4 Eylül 2015 Cuma

Keyfe Keder Kulübünün Mensubu LGBTİ'ler

Eşcinsellerin, hak mücadelesine duyarsızlıkları konusunda yazılarımda eleştiride bulunuyorum çoğu kez...
Ve her bir duyarsızlıklarına şahit olduğumda, bu eleştirimin ne kadar haklı olduğunu anlıyorum...
İyimser aktivistler "zamanla" diyor...
Hangi zamanla; bin yıl sonra mı?!
LGBTİ'lerinse hep bir gerekçesi var...
Ya işleri-güçleri avrdır, ya da okul, iş, aile, çevre gibi kaygıları vardır duyulma, bilinme, öğrenilme korkusu yüzünden...
İNANDIK!
Hep diyorum, kendi kafalarının içindeki homofobiyi bir yenebilseler...
LGBTİ'likleri öğrenilince ve olumsuz bir şeyle karşılaşılmayınca, en çok kendileri şaşırmıyor mu, "Aaa kabul edildik" diye..?
LGBTİ hakları konusunda mücadele yönümüzü önce LGBTİ'ere karşı çevirmemiz gerekiyor...
Önce kendi içimizdeki homofobiyi, transfobiyi alt etmeliyiz ki,
heteroseksizme karşı mücadele gücüne sahip olabilelim...
Kendisinden korkan, kendisini nasıl savunacak kendisinden nefret edenlere karşı..?
Kendisi de nefret edilecek bir kişi olduğuna inanıyor ki...
LGBTİ'ler de kendilerini öncelikle doğru, doğal, normal bulmuyor ki... (Homofobiklerin de homofobilerine en büyük dayanakları, LGBTİ'lerin kendilerine inanmamaları...)
En büyük kanıtı, kimliklerinin arkasında durmamaları...
Hadi İran'da idam ediyorlar... Ya Türkiye'de..?
Hep bir bahane, hep bir bahane...
Kendilerine duyarsızlar...
Bu duyarsızlıklarının sebebi de,
keyfe keder kulübünün mensubu olmaları belki de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder