20 Aralık 2014 Cumartesi

İnsan yaptığı işten zevk almalı!

Hürriyet gazetesinde porno yıldızlarının sinemayı bıraktıktan sonra ne yaptıklarına dair bir haber vardı. İlginç yaşam hikayeleri var. Yani gerçekten sıradışı bir iş; sıradan bir insanın belki kabul edemeyeceği bir iş hayatı ve yaşam tarzı. Yani kabul edebilmek için heteroseksist değerlerden soyutlanmış olmak gerekiyor sanırım. Veya heteroseksizme hiç bulaşmayacak bireysel bir yapıya sahip olmak gerekiyor. Yoksa çevresel faktörler sürekli dürtükler durur çıkıntı gibi görülen yaşamları; huzur vermez. Yani boşver diyemeyecek bir yapıya sahip değilsen, toplum dışılığın getirdiği rahatsızlıkları boşveremeyebilirsin.

Peki insan niye porno yıldızı olmak ister? Başkalarının düşüncelerini bilemem ama ben kendi üzerimden fikir üretirsem... Fiziğime güveniyorsam, zaten özgürlükçü bir yapıya sahibim ve bu yüzden de ahlakçılığım zerre kadar yok ve seksi de yapım ne kadar zevk alıyorsa, o kadar seviyorum; yalnız porno işini uygulama yapmadan bedenim kaldırabilir mi bilmiyorum, ve zevk alarak yaptığım bir işten para da kazanıyorsam bir süreliğine neden meslek edinmeyeyim bu işi. Utanmak bir yana estetik bir bedeni sergileyip birilerinin de bundan haz almasından gurur bile duyarım. Ahlak demeyin; ahlaklı olmanın bedenle, cinsellikle alakalı olduğu söz konusu bile olamaz benim için. İşin dini boyutunu ise hiç dillendirmeyin bana. İnanırım, inanmam; herkesin iç dünyasıyla alakalı bir şeydir din; manevidir. Bazı şeylerin din tarafından sakıncalı hale gelmesinin sebebi, bazı insanların dini çıkarlarına alet etmesiyle alakalıdır. Bırakın herkes kendi günahının cezasını kendisi çeksin; sana ne oluyor da benim dini inancıma veya din anlayışıma karışıyorsun ki. Tanrı adına işgüzarlık yapmaktan başka bir şey değil bu; gerçi onlar bunu vazife edinmişler; din misyonerliğini yani. Sonra da dinin getirdiği çatışmalar, saldırılar, hatta savaşlar... Herkes kendi cennet biletinin kaygısına düşsün bence, başkalarınkine değil. Konuyu uzattım gene. İşte yaparım porno işini; denerim en azından. Planımda da hala var ahlakçılığa rest çekmek için. Ölünce de beni bilenler tarafından "porno filminde de oynamış ahlaksız(!)" detirtmek istiyorum kendime. Seks yaparken deneme çekimleri yapıyorum ve hiç rahatsız edici gelmiyor. Oysa ben kendimi rahat izleyemem kendimden hep bir mükemmelliyetçilik beklediğim için ama seks çekimlerim çok hoşuma gidiyor. Yani kendi çapında estetik geliyor. Şaka değil, gerçekten bir porno isteğim var; hatta ahlakçılığa karşıtlık amacıyla çevireceğim deneysel porno filmimi, nedenleriyle birlikte belgesel niteliğinde kısa metrajlı bir şeye dönüştürmek isteyen bu konuyla ilgili bir arkadaşım da var. Hayatım aynı şekilde devam eder pornodan sonra da. Çünkü yaptığım bir şeyin belgelenmesi veya birileri tarafından da görülmesinde utanılacak bir taraf yok. Utanmam için cinsellikten de utanmam gerek. Herkes benim veya birbirinin cinsellik yaşadığını bilmiyor mu zaten? Utanılacak bir şey olsa, gerçekten ben cinsellik yaşamam. Doğal bir şeyden de niye utansın ki insan?

Batı'da porno sektöründe oyunculuk yapan ve habere konu olan kişilerin hayatlarına kısaca bir göz atarsak...

Bir müzisyen akademik kariyer düşünürken, striptizcilikten porno sektörüne geçiyor. Sonra bir yazarla evleniyor, oyunculuğu bırakıyor ve iki çocuk doğuruyor. Kocası öldükten sonra da geleneklerine bağlı olarak bir kasabada yaşamaya devam ediyor.

Güreşçilikten porno oyunculuğuna geçiyor. Hayatının aşkıyla karşılaşınca, 129 filmden sonra porno oyunculuğuna veda ediyor. Şimdi de özel hafiyelik yapıyor.

Howard Gordon ödüllü bir erkek pornocu. Oyunculuktan sonra belgesel çekti ve şimdi anılarını yazıyor.

Başka bir kadın pornocu ayda 300 bin dolar kazanırken kariyerini sonlandırıyor ve Kaliforniya valiliğine adaylığını koyuyor. Şimdi reality şovcu.

19 yaşında pornoya başlayan bir başka oyuncu da 30 yaşında oğlunu doğurduktan sonra emlakçı oluyor.

Resim öğrencilerine çıplak poz verirken pornoya geçen erkek pornocu, 3 bin kadınla birlikte olduktan sonra hayatının kadınını buluyor ve evleniyor ve şimdi çocuklarıyla mutlu bir yaşamı var.

30 pornoda oynayan başka bir kadın, şimdi çocuk istismarı ve seks ticareti gibi konulara medya aracılığıyla dikkat çekmeye çalışıyor.

Yönetmen olan abisinin izinden giderek porno sektörüne atılan bir kadın da erkek çocuk doğurduktan sonra 17 yıllık kariyerine son vererek emlakçılık yapmaya başlıyor.

Kadın pornoculardan biri de pornoyu bıraktıktan sonra bu sektörün zorluğuna işaret etmek amacıyla porno karşıtlığı yapıyor.

Seka isimli pornocu da emekli olduktan sonra internet üzerinden para kazanmaya devam ediyor.

Houston, rekorlu bir pornocu. Bir filmde milyon dolarlık çek karşılığı 620 erkekle beraber oluyor. O da daha sonra emlakçılık yapıyor. Pornocuların emeklilikten sonra yaptığı meslek bu mu oluyor acaba? Şimdi dini vecibelerini yerine getiren ve hemşirelik okulunu başarıyla bitiren bir kadın.

Bu pornocular hayatlarını fotoğraflarıyla medyada paylaşmışlar. Utanmıyorlar yani geçmişlerinden. Çünkü utandırılmıyorlar. Ama bizim pornocular nerede? Kayıplara karışmış durumdalar. Şu anda bir iş kadını olan Arzu Okay zaman zaman röoportaj veriyor gazetelere. Nerede Zerrin Egeliler, nerede Zerrin Doğan, nerede Dilber Ay ve diğerleri... Ve üstelik bizim pornocucularımızın pornoları erotik düzeyde, hard bile değil.

Sosyal içerikli sanatsal filmlerde çıplaklığı, cinselliği bir nebze olsun normal karşılıyoruz ama porno filmlerinde ahlakçılık yapıyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder