin aklı fikri yok mu; hakemliği belden aşağısıyla mı yapacaktı Halil İbrahim? Ayrıca yeşil sahalarda, futbol dünyasında başka eşcinsel yok mu? Dediğim gibi tek sorun dürüst olmak mı? Lafı uzatamya gerek yok... Her şeye rağmen haklı davamızın peşini bırakmamalıyız. Halil İbrahim'e sormuştum: Görevini yapabilmek için eşcinselliğinin ortaya çıkmamasını ister miydin? diye, o da "hayır" demişti. Biz kimliklerimize sahip çıkmadığımız sürece, homofobik ayrımcılıkla öyle veya böyle olmayacak mı, sen olmasan diğer eşcinseller karşılaşmayacak mı? Eşit ve özgür bir dünyada yaşayabilmek için bireysel mücadeleden çok hepimiz için eşcinselik adına mücadele etmeliyiz. Çünkü birimizin kurtulması BİZi kurtarmayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder