Toplantılarımızda çok önemli şeyler konuşuluyor mu tartışılır ama en azından bildiklerimizi paylaşıyoruz, birbirimizi tamamlamaya çalışıyoruz...
En önemlisi varlığımızı, varoluşumuzu pekiştiriyoruz...
En azından bir adresiz LGBTİ'lerin öylesine falan uğradığı..
Toplatımıza eşcinsellerden sonra en çok, hatta bayağı belirgin derecede trans erkek geliyor...
Genelede eşcinsellerden sonra trans kadınlar görünürdür ama toplantılarımızın ikinci ana unsuru trans erkekler...
Yeni katılımcılarımız da vardı şehir dışından da olmak üzere...
Cinsel kimlikleri anlattık...
Eşcinsel karşıtlığının kadına bakış açısının bir uzantısı olduğunu ve LGBTİ'lerin feminizm hareketiyle işbirliği yapması gerektiği üzerinde durduk...
Toplumsal cinsiyet algısının transseksüellerde yarattığı negatif etkiyi tartıştık...
Hatta heteroseksizmin yarattığı kafa karışıklığına kadar, transseksüellerin cinsiyet kimlikleriyle bedenlerinin uygun olmadığını düşümediklerini... Yani bir kadın neden penisim var, bir erkek niye vajinam var diye düşünmüyordu bile...
Bülent Ersoy'un LGBTİ'lere duyarsızlığını eleştiren transseksüeller LGBTİ hareketinin neresindeydi..?
Dinin ve siyasetin eşcinselliğe bakış açısı...
Eşcinseller içinde yaşadıkları kültürel ortama göre, öteki olarak nasıl bir tarafta, hangi tarafta yer almalı, nasıl politik bir yol izlemeliydi..?
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder