11 Aralık 2014 Perşembe

Bayhan Deniz Seki'den intikamını alamadı!


Bayhan'ın Deniz Seki'yi ziyaretini kimbilir kaç kişi heyecanla bekliyormuştur; Bayhan Deniz Seki'ye ne söyleyecek? Deniz Seki ne cevap verecek?

Tabi Bayhan büyüklük yapacaktır; Deniz Seki'yi teselli edecektir. Deniz Seki'nin Popstar yarışmasındaki, "Hapse giren adamdan sanatçı olamaz" sözünün intikamını geçmişi hatırlatarak almayacaktır. Bayhan sadece teselliyle büyüklük yaparak zaten toplumun gözünde daha da yücelerek intikamların en büyüğünü almış olacaktır.

Türk filmlerimiz falan da bu şekildedir ya; acımasız olan zor duruma düşer, çaresiz kalır ve geçmişte acı çektirdiği kişinin mutlaka ama mutlaka karşısına çıkar ve boynunu büker, başını eğer, küçülür de küçülür, ağzından özür lafları dökülür, geçmişte haksızlık ettiğini dile getirir, kendisini affetmesini ister ve göz yaşları da tabloyu tamamlayan olmazsa olmazlardandır. Ve geçmişte ezilenin, hor görülenin karşısındakine küçümseyen bakışlarına şahit oluruz, küçümser bir tebessüm vardır suratında. Bu bir intikamdır. Sadece kendi adına değil, herkes adına, tüm ezilenler adına alınan bir intikamdır. Geçmişte ezileni kahramanlaştıran bir intikamdır bu. Bütün acılarımız dinmiştir artık. Geçmişte çektiğimiz acılarımızı unutabiliriz artık.

İntikam toplumu diye bir şey var mı bilmiyorum ama içinde yaşadığımız coğrafyada benzer bir durum var sanırım. Hep geçmişte yaşanılanların hesabının sorulmasına şartlanılmıştır. "Kan davası" diye gelenekleşmiş bir şeyimiz bile var değil mi?

Oysa bana göre, geçmişte yaşanılan acılar konuşulsun, bir haksızlık varsa hukuk çerçevesinde haksızlık da giderilsin; ben bunu savunurum; insanlardan geçmişin acısını çıkartmaktan zevk almak benim yapıma, anlayışıma ters. Bu intikam duygusunu besler ve nefret de hiç bitmez.

Acımasızdan acımasızca hesap sormak nefreti, öfkeyi, intikam duygusunu azaltır mı? Bir farkımız kalır mı acımasızdan? Yani hesap sormanın da, haksızlığı gidermenin de bir usulü olmalı, insanlık çerçevesinde olmalı. İntikamsal bir şekilde egosal keyfe dönüştürülmemeli.

Bir şeylere başlanacaksa, "barış"tan başlanmalı direkt. Barış yapıldıktan sonra içsel veya dışsal halledilmeye çalışılmalı husumet. Ben barış için geçmişi unutmayı bile savunanlardanım. İntikam yerine acımızı içimize gömebilmeliyiz.

Deniz Seki red cevabı vermiş Bayhan'ın hapishane ziyaret isteğine. Ne bekleniyordu ki? Ben olsam da kabul etmezdim. Neden mi? Çünkü bu görüşme isteğinin iyi niyet çerçevesinde bir talep olduğuna inanmazdım. Hele bir de medyatik bir isimsem... Hele bir de beni ziyaret edecek kişi ziyaretini basına haber veriyorsa... Zamanında Deniz Seki'nin tutumunu ben de tasvip etmemiş olabilirim ama şimdi Deniz Seki için işleyen mekanizmayı da tasvip etmiyorum. Deniz Seki'nin uyuşturucu ticaretçisi muamelesi görmesini mesela.

Valla bilmiyorum Deniz Seki günah keçisi mi ilan edildi birilerine ders vermek amacıyla? Deniz Seki uyuşturucu ticaretçisi de, 6 yıl hapis yatırılarak bundan mı vazgeçirtilecek? Herkes Deniz Seki'yi tanıyor ya; "Uyuşturucuyla temas kurarsanız, sonunuz Deniz Seki gibi olur" mu denilmek isteniyor acaba? Bakınız ben kanunları yadırgamıyorum; Deniz Seki'nin uyuşturucu yoluyla para kazanıyormuş gibi muamele görmesini yadırgıyorum. Konu nerden gene aynı noktaya, kafamın takıldığı noktaya geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder