16 Aralık 2014 Salı

Evlilik yasaklanmalı

Evlilik yasaklanmalı. Çünkü evlilik, kadınların özgürlük dahil tüm haklarının erkekler tarafından gasp edilmesine bir araçtır. Evlilik kadının baba evinden koca evine teslim edilmesidir. Tamamen erkeklerin kadınları kontrolleri altında tutmasına olanak sağlayan heteroseksist bir uygulamadır. Farkında değil misiniz evlendikten sonra erkekler gene aynı hayatlarına devam etmektedirler gizli veya açık ama kadınların hiçbir şekilde hakkı yoktur. Kadın evlenmezse de kötüdür, boşanırsa da kötüdür; böylece kadına hiçbir seçenek bırakılmamaktadır; ya köle olacaktır, ya şiddete maruz kalacaktır, ya da baskıya karşı gelerek ölecektir. Bana hiç kimse evliliğin güzel örneklerinden bahsetmesin. Hangi kadın vardır ki evliliğin mağduru olmamış. Kabullenmiştir artık kadınlar kadınların mağduriyetini, erkeğin gücünü, güç yeterliliğini... Çünkü erkeklik demek, erkek egemen bir dünya demektir. Ya erkeklerin engeller koyduğu bir dış dünya vardır, ya da erkeklerin kadınlara hak ettiği değeri vermedikleri egemenlikleri altında bir dünya vardır. Hele erkeklerin güdümündeki bazı kadınların falan, milletvekillerinin falan kadınları evliliğe teşvik etmelerinin, boşanmaların önüne geçmeye çalışmalarının mantıklı bir izahatını hiç göremiyorum ben.

Bugünkü olayda iki çocuklu kadın, sabıkalı kocasının 15 yıl boyunca şiddetine maruz kalıyor ve sığındığı ablasının evinde çocuklarının gözü önünde 17 yerinden bıçaklanarak kocası tarafından öldürülüyor. Koca sonra da kaçıp gidiyor. Cinayetin gerekçesi, daha doğrusu bahanesi, kocanın iddiasına göre kadının kocasını aldatmasıymış. Oysa gerçek gerekçe, kadının bir kere affedip döndüğü kocasına bir daha dönmek istememesiymiş. Yani erkek sevecek, dövecek, sözünü geçiremezse öldürecek. Bu kadar basit. İşte evlilik denilen şey böyle bir şey sadece erkekliğe hizmet eden.

Evlilik denilen şey olmasa, kadına bu kadar baskı olabilir mi, bu kadar şiddet olur mu, bu kadar cinayet işlenir mi..? Tabi geleneksel toplumlarda kadınların kocasız olması da sorunu çözmeyebilir ama evlilik yasaklanarak kadınların özgürlüğü erkeklere teslim edilmediği gibi kadınları koruyan yasalar da çıkarılacak mutlaka. Yani erkekler kadınlara hiçbir şekilde zor kullanılmayacak, kullananlar da en ağır cezalarla cezalandırılacak. Tabi yasaları çıkaranlar kim; erkekler. Bu heteroseksist düzen değişmeyecek her zaman dediğim gibi kadınlar kendileri haklarına sahip çıkmadıkları sürece. Heteroseksist zincirin kırılması çok zor ama bir yerden kırılması şart kadınlar tarafından. Yoksa kadın cinayetleri işlenmeye devam edecektir. Evlilik yasaklansın dedim ya en başta; erkekler egemen olduğu sürece ve de kadınlar da böyle bir şeyi istediği sürece bu düzen değişmez. Sanırım kadınların pembe ütopik hayalleri var belki gerçekleşir umuduyla. Erkek egemen dünyada erkeklerin çıkarlarını koruyan bir erkeklik modeli olduğu ve bu model yasalarla, geleneklerle, normlarla korunduğu sürece hiçbir şey değişmez. Ve en önemlisi heteroseksist sistemi pekiştiren kadınlık olduğu sürece de daha da güçlenir bu erkeklik modeli. Modern dünyada kadının göz göre göre bıçaklanmasının başka bir açıklaması olabilir mi?

"Evlilik olmasa nasıl bir hayat olacak?" diyenler olabilir. Evlenmeyenlerin nasıl bir hayatı var? Mesela ben evlenmeyerek nasıl yaşayabiliyorum, nasıl mutlu olabiliyorum? İnsanların duygusal veya cinsel beraberlikleri için evlilik şart değildir. Sosyal yaşamı paylaşmak için imza ile birbirlerine mülkiyetçilik yapmaları şart değildir. Çocuk sahibi olmak için de şart değildir evlilik. Bir insan sorumsuzsa, evlilik olunca da sorumsuz olur. Baskıyla ne kadar gerçek anlamda sorumluluk gerçekleştirilebilir ki? Şiddetin ve sosyoekonomik imkansızlıkların olduğu bir ailede ne kadar sağlıklı çocuklar yetiştirilebilir ki? "Tabi sen yap, Allah rızkını verir" demişler ki, insanlar gerçekleri göremesinler, karın tokluğuna yaşam mücadelesi vererek heteroseksist sisteme başları bağlansın, yaşanılan sorunlarla da başa çıkamasınlar..! Oysa ailesiz çocuklar çok sağlıklı yetişirler. Bir lokma ekmek için önünü göremeyen insanlar sanki çok mu iyi annelik-babalık yapabiliyorlar çocuklarına? Oysa tek bir çocuk yaparsın, çocuklara bakan kurumlar olur ve anne baba da ara sıra çocuklarını görür ama sevgiyle görür, ilgiyle görür; şiddetle değil, cinayetle değil. Cahilliğin getirdiği sefil bir hayat yaşamaktansa, bilgi toplumu olarak proje hayatlar sürmek en sağlıklısıdır. Cahil toplumlarda anne babalarını seven sayan değil, onlardan nefret eden çocuklar yetişiyor ne yazık ki. Çocuklar çok küçük yaşlarda eğitim kurumlarında yetiştirilerek annesiz babasız yapamaz diye düşünülebilir (ki aileleriyle bağları koparılmayacak ki; sadece sürekli aileleriyle yaşamayacaklar) ama ailelerinden kurtulmak isteyen çocukları göremiyor musunuz? Üniversite çağlarının gelmesi için can atıyorlar ama bu sefer de "devlet baba" ahlakçılık yaparak çocuklara müdahale ediyor. Bugünkü cinayet haberindeki babaları katil, anneleri ölen 4 ve 14 yaşındaki çocukların sonu ne olacak sizce?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder