Çok şey istiyorum değil mi savaşların olduğu dünyada kedilerin durumunu düşünerek! İşte insanların bu türcülüğü yüzünden insanlara verdiğim sevgiye acıyorum ve insanlara karşı sevgim konusunda samimi değilim. Evet içimde hiç kimsenin tahmin edemeyeceği boyutta sevgi var ama hak edilmediği için sadece hayvanlarla paylaştığım bir sevgi. Bugün yazdırdığım ilaçları eczaneden alırken bir adam bana ve eczacı kalfasına şeker verdi cebinden çıkararak. Ne güzel dedim, ne büyük hoşgörü, ne esnek bir gönül dedim... Gözü çapaklanıyormuş da, göz damlası almaya gelmiş. Ve bu gözünün çapaklanmasının olumsuz etkisi neye karşıymış biliyor musunuz? Ava gidiyormuş da, kuşları vururken... Yani nasıl bir bilinçtir bu ki iyilik anlayışı da işte bu bilince göre. Yani insanlar var, sadece kendilerini düşünen insanlar... Bu insanların iyiliği de belki sadece kendi tanıdıklarına, kendi çevrelerine veya bilemedin en fazla kendi milletlerine karşı. Sessiz kaldığımı sanmayın bu duruma. Olumlu bir yaklaşımla hayvanların keyif için öldürülmelerinin yanlış olduğunu söyledim. O da kendini savundu tabi. Çünkü hayvanlar aleminde bütün hayvanlar birbirlerini yiyiyormuş. Ben de "insanlar gibi keyfi öldürmüyorlar ama" dedim. Tabi savunacak ya kendini. "Ben zaten kaç yaşında bir adamım" dedi. Yani ava fazla gidemiyormuş.
Transseksüellerle ilgili yazımda da belirttiğim gibi, herkesin hayata bakış açısı, sorunlara bakış açısı ve de öncelikleri oluşturdukları yaşam tarzına, kültürlerine göre farklı ama iş hak konusuna gelince ortak, evrensel bir noktada buluşulması şart. Hayvan da bir canlıdır, insanın da her türlüsü bir canlıdır ve eşit şekilde yaşama hakları vardır. İyilik yapıyorsak, herkesi, her şeyi göz önünde bulunduracak şekilde yapmalıyız. Konu gene saptı birbiriyle bağlantılı olsa da. Yazımın başlığında dediğim gibi, lütfen sokaktaki kedileri, sahipsiz falan diyerek bulundukları noktadan alıp götürmeyin.
Bugün işlerimi halletmenin huzurun yaşayacakken, gene dağıldım kedilerimden birinin kaybıyla. Kimin umrunda bu? Hiç kimsenin. Dünyada savaşlar var değil mi, hatta dolar yükselmiş, vesaire. Ama benim için de kedimin kaybolması dünyadaki bütün sorunlardan daha önemli. Bilmem anlayabiliyor musunuz? Hatta Radikal Blog'ta bile böyle kişisel yazıların ne işi vardır değil mi? Zaten ön plana çıkan yazılara bakarsanız, sadece siyasi yazılar olduğunu görebiliriz (O önemli görülen siyasetin arkasında bile hümanizmin olmaması yatmıyor mu?)... Hatta bazı yazarlar "eşcinsellik doğal değildir, özendirilmemeli" diye homofobisini bile kusabiliyor. Adına düşünce özgürlüğü diyorlar bu nefret suçunun bizim ülkemizde; oysa Batı'da nefret suçu. Bir kedinin evin önünden götürülmesi hangi boyutta suç acaba? Hayvan öldürme suçu bile 3-500 yüz lirayla telafi edilebiliyorsa... Peki hayvan arama birimleri var mı? Çok saçma oldu değil mi? Sokaktan hayvan toplama birimleri var bu ülkede ancak. Evet dağıldım dedim ya bugün... yazılarım da dağınık dağınık...
biilakis çok güzel bir yazı. hayvanlar en yardıma muhtaç canlılar. insanın sıkıntısı olsa söyleyebilir. hayvanlar ise tecavüze uğruyor dövülüyor kolu bacağı kırılıyor. ben artık travma yaşamaktan bıktım bakamıyorum haberlerde çıkınca şiddet görüntülerine. ben de hayvan besliyorum ve pislik muamelesi yapıyorlar hayvanlara. insanların pisletmesi göze görünmüyor koyduğum mama kapları göz zevkini bozuyor insanların. o sebeple insanlardan daha çok hayvanları seviyorum. kızıyorlar böyle diyince ama elimde değil daha çok seviyorum hayvanları
YanıtlaSilAynı kafadanız... Ortak düşünceye sahip insanları tanıyınca seviniyorum.
YanıtlaSil