11 Aralık 2014 Perşembe

Leman Sam haklı mı ne?


Hani Leman Sam, hayvanın boynuna bıçak dayayan erkekle, IŞİD militanının arasında bir fark olmadığını söylediğinde linç edilmeye kalkışılmıştı... Kadının konserlerine son verilmişti ve ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştı... Hatta kızı bile annesine karşı çıkmıştı...

Bugünkü haberleri okudunuz mu? Bu münferit bir olay değil; hemen hemen her gün karşılaştığımız bir olay.  Ayda kaç kadının erkekler tarafından katledildiğinden haberiniz var mı? Bunun adı kadının kurban edilmesinden başka bir şey değildir. Kadınlara kurban gözüyle bakılmaktadır bu ülkede, Müslüman ülkelerde.

Hemen kükreyeceskiniz biliyorum; bunun gerçek Müslümanlıkla alakası yok diye. Hangi Müslümanlıkla alakası var peki? Batı toplumlarında kadınlar her gün bu şekilde hunharca katlediliyorlar mı?

Ve kaç kişinin umrunda ülkemizde hayvan gibi katledilen kadınlar? Kaç kişinin vicdanı sızlıyor? Hayatlarına kaldıkları yerden devam etmiyorlar mı? Öldürülen kadınlar sadece birer haberden ibaret değil mi?

Erkeklerin kadınları katletmemesi için bugün ne yaptınız diye soruyorum her birinize? En azından bu konuda vicdanınızı bir yokladınız mı? Zannetmiyorum ... Yoksa kadınlar bu kadar öldürülmezdi bu ülkede.

Biz ülke olarak neyi halletmeye çalışıyoruz? Hayatta insan canından daha değerli bir şey var mıdır? Neden potansiyel erkek katillere yeterli önlemler alınmıyor? Bir erkek bir kadını öldürmekle tehdit ediyorsa, neden öldürebileceği ihtimali göz önünde bulundurulmaz ki? Bir devletin bundan öncelikli bir işi olabilir mi? Kişi başına milli gelir milyon olsa neye yarar insan yaşayamadıktan sonra?

Bu ölümlerin bir ucu nereye dayanıyor biliyor musunuz; kadın ve erkeğin eşit olmadığına inanan zihniyete. Erkeğin kadına hükmetmesi gerektiğine o kadar inandırılmış ki erkekler... Kadının hayır demesine, istediği gibi bir hayat sürmesine izin verilmiyor zihnen ve de pratikte de böyle oluyor yasalar ne kadar farklı söylese de, yasalar ne kadar kadını korumaya çalışsa da...

Bu konuda söyleyecek söz bitmez... Ama faaliyete geçmek gerekiyor, bu cinayetlere dur diyecek bir zihniyet geliştirilmesi gerekiyor; evde, okulda, sokakta... Kadın artık namusun timsali olmaktan kurtarılmalı. Kadının artık erkeğin malı gibi görülmesinden vazgeçilmeli. Bir kadın bir erkekle geçinemiyorsa boşanabilmeli. Evlilik devam etmeli diye hiç kimsenin ısrarı olmamalı.

Hiç düşünmüyor musunuz... Bir kadının güllük gülistanlık bir hayatı olsa, mutlu olsa, insanca yaşasa, sevilse, sayılsa... Niye ayrılmak istesin  ki kocasından? Onu bekleyen daha iyi kocalar olduğu için mi ayrılıyorlar kocalarından? Belki de hayatları kocasız geçiyor ömürleri boyunca. Devletin de istediği erkeklerin istediği düzende bir yaşam mı; AYNEN.

Mersin'de 53 yaşındaki erkek bir öğretmen, 42 yaşındaki eski öğretmen eşini iş çıkışı sokakta, yolda, okulun önünde boğazını keserek öldürmüş. Sebebi de karısının tekrar kendisiyle beraber olmak istememesiymiş. Beraber olmaz, olmaz; ne mecburiyeti var ki? Hatta hiçbir kadın böyle cani ruhlu bir insanla beraber olmak istemez.

Böyle canilerin yaşama hakkı bile olmamalı. Taş ocağına gönderip, sabahtan akşama kadar taş kırdıracaksın böyle katillere. Çünkü böylelerini hapiste yatırmak bile iflah etmez; çıkar, gene cinayet işler. Örneklerini görmüyor muyuz? Çok mu ağır ve de kaba konuştum; insan yaşamından bahsediyorum. Bir insanın yaşamının elinden alınmasından bahsediyorum. Katil hayat boyu hapis yatsa neye yarar ki artık. Bir insanın daha yaşayacağı varken ölmesi ne demek anlayabiliyor musunuz?

Devlet'in bir an evvel kadınların, erkeğin malı olmadığını, kadınların istedikleri gibi hayat sürme haklarının olduğunu erkeklere öğretmesi gerekiyor. Tabi böyle bir şey söz konusu bile olamaz. O zaman kadınların heteroseksistliklerini bırakıp, kadınları düşünecek şekilde çocuk yetiştirmeleri gerekiyor. Yani kadınların geleceği sadece kadınların elinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder